4 Mart 2016 Cuma

625.MEZHEPLERDEN YARARLANMA İMKANI- Faruk Beşer



....Mezhepler anlama ve yorumlama çabasının ürünüdürler.

Kimse mezhep kuruyorum dememiş, büyük imamların görüşleri sonradan sistemleştirilip mezhep haline gelmiştir.

Fıkıh mezheplerindeki farklılıklar somuttur, derin değildir. En azından dört mezhebi esas aldığımızda bu farklılıklar, öyle de olur böylede olur, denecek cinstendir ve genellikle ikinci bir sünnetin yaşatılmasından ibarettir. Bu açıdan mezhepler nimettir çünkü sünnetteki bütün farklılıklar bu yolla korunmuştur. Onun için fıkıh mezheplerini bire indirmek, sünnetin farklı uygulamalarını atmak demektir ve saçmadır.

Akide konusu biraz daha soyut olduğu için akide mezhepleri arasındaki ihtilaflar daha derindir ve bazen affedilemeyecek boyutlardadır. Bunlarda esas olan Allah Rasulü"nün öğrettiği ve sahabenin yaşadığı akidedir.

Tasavvuf mezhepleri ise daha da soyut konuları içerir ve bu sebeple tasavvuftaki sapmalar akide ve fıkıh alanındaki sapmalardan çok daha fazladır.

Fıkıh mezhepleri açısından Müslümanları birer paket program gibi her hangi bir mezhebi uygulamaya zorlayan şer"i bir delil yoktur. Ancak Allah (cc) buyurur ki: "Bilmiyorsanız zikir ehline (ilmiyle amel eden âlimlere) sorun" (16/43). O halde herkes için asıl olan, hükümleri Kur"an ve Sünnet"teki delilleriyle bilmektir. Ama bu çok zordur ve herkesin yapabileceği bir iş değildir. O halde bilemeyenler böyle âlimlere sormak zorundadırlar. İşte bir mezhebe göre yaşamak bu emri bir şekilde yerine getirmek demektir.

Ama mezhepler birer din değildir. Yeri geldiğinde işin erbabı olan insanlar farklı mezheplerden görüş alabilirler. Her isteyenin istediği mezhepten görüş almasının ise sakıncası şudur:

Allah (cc) delilsiz hareket etmememizi söyler: "Ölen de bir delille ölsün yaşayan da bir delille yaşasın" (8/42) der. Her aklına geldiğinde herhangi bir mezhepten görüş alan kişi, bir delille hareket etmemekte, canının istediği gibi davranmaktadır. Oysa yine Allah müşriklerin temel özelliklerinden söz ederken; "Onlar sadece nefislerinin/canlarının istediğine ve zanna uyarlar" (53/23). "Zan ise, hakikat adına hiçbir fayda vermez" (53/28), buyurur ve bu tavrı kınar. O halde farklı mezheplerden görüş almanın da bir edebi olmalıdır....

Hiç yorum yok: