21 Mart 2016 Pazartesi

Allah'ın Resûlü'nü(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Sevmek İmandandır

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
   
2. BÖLÜM ÎMÂN

8. Allah'ın Resûlü'nü(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Sevmek İmandandır

14- Ebû Hureyre'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü şöyle buyurdu:

"Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, hiçbiriniz beni ana-babasından ve çoluk çocuğundan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz".


Açıklama
"Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki..." ifadesi yemin talep eden bulunmasa bile önemli bir şeyi pekiştirmek için yemin etmenin caiz olduğunu göstermektedir.

"İman etmiş olmaz" ifadesi "olgun bir imana sahip olamaz" anlamına gel­mektedir.

"Ana-babasından ve çocuğundan" ifadesinde ana-baba çocuktan önce söy­lenmiştir. Çünkü herkesin ana-babası olmakla birlikte herkesin çocuğu yoktur. Bu sebeple çoğunluğun durumu dikkate alınmıştır. Nesâî'nin Enes'ten rivayet ettiği hadiste ise çocuk ana-babadan önce gelmektedir. Bu da çocuğa karşı daha çok şefkat beslendiği içindir.

15- Enes'ten rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Hiçbiriniz, beni kendi canından, ana-babasından, çoluk-çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz".

Açıklama
Çocuk ve ana-babanın zikredilmesi manayı daha etkili kılmaktadır. Çünkü aklı başında bir kimse için bunlar kişinin karısından ve

malından daha üstündür. Hatta kimi
durumlarda kişinin kendi canından daha üstündür. Hattâbî buradaki sevgi ile doğal sevginin değil, isteğe bağlı sevginin kasdedildiğini söylemektedir.

Nevevî ise şöyle demiştir: "Bu hadiste nefs-i emmâre ve n
efs-i mutmainne'ye  işaret edilmektedir. Şöyle ki: Nefs-i mutmainne yönü ağır basanların Hz. Peygamber'e(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)duydukları sevgi daha üstün olmaktadır. Nefs-i emmâre yönü ağır basanların hükmü ise bunun aksidir."

Kadı Iyaz, hadiste yer alan hususun imanın geçerliliği için şart olduğunu söylemiştir. Çünkü o buradaki sevgiyi saygı duyma, yüceltme anlamında kabul etmiştir.

el-Müfhim adlı eserin yazarı ise bu hadiste bunun kasdedilmediğini söyleye­rek Kadı Iyaz'ı eleştirmiştir. Çünkü birinin en yüce olduğuna inanmak sevgiyi gerektirmez. Zira kişi bazen bir şeyi büyük görmekle birlikte ona sevgi duymayabilir.

Hz. Peygamber'i
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Canından Çok Sevmek
Bu hadise göre, içinde Hz. Peygamber'e 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)karşı bu sevgiyi duymayan kişinin imanı olgunlaşmamıştır. Buhârî'nin el-Eymân ve'n-Nüzûr bölümünde Hz. Ömer'den (radıyallahu anh)rivayet ettiği şu hadis de buna işaret etmektedir: Ab­dullah b. Hişâm'm Hz. Ömer'den(radıyallahu anh)rivayet ettiğine göre Hz. Ömer, Hz. Peygamber'e (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "Ey Allah'ın Resulü! Yemin ederim ki sen bana kendi canım dışındaki her şeyden daha sevgilisin" dedi. Bunun üzerine Hz. Pey­gamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayır, Canımı elinde tutan Al­lah'a yemin ederim ki sana kendi canından da daha sevgili olmadıkça olmaz". Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: "Vallahi şu anda sen bana kendi canımdan da daha sevgilisin". Hz. Peygamber de (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona: "İşte şimdi oldu Ömer!" buyurdu. Bu sevgi yalnızca Hz. Peygamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)en üstün olduğuna inanmaktan kaynaklanmaz. Çünkü Hz. Ömer bu konuşmadan önce de buna inanıyordu.

Hz. Peygamber'i 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)Her Şeyden Çok Sevmenin Alâmetleri
Hadiste belirtildiği şekilde Hz. Peygamber'i(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)sevmenin alâmetlerinden biri şudur: Kişi kendi arzuladığı bir şeye kavuşmak ve Hz. Pey­gamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)görmek seçenekleri ile karşı karşıya kalacak olsa, Hz. Peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)görme bahtiyarlığını kaybetmek, arzuladığı şey­lerden herhangi birini kaybetmekten daha zor geliyorsa bu kişi hadiste belirtildiği şekilde, Hz. Peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)her şeyden daha çok seviyor demek­tir. Bu durumda olmayan kişi için ise bu söz konusu değildir. Bu yalnızca Hz. Peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)görme veya bu imkânı kaybetme ile ilgili değildir. O'nun(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)sünnetine yardım etmek, şeriatını savunmak, karşı çıkanları bastırmak da böyledir. İyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak da bu kapsama girer. Çünkü hadiste zikredilen en çok sevmek" bunlarla anlaşılır.

Hz. Peygamber'i 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)Niçin Her Şeyden Çok Sevmeliyiz?
Şöyle ki: Bir insan ya kendisini ya da başkasını sever. Kendisini sevmesi, ömrünün âfetlerden uzak bir şekilde devam etmesi anlamına gelir. Gerçek an­lamda kişinin istediği budur. Başkasını sevmesi ise, kişinin dünya veya âhirette farklı türlerde yarar sağlamasından kaynaklanır.

Kişi, doğrudan veya sebep olmak şeklinde kendisini inkârın karanlıklarından imanın nuruna çıkaran Hz. Peygamber 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)tarafından elde ettiği yararı incelediğinde görür ki (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)kendisinin ebedî nimetler için­de kalmasına sebeptir. Kişinin bu şekilde elde edeceği yarar, diğer bütün yararların üstündedir. Bu yüzden de Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)herkesten çok sevilmeyi hak etmektedir. Çünkü sevgiyi körükleyen faydayı insana herkesten çok sağlayan odur. Ancak insanlar bu konuda, bunları hatırında tutma veya unutma bakımından, birbirinden farklı derecelere sahiptir. Şüphesiz ki sahabe bu konuda en önemli paya sahipti. Çünkü bu sevgi, tanımaya bağlı­dır. Onlar ise bu sevgiyi en çok bilen kişilerdi.

Her Mümin Hz. Peygamber'i 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Sever
Kurtubî şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)doğru bir şekilde inanan herkeste, onu başka her şeyden çok sevme özelliği bulunur. Ne var ki inananlar bu konuda farklı derecelere sahiptir. Bazıları bu konuda en büyük paya sahip olduğu halde, bazıları ise şehvetlere batmış olmaları ve zamanlarının büyük bölümünde gaflet perdeleri ile örtülmüş olmaları sebebiyle daha az paya sahiptir. Ancak inananların büyük bir çoğunluğu yanlarında Hz. Peygamber'den (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bahsedildiğinde onu görmeyi arzularlar. Öyle ki bir çoğu onu görmeyi eşine, çocuğuna, malına, ana-babasına tercih eder, onun uğrunda teh­likeli işlere atılmaktan çekinmez. Bunu haber veren kişi de, kalbinde hiç tereddüt duymaksızın bunu duymuştur. Hatta O'nun (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kabrini ziyaret etmeyi ve yaşadığı yerleri görmeyi bütün saydıklarımıza tercih eden kişilerin bulunduğu da görülmüştür. Çünkü onların kalbine Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sevgisi iyice yerleşmiştir. Ne var ki araya giren gaflet durumları sebebiyle bu durum -maalesef- çabucak geçmektedir. Yardım istenilecek olan yegâne varlık Allah'tır.

Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Hiç yorum yok: