30 Kasım 2015 Pazartesi

575.MUSHAF ve KURAN-I KERİM-Faruk Beşer

".... O, her okuyuşta insana başka bir şey söyler. Onu her elinize aldığınızda yeni bir manayı sanki yeni inmiş gibi taptaze dinlersiniz. 

Bu durum biraz da bilginin tabiatından kaynaklanır. Çünkü her bilgi yeni bir oluştur, her oluş da yeni bir bilgidir. Manasını biliyorsanız her okuyuşta Kuranı Kerim"den yeni bilgiler alacak ve yeniden var olacaksınız. Bu yeni varoluşunuzla okuduğunuzda siz artık önceki siz olarak değil, yeniden varolan siz olarak okuyacak ve önceki sizin görmediği ve anlamadığı şeyleri görüp anlayacaksınız. Bu durum sizi ikinci bir bilgilenmeye, bu bilgilenme ikinci varoluşa götürecek ve bu süreç böyle devam edip gidecektir.

Mushaf ise işte Allah"ın bu tabiattaki kelamının mürekkeple ve kâğıtla göze ve kulağa, yani alem-i şehadete gelmiş halidir. Kuranı Kerim"in elimize aldığımız bu hali Mushaftır. Mushaf, yani sahifelere/sayfalara dökülmüş Kelam-ı ilahi.

...sadece "Kuran" demek de edebe aykırıdır. Kuranı Kerim demek gerekir. Çünkü Allah"ın (cc) en büyük şiarı, yanı O"nu gösteren sembolü ve işareti Kuranı Kerim"dir ve O buyurur ki, "Allah"ın şiarlarına saygı göstermek kalbin takvasındandır".

Kuranı Kerim"de "Allah"ın şeairi/şiarları" dendiğine göre O"nun pek çok şiarı vardır. Yani görüldüklerinde O"nu hatırlatırlar. Kuranı Kerim"in en büyük şiar olduğunu söyledik. Kâbe bir şiardır, hacla ilgili bütün görüntüler ve eylemler birer şiardırlar. Camiler, minareler, sakal, sarık, türban… hep birer şiardırlar.

Bir zamanlar türbanın sembol, yani simge olduğu söylenirdi. Elhak doğrudur. Türban elbette bir simgedir yani şiardır. Allah"a inanmayı, O"nun emirlerine boyun eğmeyi, O"na saygıyı, iffeti şuurlara getirir. 

Hiç yorum yok: