22 Mayıs 2017 Pazartesi

Sabah ve ikindi namazından sonra nafile namaz kılınır mı?

Bu ve buna benzer meselelerde bir ölçü olması bakımından şu hususu belirtmekte fayda vardır:

“Mesâil-i şeriattan bir kısmına taabbüdî denilir. Aklın muhâkemesine tâbi değildir. Emrolunduğu için yapılır. İlleti emirdir.” Bediüzzaman Said Nursî. Mektûbat. (İstanbul: Sözler Yayınevi, 1981), s.371.

Yâni, dinî meselelerden bir kısmına “taabbüdî” denir. Bunlar, doğrudan doğruya ibâdetin kendisi ile alâkalı meselelerdir. İbâdetlerin vakti, şekli, tarzı ve esası bu hususa misâl olarak sayılabilir. Meselâ, sabah namazının farzı iki rekât, akşam namazının farzı üç rekât, Ramazan orucu bir ay, zekât bir kısım mallardan kırkta bir verilir, hac Zilhicce ayında yapılır, gibi... Bu misâllerde sözü edilen ibâdetlerin bir kısmının durumu Cenab-ı Hak tarafından, bir kısmı da Resul-i Ekrem Efendimiz 
Sallallahü Aleyhi ve Sellem  tarafından tayin edilip belirtilmiştir. Biz de nasıl bildirilmişse öyle kabul eder, ifâ ederiz.

Bunların belirtilen şekillerinden farklı bir tarzını düşünmeye lüzum olmadığı gibi, mühim bir faydası da yoktur. Bunların her ne kadar birtakım hikmet ve maslahatları olsa da, o cihetler bu ibâdetlerin şekil ve esaslarını değiştirmez. Bediüzzaman Hazretlerinin ifâde ettiği gibi, illetin, o şekilde tayin edilmesindeki gerçek sebebi, “emir”dir. Yani sâdece emredildiği için yapılması, nasıl uygun görülmüş, tespit edilmişse öyle tatbik edilmesidir.

Namaz vakitlerini, farz veya nafile namazları kılmanın mekruh olduğu vakitleri de bu “taabbüdî” meseleler arasında zikretmek mümkündür. Önce bu husustaki Peygamber Efendimizin 
Sallallahü Aleyhi ve Sellem  mübarek sözlerine ve davranış şekline bakalım:

Ebû Said el-Hudrî’den 
Radıyallahu Anh rivâyetle Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“İkindi namazından sonra güneş kavuşuncaya kadar, sabah namazından sonra da güneş doğuncaya kadar namaz yoktur.” 
Müslim, Müsafirîn: 288

İmam Beyhakî, Hz. Ali’den 
Radıyallahu Anh şu rivâyeti kaydeder:

“Resulullah 
Sallallahü Aleyhi ve Sellem  , sabah ile ikindi namazları müstesna olmak üzere, her farz namazdan sonra ikişer rekât nâfile namaz kılardı.”  Ahmed Davudoğlu. Sahih-i Müslim Tercemesi (İstanbul: Sönmez Neşriyat A.Ş. Yayınları, 1983), IV/421.

Bu hadis-i şerifler sabah ve ikindi namazlarının farzından sonra nâfile namaz kılınamayacağını bildirmektedir. Yani, bu vakitlerde farz namazların yahut kazaya kalmış namazların dışında nâfile namaz kılınmaz. Bu mesele “taabbüdî” olarak kabul edilir.

Bu meselenin hikmet tarafına gelince; İbni Âbidin’in izahına göre, bu vakitlerde nâfile kılmanın yasaklanmasındaki hikmet, vakitte bir noksanlık bulunduğundan değil de, hükmen vaktin tamamının farzla dolmasından dolayıdır. Nâfile bunun için caiz olmamaktadır.

4. İbni Âbidin, I/251; et-Tahtâvî, s.151.(bk. Mehmed PAKSU, İbadet Hayatımız)

 Namaz kılanın zamanı müsâitse nâfile ile meşgul olmak yerine, vaktin farzındaki kıraati uzatmalı yahut varsa kaza namazı kılmalıdır.

Başta da ifâde ettiğimiz gibi, bu tür meselelerde hikmet ve maslahattan çok illetine bakmalı, gerçek sebep olan “emredildiği için yapılması” cihetine ağırlık verilmelidir. Yine bu hususta Efendimiz 
Sallallahü Aleyhi ve Sellem 'in, “Benim ne şekilde namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle kılın.” Buharî, Ezân:18. hadisini hatırda tutmalıdır.

sorularla islamiyet'ten faydalanılmıştır.

Hiç yorum yok: