16 Eylül 2013 Pazartesi

138.İMANINIZ GEÇERLİ Mİ ACABA?


“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"

Bismillahirrahmanirrahim


İman ettim diyoruz ama...

Allah’ın varlığını ,kudret ve azametini kabul edip O’nun hükümlerini kabullenmemek , o hükümlerin sahibini de kabul etmemek demektir.İşte Mekke müşriklerinin imanı böyle bir iman olduğundan,bu iman onları küfür ve şirkten kurtaramadı. Zira onlar Cenab-ı Hakk’ın yaratıcılığını,rızık veren olduğunu,yerleri,gökleri ve tüm kainatı yaratanın O olduğunu kabul ediyorlardı. Ancak O’nun gönderdiği risalet ve şeriatı red etmekle tevhidi ihlal etmiş oldular.
Yani “Biz Allah tarafından yaratılıp yaşatıldığımızı kabul ediyoruz ama Allah tarafından yönetilmeyi asla kabul etmeyiz,biz örflerimize, adetlerimize ve beşeri olan sistemimize göre yaşayacağız, helali,haramı, yasağı biz koyacağız,yine kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeye,yine birbirimizi öldürmeye, faizle birbirimizi sömürmeye devam edeceğiz” dediler.

İşte bundan dolayıdır ki kendisine peygamberlik verilene kadar Hz.Muhammed’i sas severlerken,risaletin verilmesiyle O’na düşman oldular.Demek oluyor ki müşrikler kendi soylarından olan Muhammed’e karşı değillerdi; onlar Allah’ın elçisi ve risaletin sahibi olan Muhammed’e sas karşı idiler. Hatta Rasulullah sas Efendimize şöyle bir teklifte bulundular: “Ya Muhammed başımıza geç, bizim idarecimiz ol ancak bizi o gökten indiğini iddia ettiğin ilkelerle değil,kendi fikirlerinizle ve beşeri görüşlerinizle yönet,biz buna razıyız yeter ki risalet davasından vazgeç.” Hz Muhammed sas ise onlara “Vallahi bir elime ayı diğer elime güneşi verseniz ben bu ilahi davadan asla vazgeçmem.” buyurdular.

Buradan anlıyoruz ki; Allah’ın vahyini, o vahyin getirdiği fermanı ve hükümleri kabul etmek ehli tevhid olmak için şarttır.

Allah cc en güzelini, en doğrusunu, hatasız ve noksansız bilir.O halde kendisine halife olarak yarattığı insanların saadet ve mutluluk yollarını en güzel şekilde yüce sıfatlarıyla tesbit ederek peygamberine doğru yolu beyan etmiştir.

İşte bunun içindir ki İslam'ı, Kur’an’ı ve onun getirdiği hükümleri tartışmak Yüce Allah’ın sıfatlarında noksanlık ihtimalini düşünmekle eş değerde olduğundan tevhidi ihlal etmektir.Bu hususta Cenab-ı Hak “Allah’tan daha doğruyu kim söyleyebilir ki?” buyurarak sözünde yanılmayanın yanlız Kendisi olduğunu beyan ediyor.

Allah cc meleklere ve İblis'e Adem’e as secde edin(tazim ve hürmet gösterisini yaparak Adem’in üstünlüğünü kabul edin )emrini verince melekler topluca secde ettiler. Ama iblis secde etmedi.Yani Adem’in üstünlüğünü kabullenemedi.İtiraz etmekle kalmayıp adeta Adem’den daha üstün olma gerekçesini Cenab-ı Hakk’a izah etmeye kalkıştı.Böylece Cenab-ı Hakk’ın ilim sıfatıyla bilip kelam sıfatıyla ferman ettiği emri ilahi ile tartışır hale düştü.Ve Cenab-ı Hakk’ın Adem’in üstünlüğü hususundaki tesbitinde hata iddia ederek Cenab-ı Hakk’ı tenzih ve tevhidi ihlal etti.Böylece Cenab-ı Hakk onu huzurundan kovdu.

Burada görülüyor ki Allah’ı cc yaratıcı olarak kabul etmek tevhid için yeterli değil.Zira İblis’i şirke ve küfre düşüren cümlenin içerisinde Adem’in de as kendisinin de yaratıcısının Allah olduğunu itiraf ve tasdik vardır.Ama bu tasdik İblis’i küfürden kurtaramadı.Dahası İblis Allah’ın kudretini, herşeye kadir olduğunu,öldürenin,yaşatanın O olduğunu kabul ettiği için Allah’a dua da ediyor. “Ya Rabbi bana insanların dirileceği zamana kadar mühlet ver.” diyor

Anlaşılıyor ki Allah’ın kudretini kabullenerek O’na dua etmek de tevhid için yeterli değil.

İblis,Adem’in üstünlüğünü Yüce Allah’ın beyanı olmasına rağmen kabul etmemesi yüzünden küfre düşüyorsa Rabbimizin bunca fermanını kabul etmeyen,O’nun hükümlerine karşı duranların hali ne olacak bunu çok iyi düşünmek lazım.

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: