Kur’ân’da ibadetler ayrıntıları belirtilmeksizin emredilmiştir. Farz, vacip veya nâfile bütün ibadetlerin nasıl ve ne şekilde yapılacağı ise Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından belirlenmiştir. Namazın kaç rek'at kılınacağını, nerede ve nasıl kıraat, zikir, tesbih, tahmid veya dua yapılacağını, rükûnun ve secdenin nasıl ve kaçar defa olacağını Hz. Peygamber (s.a.s.) göstermiş ve “Benim kıldığım gibi siz de namazı kılınız.” (Buhârî, Ezân, 18 [631]) buyurmuştur. Yani ibadetler, nasıl emredilmişse o şekilde yapmak ile sorumluyuz.
Farz namazların son iki rek'atında Fâtiha’dan sonra sûre okunmamasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bununla birlikte farzların son iki rek'atında Fâtiha’dan sonra sûre okunursa bu, namaza bir zarar vermez. Hanefî mezhebindeki makbul görüşe göre sehiv secdesi de gerekmez (İbn Nüceym, el-Bahr, 2/102; Halebî, es-Sağîr, 175).
Farz namazların son iki rek'atında Fâtiha’dan sonra sûre okunmamasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bununla birlikte farzların son iki rek'atında Fâtiha’dan sonra sûre okunursa bu, namaza bir zarar vermez. Hanefî mezhebindeki makbul görüşe göre sehiv secdesi de gerekmez (İbn Nüceym, el-Bahr, 2/102; Halebî, es-Sağîr, 175).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder