"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
3. BÖLÜM İLİM
2. Bir Şey Konuşurken Kendisine Soru Sorulan Kişinin Konuşmasını Bitirdikten Sonra Soran Kişiye Cevap Vermesi
59- Ebû Hureyre'den (radıyallahu anh) rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir mecliste toplulukla konuşurken bir bedevî gelerek ona:
Kıyamet ne zaman?" diye sordu. Allah Resulü(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)konuşmasına devam etti. Bazıları "Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) adamın sorusunu duydu ama soru sorma şeklini yadırgadı, bu sebeple cevap vermedi" derken bazıları da "Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) adamın sözünü duymadı" dediler.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) konuşmasını tamamlayınca:
Kıyametin vaktini soran kişi nerede?" buyurdu. Adam: "Buradayım ey Allah'ın elçisi!" dedi.
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "Emanet kaybedildiğinde kıyameti bekle" buyurdu.
Adam: "Emanet nasıl kaybedilir?" diye sordu.
Hz. Peygamber iş ehil olmayana bırakıldığında kıyameti bekle" buyurdu.[hadisin geçtiği diğer yer:6496]
Açıklama
İlim Öğrenme ve Öğretme Adabı
"konuşması devam ederken kendisine soru sorulan kişi":
Bu hadiste âlim ve öğrencinin uyması gereken edebe işaret edilmektedir.
Âlimin uyması gereken âdap şunlardır: Soru soran kişiyi azarlamamak, konuşmasını tamamlayıncaya kadar onunla ilgilenmemek sonra ona cevap vermek, ona yumuşak davranmaktır. Çünkü hadiste soru soran kişi insanlara karşı kaba hareketlerde bulunan bedevilerdendi. Soru ve cevabı net olmasa bile bir kimsenin sorduğu soruya özen göstermek gerekir.
Öğrencinin uyması gereken âdap şunlardır: Başka biri ile meşgul olan âlime soru sorulmaz, çünkü ilkinin hakkı daha öncedir. Ders alma, fetva ve hüküm gibi konularda öncelik sırasına riayet edilir. Yine Öğrenci hocanın verdiği cevabı anlamadığında daha da açık hale getirmek için hocaya müracaat eder. Hadiste Rasûlullah'a soru soran kişinin "emanet nasıl kaybolur?" sorusunda olduğu gibi.
İbn Hibbân bu hadise başlık olarak "soru sorulan kişinin derhal cevap vermemesinin mubah olması" ifadesini kullanmıştır. Ancak hadisin baş tarafı bunun mutlak olarak bu şekilde olmadığını göstermektedir.
Bu hadis ilmin soru ve cevaptan ibaret olduğunu anlatmaktadır. Bu sebeple "güzel soru ilmin yarısıdır" denilmiştir.
Hutbe Sırasında Sorulan Soruya İmamın Cevap Vermesi
İmam Mâlik ve İmam Ahmed, hutbe konusunda bu hadisin zahirini esas alarak şöyle demişlerdir: Bir kimse soru sorduğunda hutbe yarıda kesilmez, kişi hutbeyi bitirdiğinde sorulana cevap verir. Alimlerin çoğunluğu ise şöyle bir ayırım yapmıştır: Şayet soru hutbenin farzları eda edilirken sorulursa cevap ertelenir, hutbenin farz olmayan bölümlerinde sorulan soruya ise cevap verilir. Bu konuda şöyle bir ayırım yapmak daha iyidir: Şayet din işi ile ilgili önemli bir soru ise, özellikle de yalnızca soru soranla ilgili bir durum ise soruya cevap vermek müstehaptır, sonra imam hutbeye devam eder. Hutbe ve namaz arasında da durum böyledir. Bunun dışında bir soru olursa cevabı erteler. Bazen hutbenin farzlarından biri yerine getirildiği sırada sorulan soruya derhal cevap vermek gerekebilir. Ancak en doğru görüşe göre, imamın soruya cevap vermesi halinde hutbeye baştan başlaması gerekir. Bu hükümlerin tümü konu ile ilgili farklı hadislerden elde edilmiştir. Şayet sorunun cevabının hemen bilinmesi önemli değilse bu hadiste olduğu gibi, özellikle de bu konuda soruyu terk etmek daha evla olduğundan, cevap ertelenir. Bunun bir benzeri de namaz için kamet getirildiği sırada kıyametin vaktini soran kişinin durumunda söz konusudur. Namaz bitince Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Soru soran nerede?" diye sormuş ve ona gerekli cevap verilmiştir. Bu hadisi de Buhari ve Müslim rivayet etmektedir. Şayet soruyu soran kişi için zorunlu bir durum söz konusu ise imam ona cevap verir. Nitekim Müslim'de Ebû Rifâa hadisinde yer aldığına göre Hz. Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)hutbe okurken dinini bilmeyen yabancı bir adam din konusunda ona soru sormak üzere geldi. Hz. Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hutbeyi bırakarak bir kürsüye oturdu ve ona dinini öğretmeye başladı. Daha sonra hutbesine kaldığı yerden devam ederek konuşmasını bitirdi. Yine Sahihayn'da Salim ile ilgili kıssada yer aldığına göre o Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken mescide girdiğinde Hz. Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona "İki rekat namaz kıldın mı?" diye sormuştur.
Bu hadisin ilim konusu ile ilgisi şudur: İşin ehil olmayan kimselere verilmesi ancak cehaletin yaygınlaştığı ve ilmin kaldırıldığı durumda olur. Bu da kıyamet alâmetlerindendir. Bu, ilim mevcut olduğu sürece durumun normal olduğunu gösterir. Buhârî bu hadisle İlmin yalnızca büyüklerden öğrenileceğine İşaret etmiş, Ebû Ümeyye el-Cumahî'nin Hz.Peygamber'den (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği "İlimin küçüklerde aranması kıyamet alâmetlerindendir" hadisine işaret etmiştir.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder