24 Aralık 2016 Cumartesi

Meclisin Bittiği Yere Ve Halkada Bir Boşluk Görerek Oraya Oturan Kimse

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
   
3. BÖLÜM İLİM

8. Meclisin Bittiği Yere Ve Halkada Bir Boşluk Görerek Oraya Oturan Kimse

66- Ebû Vâkıd el-Leysî'den rivayet edildiğine göre Resûlullah 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) insanlarla birlikte mescitte otururken üç kişi mescide geldi. İkisi Hz. Pey­gamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bulunduğu yöne yöneldi, biri başka tarafa gitti. Bu iki kişi Hz. Peygamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) huzurunda beklediler. Birisi halkada bir boşluk görerek oraya oturdu, diğeri oturanların arkasına oturdu. Üçüncüsü ise arkasını dönerek gitti. Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sözünü tamamlayınca şöyle dedi:

"Size şu üç kişinin durumunu bildireyim mi? Birisi Allah'a sğındı Allah da onu kendi korumasına aldı. Diğeri haya etti, Allah da ondan (ona azap etmekten) haya etti. Üçüncüsü yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.[hadisin geçtiği diğer bir yer:474]

Açıklama

Bu hadisin ilim konusu ile alâkası şudur: Burada kasdedilen meclis ve hal­ka, ilim meclis ve halkasıdır.

Sözü edilen üç kişinin tümü önce mescide yönelmişler, mescide girdikten sonra Hz. Peygamber'in 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) meclisini görmüşler, ikisi ona doğru yönelmiş, birisi ise başka tarafa gitmiştir.

Selam Verme

Muvatta' ravilerinin çoğunluğu bu iki kişinin selâm verdiğini söylemişlerdir.

Bundan içeri giren kişinin söze selâmla başlayacağı, ayakta olanın oturana selâm vereceği anlaşılır. Onların selâmına karşılık verildiğinden bahsedilmemesi bunun zaten bilinmesi sebebiyledir. Ya da bundan ibadete dalan kişiden selâm alma borcunun düştüğü anlaşılır. Bu konu başkasının evine girerken ev halkın­dan "izin isteme" bölümünde gelecektir.

Tahiyyetü'I-Mescid Namazı


Hadiste bu iki kişinin "tahiyyetü'l-mescid" namazı kıldıklarından bahsedilme­miştir. Bunun sebebi şunlardan biri olabilir:

*Olayın bu namazın meşru kılınmasından önce gerçekleşmesi,

*Söz konusu iki kişinin o sırada abdestsiz olması,

*Bu namazı kıldıkları halde daha önemli meselelerin nakledilmesi sebebiyle bunun aktarılmamış olması,

*Nafile namaz kılmanın uygun olmadığı bir vakitte mescide girmiş olmaları. Bu sonuncuyu Kadı Iyaz söylemiştir. Çünkü onun görüşüne göre tahiyyetü'l-mescid namazı, namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerde kılınmaz.

Bu hadis zikir ve ilim meclislerinde halka yapmanın müstehap olduğunu, bu halkada bir yere oturan kişinin, o yer konusunda başkalarından daha çok hak sahibi olduğunu gösterir.

Hz. Peygamber'in 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "Allah'a sığındı, Allah da onu ken­di korumasına aldı" sözü: "Allah'a sığındı" ifadesi "Allah'a iltica etti" yahut "Hz. Peygamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) meclisine katıldı" anlamına gelir. "Allah da onu kendi korumasına aldı ifadesi "onu rahmet ve rızasına alarak ona kendi fiiline uygun karşılığı verdi" anlamına gelir.

İlim Meclisinde Adaba Riayet

Bu hadis, ilim meclislerinde edebe riayetin müstehap olduğunu, namazda saflardaki boşlukları doldurmak teşvik edildiği gibi burada da halkadaki boşluk­ları doldurmanın faziletli olduğunu gösterir. Yine başkasına sıkıntı vermediği sürece kişinin boşluğu doldurmak için başkalarının arasından geçmesi de caizdir. Ancak başkasına sıkıntı verme ihtimalinden korkarsa hadiste yer alan ikinci kişi­nin yaptığı gibi meclisin bittiği yere oturabilir. Bu hadis, hayrı talep etme konu­sunda başkaları ile yarışan kişinin övüldüğünü de gösterir.

"Diğeri haya etti, Allah da ondan haya etti": Hz. Peygamber'den
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  ve mecliste bulunanlardan haya ederek arkadaşının yaptığı gibi halkayı sıkıştırmadı. Enes, rivayetinde bu ikinci kişinin niçin haya ettiğini açıklamıştır. Hâkim'in rivayet ettiği hadisin lafzı şöyledir: "İkinci kişi azıcık ilerledi, sonra dö­nerek geldi ve oturdu". Yani üçüncü şahsın yaptığı gibi ilim meclisini bırakarak gitmekten haya etti.

Allah da ondan haya etti", yani ona merhamet etti, cezalandırmadı.

Allah ondan yüz çevirdi": Ona öfkelendi. Bu, kişinin özürsüz olarak ilim meclisini terk etmesine yorulur. Bu, söz konusu kişinin Müslüman olması halinde geçerli olan yorumdur. Bu kişinin münafık olması da muhtemel olup, Hz. Peygamber 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bunun durumuna muttali olmuş olabilir. Hz. Peygam­ber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sözü haber verme anlamında anlaşılmaya müsait ol­duğu gibi "Allah ondan yüz çevirsin" şeklinde beddua olarak da anlaşılmaya müsaittir. Enes'in rivayet ettiği hadiste şöyle denilmiştir: "O kendini müstağni gördü, Allah da ondan istiğna etti". Bu, Hz. Peygamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sözünün beddua değil de haber verme kastı taşıdığını göstermektedir. Allah hakkında "yüz çevirme" ve benzeri ifadelerin kullanılması, mukabele ve müşâkele içindir. Bu şekildeki ifadeler Allah'ın şanına layık olacak şekilde yorumlanır. Bu ifadelerin kullanılmasının sebebi bir şeyi açık olarak ortaya koy­maktır.

Bu hadis, günah işleyenleri ve durumlarını bunu engellemek amacıyla ha­ber vermenin caiz olduğunu, bunun gıybet (dedikodu) sayılmayacağını göster­mektedir.

Hadiste şu hususlar da yer almaktadır: 


*ilim ve zikir halkalarına bağlılığın fazileti,

* ilim öğreten ve zikir yaptıran kimselerin mescitte oturması,

*Haya eden kişinin övgüye layık olması,


*Meclisin (halkanın) bittiği yere oturulması.


Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Hiç yorum yok: