31 Ekim 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 220

 Allah Teala olacak her şeyi daha olmadan bilmektedir

Allah Teala, insanların hayatında meydana gelecek ve ezelde planladığı, olacak her şeyi daha olmadan bilmektedir. Bunu Allah GAYB İLMİYLE bize açıklıyor. Diyor ki; bu bana ait olan ilim türüdür. Ben bu ilimle anlık zamanların ötesindeki bütün zaman dilimlerine tanığım, hepsini ayrı ayrı görmekteyim. Bu zâtımı alakadar eden bir şey. Sizler yaşanan anlık zamana bakmaktasınız. Gerçekleştikçe tanık olmaktasınız, üstelik gerçekleşen her olaya da tanık değiliz, sadece kendi etrafımızda olanlara. Allah Teala’nın ise GAYBIN İLMİ VE ŞEHADET İLMİ vardır. (Hem anlık ilmi hem de tüm zamanların ilmi) Allah Teala’nın gayb ilmi ile vakti gelince şehadet ilmi birebir örtüşür, asla bir yanılgı bir fire olamaz. Allah olacak bir şeyin olacağını bilirken, olmayacak bir şeyin olmayacağını da zaten bilir.

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 220

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

30 Ekim 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 219

Ahsen-i amel

Cenabı Hak bizi sınamak için yarattıysa o zaman bunun çok ciddi sonuçları olacaktır. İşte bu içimizde oluşan ürperti, üzerimizdeki sorumluk ve ağırlık, Mülk Sûresi’nin kendi ağırlığı kadar daha hemen girişinde üzerimize çökmektedir. 

-Mülk 2: “Hanginiz daha iyi amel yapacaksınız diye, bunu sınasın ibtila etsin diye Allah sistemi (ölümü ve hayatı) yarattı.”

Sizi kesinlikle sınayacağız başka türlüsünü düşünmeyin. Hanginiz daha güzel amel yapacaksınız diye Allah yaratmıştır. Hayatın yaratılışındaki bu espri gözden kaçırıldığı sürece insan yanlış, amaçsız işlerle uğraşmaya, yaptığı işin neticesiz çıkmasına mahkum olmaya devam edecektir. 

Ahsen-i amel; Allah’ın öğrettiği kadarıyladır, elçisinin hayatında gördüğümüz kadarıyladır. Daha da fazlalaştırmak, daha öteye bir yol almak, karmaşık hale getirmek ona daha güzellik katmaz. 

Onun kamil olduğu en güzel örnek olduğu düşünülünce, fazlası ağır gelir. Ayetteki ahseni amele vurgunun olması bizi güzel bir örneğe yönlendirmeli. Güzel örnek de doğrudan vahiylerin gönderildiği elçidir. Onun (sav) ibadetlerini hangi sınır ve çerçevede yaptığına odaklanmak gerek. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 219

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

29 Ekim 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 218

Ölüm, vaktiyle denediğimiz bir hal

Ölüm yaratılmış bir şey. 

Hayattan önce yaratılmış. 

Ve bizler önce ölüler olarak yaratıldık. Başlangıçta meyyit idik. 

O çok korktuğumuz ölüm, aslında vaktiyle denediğimiz bir hal, ortamında hiç bulunmadığımız bir şey değil. Tekrar deneyeceğimiz bir şey. 

Böyle düşündükçe insan ölümü biraz daha tanıdık hale getiriyor. Daha önce denediysem demek ki o kadar şok olmayacağım. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR'den kısa notlar 218

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q


https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

28 Ekim 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 217

 Çünkü mülk O’nundur

Mülk 1: “Mülk elinde olan Allah ne yücedir, ne üstündür. O her şeye gücünü yetirir.”

Ayet-i Kerime’de Cenab-ı Allah zâtını övüyor. Kuran’da bu sıkça işlenir. Neden her şey Allah’ın dediği gibi oluyor? Çünkü mülk O’nundur. Allah Teala diyor ki , "Ben sırf gücü kontrol ediyorum diye abes ve anlamsız işler yapan, ahlaki boyuttan yoksun biri değilim. Ben aynı zamanda adalet sahibi, hikmet sahibi olan biriyim. Bu hikmetler de yüceliğimin ayrı bir unsuru."

Bu Kudret’in kendisini Rahim, Rahman ve Adil olarak tanımlaması bizim için müjdelerin en muazzamıdır. 

Sistemi kontrol eden iyi biriymiş, dolayısıyla tehlike yok. Bu düşmelerimin bir anlamı olmalı. Beni yaratan bana zulmetmek istemiyor. Halîm davranıyor, tövbelerimizi kabul ediyor. Şefkatiyle kendisine çağırıyor, bizim ona karşı nice kusurlarımız olmasına rağmen. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 217

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

27 Ekim 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 216

Mülkün sahibi olan Allah

Tabareke; bu sûre ilk kelimesinden daha çok şöhret bulmuş. 

İlk kelimesi üzerinden sûreleri isimlendirmemiz, bizim sûreyi anlamadığımızı ifşa ediyor. 

Sûrenin adı var, mülk. Sûreler sahip olduğu en dikkat çekici içeriklerine dayalı olarak isimlendirilmiş. 

Mülk Sûresi de mülkün sahibi olan Allah’a başlangıçtaki bu muazzam işaret edişi ile isim almış. 

Sûreye kalkıp “Tabareke” demek, ben bu sûreden bir şey anlamıyorum, sadece başındaki kelimeden ötürü böyle adlandırdım, demek. (Aynı şekilde İhlas Sûresi’ne Kulhuva demek)

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 216

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

26 Ekim 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 215

Allah Teala kullarına rahmet etmek istiyor

Müfessirler diyor ki; Kur'an-ı Kerim’de tehdit içeren ayetler bile, mağfiret içerenler kadar davet içermektedir. “Gel” demektedir. 

Allah kullarına rahmet etmek istiyor. Müstekbir halimizle cehenneme gitmemizden razı değil. Kafirlerin sayısının artmasından memnun değil. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 215

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

25 Ekim 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 214

Siz uyarılmadınız mı? 

Mülk 8: “Cehennem neredeyse gayz ve öfkesinden parçalanacak! Oraya her bir grup bırakıldığında, muhafızları onlara, ‘Size kendi içinizden resuller gelmedi mi?’ diye sorarlar.”

Cehennem kaynar durur, onun nefes alışı duyulur. Neredeyse öfkesinden gayzından parçalanacak. 

Cehennem böyle bir yaratılışta. Cehennemin bir kişiliği var, konuşuyor, öyle kendi başına yanan ateş gibi değil. 

Buna memur, doğasına bu yerleştirilmiş. Acımadan yana bir şey kodlanmamış. Yakmak üzerine, acı ve elem dolu bir azabı tattırmak üzere yaratılmış bir azap yeri orası. 

Size resuller gelmemiş miydi? Siz uyarılmadınız mı? 

Cehennemin bekçileri olan melekler, buraya doldurulan insanlara karşı bunu sorma ihtiyacı hissediyorlar, hem de her yeni gelen gruba. 

Cevapları: Evet, elbette geldi. Peki onları ne aldattı? Dünya hayatı. Dünyayı tercih ettiler. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 214

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

24 Ekim 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 213

Hiçbirimizin ameli cennete sokmaz

Mülk 12: “Görmedikleri halde rablerinden korkup saygı duyanlara gelince, onları da hem bir bağışlanma hem de büyük bir ödül beklemektedir.”

Biz dualarımızda çoğu zaman mağfireti esaslı olarak işleyemiyoruz. Dünyevi de olsa uhrevi de olsa hep dualarımızda ödüle dair beklentilerimiz var. 

Dünyada ve ahirette istediklerimizi sıralarken sanki günahlarımız bağışlanacakmışcasına hatta günahlarımız yokmuşcasına davranıyoruz. 

Hiçbirimizin ameli cennete sokmaz. Evvela Cenab-ı Hak’ın mağfiretine ihtiyacımız var. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 213

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

23 Ekim 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 212

Rab ile temasta olmak

“Rabbim bunu sadece senin için yapıyorum. Ne olur bunu kabul buyur.” 

İşte insanın bu yeri göğü, yıldızları aşıp melek-i âlâya yansıtabildiği bir sürece girebilmesi, uzaya çıkmaktan çok farklı bir şey. 

Bu sistemin dışına çıkıp, daha ölmeden gök kapılarını aşındırmak, sâlih amelleri ve içinde taşıdığı halis düşünce ve duygularıyla, Cenab-ı Hakk’ın katına çıkarabilmesi, meleklerin kıskandığı bir düzeye ulaşabilmesi. Bu insanın elinde olan kendisine sunulmuş bir imkan. 

Rabbimizin içimizde ve her an haberdar olduğu gerçeğini iyice bir nakşedebilsek, bu bize müthiş bir terakki sağlayacaktır. Müthiş mutluluk sağlayacaktır, hayatı kolaylaştıracaktır. 

Rab ile temasta olmanın, gökleri yaratan ile sıkı sıkıya temasa girmenin, O’nu sevmenin ve O’nun sevgisine mazhar olabilmenin, karşılıklı sevgiliye dönüşebilmenin bir yolunu bize açacaktır ki bu Mü’minler için büyük bir saadettir. 

Kafirler için ise büyük bir tehdit ve sıkıntı kaynağıdır. “De ki Allah’ı seviyorsanız benim peşime takılın. Bana tâbi olun” Ben de çünkü O’na duyduğum sevgiyle kulluk eden sizin gibi bir kulum. Bana paralel bir yaşama girin. Benimle eşdeğer yüce Allah’a bağlanmaya, hepimizi eşit görüp O’nu el Âlî bilmeye, bu sürece girin. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 212

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

22 Ekim 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 211

 O bizi biliyor

Mülk 14: “Yaratan bilmez mi yarattığını?”

O, bizimle beraber. Ama el Latîf olduğu için sezdirmiyor. 

Aklettiğimizde olabildiğince aşikar bir gerçeklik iken hislerimize baktığımızda dokunamıyoruz, varlığını göremiyor O’na sarılamıyoruz. 

Ama O bizi biliyor. Bizim özgürlüğümüze, irademize dokunmamak için, bizi kendisine saygıya cebretmemesi için, tercihimizin gönüllü bir saygıyla sevgiyle oluşması için Allah zâtını el Latîf olarak bize perdelemiştir. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 211

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

21 Ekim 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 210

Bu Kârun’un yaklaşımıdır

Eğer nimetleri aklınızın, zekanızın, girişimlerinizin, gayretinizin bir sonucu sayıyorsanız, bu Kârun’un yaklaşımıdır ve Kârun onca güç ve servetine rağmen ansızın yok edilmiştir. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 210

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

20 Ekim 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 209

 Ben şimdi nasıl hamd etmeliyim?

Ya Rabbi! Bu nimeti bana vermenin bende gerçek bir sebebi yok. Sen bana bunu lütfundan, sen bunu bana tamamıyla rahmetinden veriyorsun. 

Buna karşılık ben şimdi nasıl hamd etmeliyim? 

Bu hisse kapılan kimse kulluğunun asıl farkına varan, Rabbine karşı durduğu konumu doğru tespit etmiş olan kimsedir. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 209

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

19 Ekim 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 208

 Allah Teala'dan başkasına duyulan takva

Mülk 21: “Eğer Allah lutfettiği rızkı kesiverse size rızık verebilecek olan kim?” 

Rızkı başkalarından sağladığımızı düşünürsek, onların önünde eğilirsek, onların önünde emri bil maruf nehyi anil münker yapacakken kendimizi geri çekiyor “ama bana iş vermez o zaman” diyerek görüşümüzü-inancımızı ifade etmekten hatta onların görebileceği alanlarda inancımızı yaşamaktan imtina ediyor isek bizim hatırını gözettiğimiz gerçek Rabbimiz o oluverir. 

Allah azze ve celle kulunu “rızkını ben sağlıyor değil miydim, o zaman neden rızk endişesi ile falanca yerde doğru sözü söylemekten kaçındın, doğru işi yapmaktan kaçındın?” diye sorgulayacaktır. 

Nitekim Allah, bizim içimizden geçenleri de, içinde bulunduğumuz toplumlarda hangi tepkiyi yapmaktan neden imtina ettiğimizi de, hesaplarımızı da, beynimizin yahut kalbimizin en dibinde hangi hesabı temel aldığımızı elbetteki bilendir. 

Allah rızka sahip çıkıyor, benim verdiğim rızık diyor. 

“Bizim patron biraz başka. O yüzden ben pek belli etmiyorum onun yanında kendimi” 

İşte bu takva. Ama Allahtan başkasına duyulmuş bir takva. 

Cenab-ı Hak bizi “Rızkı o mu veriyor ki? İşimden olursam Elbette Rabbim beni zayi etmeyecek, rızkımı verecek, düne kadar da zaten Rabbim idi.” diyecek bir basiret ile hakkı icra etmekten imtina etmeyen,gözü pek, yüreği sadece Allah takvası ile dolu kimselerden eylesin. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 208

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

18 Ekim 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 207

Allah Teala her çağrıya illa ki icabet eder

Salih peygamber kavmine dönüp: “Benim Rabbim yakındır ve icabet edendir.” Hûd Suresi - 61

Garîb ve Mucîb, yakın ve icabet eden. Cenab-ı Hakk’ın Kur’an-ı Kerîm’de ardışık kullandığı iki ismi. 

Değil mi ki kendini Mucîb diye tanıtıyor, her çağrıya illa ki icabet eder. 

Kur’an-ı Kerîm’de en çok hoşuma giden, okurken en çok yakınlık hissettiğim, tutunduğum ayetlerden bir tanesi. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 207

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

17 Ekim 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 206

Yüzümüzü ahirete dönemedik

Yüreğimizin konumunu sıklıkla sorgulamalıyız. Şuan neredeyim? Hayata nasıl bakıyorum? İlk inşaasını birinci plana almış, ilk inşaasının hedefleriyle hayal gören, yarınlara dönük böylece heyecan duyan bir noktada mıyım? 

Yoksa ilk inşaasını renksiz televizyonlar gibi geride bırakmış, gözünü ufka doğru dikmiş, ikinci inşaasının yaratılışının heyecanına kapılmış, bunun beklentisiyle ileriye doğru adımlar atan bir konumda mıyım? 

Bu heyecanı, bu konumu Cenab-ı Hakk’tan diliyoruz. “Biz onları (salih kulları) ahiret yurdunun düşüncesiyle sardık, kuşattık, saf bir şekilde bu düşüncelerin içine aldık.” Yani başka düşünce bırakmadık, halisane bir şekilde. İçinde bulunduğumuz hayatı hayat olmaktan çıkardığı, o hakiki hayatın duygusuna, düşüncesine sarılmış, oraya odaklanmışlar. Bizi de böylece yönlendirmesini, onlardaki kadar bizde sebep bulamasa bile sebepleri bizde var etmesini, bizi bu yönde sürüklemesini, en azından duamızda bunu sebep kılmasını diliyorum. 

Kur’an-ı Kerîm’i yıllarca her okuduğumuzda bu manayı bulduğumuz ama kapağını kapatıp şu kapıdan çıktığımızda yine dünyaya dair projelerin bizi sardığı, onların heyecanı ile devinip durduğumuz bir döngü içerisindeyiz. Bir türlü rayına koyamadık, bir türlü istikrar ile yüzümüzü ahirete dönemedik. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 206

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

16 Ekim 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 205

Biz hayatımızda ölümü hep hesaba kattık

Mülk 24: “Sizi yeryüzünde yaratan ve kendisine döneceğiniz yine O’dur.”


Ölümün en kötüsü şok edici olanıdır. En güzeli farkındalık haliyle, beklenen bir ölüm, hele hele özlenen haliyle daha bir güzeldir. O insanı şok etmez. 

İnsan “ben seni zaten bir ömür bildim, ben seni zaten bir ömür hep hesaba kattım, yaşamımda sen hep vardın” der. 

Böyle bir ölüm insanın hayatına anlam katar. Böyle kimseler kitaplarını ellerine aldıklarında mutlulukla “İşte benim kitabım, herkes okusun” diye insanların yanına sevinçle dönecekler. 

Onlara bu sonucu nasıl elde ettikleri sorulunca “Biz hayatımızda ölümü hep hesaba kattık” diye cevap veriyorlar. “Bir gün hayatımın sonlanacağını, bir gün ölüm ile karşımda Rabbimi bulacağımı hep hatırımda tuttum. Hep bu şuurla yaşadım.” diyorlar. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 205

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

15 Ekim 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 204

Kişinin Rabbini denklemden çıkarması

Rabbimiz, ateşin kıyısından müttakîleri kurtaracağını haber veriyor. 

Kişi cehennemden kurtarılıp, cennete doğru yola koyuldu mu işte bu muazzam bir kazançtır. Bu dünyadaki kazançlara benzemez. Bir adım sonra kaybın kendisini izlediği, beklediği yahut tehdit ettiği, hiç olmazsa ölümün bir kabus gibi beklediği bu kısır, anlamsız, önü kapalı bu çıkmaz sokakta heyecan duyup bir şeyler elde ettim diye mutluluğa kapılmak ne kadar akıl dışı ve anlamsızdır. 

İnsan önü açık, ufku açık sonsuzluğa uzanan bir süreç görmedikten sonra kısa süreli bir kapalı sokakta kendi kendine gelin güvey olması elbette akletmesinden vazgeçmesiyle, döneceğini unutmasıyla, Rabbini denklemden çıkarmasıyla ancak mümkün olur. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 204

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

14 Ekim 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 203

AKLETMEK

AKLETMEK kişiyi Yaradan’a bağlar. 

AKLETMEK kişiyi Allah’ın ilmine saygı duymaya, O’nun kudretini tanımaya, O’nun önünde hayranlıkla tapınmaya götürür. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 203

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

13 Ekim 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 202

Ölüm hayatın varlığını anlamlandırır

Mülk 25: “Onlar (inkarcılar) ‘Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?’ derler.”

 
ÖLÜM normalde hayatı solduran, bitiren bir şey gibi görünürken Mü’minler açısından hayata anlam katar. Hayatın varlığını anlamlandırır. 

Ölümle Rabbe dönüş sürecini düşünen bir kimse ölüme odaklı, ölüme gebe bir şekilde yaşar. Onlar ölümü her an beklerken, kafirler “Ölüm ne zaman ne zaman?” diye sormuşlardı. (Öğrenmek için değil, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’le alay etmek maksadıyla sormuşlardı.) 

Ne zaman başımıza ölüm gelecek diye soracağınıza, şuan gelmemesini kime borçlusunuz? Bunu bir düşünün. Tavanı başınıza kendiniz mi çaktınız, emniyetinizi kendiniz mi sağladınız da ne zaman burası yıkılacak diye soruyorsunuz? Şuan kim elinde tutuyorsa, yıkmadığına şükredin. 

Onlar Rablerini hatırlatan şeyleri yok saymak için böyle diyorlar. Ne zaman ne zaman diye diye dini hayatın dışında tutuyorlar. 

Ben gencim öyle şeyleri ilerde yaparım, diye diye hayatını Rabbinin buyruklarından uzak yaşamaya adıyor. 

Bu çarpık basit yöntemi çoğumuz hayatımıza bir ilke olarak koyuyoruz. Ölümün uzaklığıyla kendimizi gevşekliğe verip, hayatın kısa mesafeli, aldatıcı ve asla tatmin etmeyen şeyleriyle oyalıyoruz. 

Bu denli gönüllü yanılsama yok elbette. Bunun adı zulümdür. Kendi kendimize “Hayır hayır biz öyle yanılıyor filan değildik. Biz düpedüz zulmettik.” diyeceğimiz, ah-vah edeceğimiz anı Cenab-ı Hak haber veriyor. 

İbadetlere olan dikkatimiz ve özenimiz eksik kalıyorsa biz de onlardan bir taifeyiz demektir.

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 202

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

12 Ekim 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 201

İNSANLARA YAŞATILAN İMKANLAR HER BİREYDE EŞİTTİR

İlahi adalette hiç bir açık kapı yoktur. Farklı imkanların kimilerine fazla yaşatılıp kendilerine yaşatılmamasını görerek, buradan bir mazeret yolu bulmalarına yer yoktur. 

Eceli müsemma dediğimiz o hayat dilimi herkese ayrı ayrı İlahi İlim kapsamında yaşatılmaktadır. Biz o ilme muttali olmadığımız için, görünürde bazıları uzun yaşıyor bazıları kısa yaşıyor diye sanki o kısa yaşayana daha az imkanlar verilmiş, daha az tecrübeler neticesinde süresi erkenden kapatılmış, diğeri daha fazla tecrübelerle düzelmiş gibi gözükebilir. Ama ilahi adalet bunun sadece zaman boyutuyla olmadığını bize söylüyor. Yaşatılan imkanlar zaman içinde yoğun yaşatılabilir, zamana yayılarak da yaşatılabilir. Kişinin neyi nasıl yaşadığı olayı dahi bizim açımızdan bir ölçüye vurabileceğimiz, bir hesapla üstesinden gelebileceğimiz bir konu değildir. 

Cenâb-ı Hâkk insanları eşit bir fırsatta yaşatırım diyor ise bu O’nun ilmi kapsamında öyledir, biz buna iman etmek durumundayız. 

Dolayısıyla cehenneme gidenler arasında kimsenin haksızca, öylesine, diğerlerine göre biraz masumca gittiğini asla düşünemeyiz. 

Allah, gerek uzun yaşan Hz Nuh’un kavmindeki insanları, gerek onlara göre kısa yaşayan bu ümmet içerisindeki bireyleri ve aradaki diğer toplulukları nice farklı ortamlarda ve koşullarda dahi adil sınamayı becermiştir, bu Allah cc için gayet kolaydır. İlim Allah’ın katındadır, Allah ilmi ile süreci adil olarak işletmektedir. 

Cenâb-ı Hâkk’a geri dönebilmek, O’nun rahmetine sığınabilmek, günahlardan vazgeçebilmek, O’nunla iyi bir bağ kurup barışabilmek adına insanlara yaşatılan imkanlar her bireyde eşittir. 

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 201

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

11 Ekim 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 200

Islah etmek kişinin kendisinden başlar

İzlem ve iyileştirme, Ramazan tam bunun mevsimidir. İzlemler masaya yatırılır, nasıl geçti 1 yıl? 

Ve bu izlemlerin neticesinde hangi önleyici-düzeltici tedbirleri almak durumundayım, hayatım böyle gitmemeli. Ben iyileştirmeliyim. 

Biz buna ıslah diyoruz. 

Çoğu kimse bunu dışarıyı-çevreyi ıslah etmek olarak algılıyor. 

Halbuki ıslah etmek, kişinin kendisinden başlar. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1   

10 Ekim 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 199

Gençler sorgulayarak geliyor

"Hak gelince batıl zail olur." İsra-81 

Hakkın böyle baskın yanı vardır. 

Gençlerimizin sorgulaması bizi korkutmasın. Sıkıntı şu, üst kuşak bu soruların cevaplarına sahip değil. Çünkü kendi döneminde ne sorguladı ne araştırdı. Sadece var olanı muhafaza etmekle, taklitle yetindi. 

Ama alttan gelen sorgulayıcı gençler bu süreci ben inanıyorum ki lehimize çevirecek. Çünkü onlar akledip gerçekten içselleştirerek İslam’a sahip çıkacak, bu sefer onların önünde batı dünyası da duramayacak. Sorgulayarak geliyor çünkü. 

Takliden sahip çıkanlar bunu korkarak yapıyor ve çocuklarına bunu baskıyla tutturmaya çalışıyorlar. Oysa tahkik özgüven demektir.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

9 Ekim 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 198


Kandil gecelerine özel bir ibadet var mıdır? 

Kur'an’ın özellikle işaret ettiği Kadir Gecesi var. 

Şabanın orta gecesi gibi zayıf hadislerden mülhem bir anlayış var (Yani esinlenmiş). 

Bir kısmı da senei devriye olarak Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in doğumunu hatırlamaya onu yâdetmeye dair geceler var. 

Kadir gecesini bir yanda tutarsak, diğer gecelere dair Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem nasıl ibadetler yapardı, sahabe ne yapardı gibi sorulara cevapsız kalıyoruz. 

Çünkü elimizde sahabenin icra ettiği, Resulullahın onlara öğrettiği bir durum yok. Ama herhangi bir gecede yapabileceğimiz ibadetleri yapabiliriz, en önemlisi günahlarımızı düşünüp mağfiret dilemek. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

8 Ekim 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 197

Rahim bağına dikkat etmek

Cenab-ı Hak, kullarıyla ilişkisini, rahim bağına gösterdikleri vefa ile birleştirmiş. 

Cenab-ı Hak rahme kendi Rahim isminden vermiş. “Benim ismimden bir isim verdim” diyor. 

Rahim bağına dikkat etmek, kişinin Cenab-ı Hak ile olan bağına verdiği önemle aynı şey. Burayı önemsemediğinde, Cenab-ı Hak da kendisiyle olan bağlantıyı gevşetiyor. 

Anne-babamızı, kardeşlerimizi vs biz seçmedik. "Rabbim madem ki onları bana Sen takdir ettin, öyleyse önemsiyorum ciddiye alıyorum ve bağlantıyı koruyorum", demek "Senin takdirine boyun eğiyorum" demek. 

Ama şeytanın yaptığı gibi “Hayır istemiyorum böyle akrabalardan utanıyorum vs” gibi cümleler onları aşağılamıyor, kendisiyle onlar arasında o köprüyü kuran Yüce Kudret’in takdirine bir baş kaldırı. 

Ve bunun ilk örneğini şeytanda görüyoruz. Şeytan Adem’i kabullenemedi. Cenab-ı Allah dilediğini yaratır. Onların belli sıkıntıları da olabilir. Ama O verdiği için benim için çok değerliler. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

7 Ekim 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 196

Bilmek ile şuur aynı şey değildir

Tecahül-i arif sanatı, bir şeyi bilip de bilmiyormuş gibi davranma.

(Bunu ne çok yapıyoruz.)

Bilmek ile bilinç hali (şuur) aynı şey değildir.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1   

5 Ekim 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 194

“Bak ben daha modernim”

Batı medeniyetleri pazusunu hayata dair değerlerden çok, teknik alanlarda gösteriyor, gücünü üstünlüğünü. 

Onun gölgesinde değerlerinin de üstün olduğu vehmini oluşturmak istiyor bizde. 

Kendi normlarını cilalı gösteriyor ve sanki bizim o normlara yetişmek gibi bir durumumuz oluşuyor. 

Aslında biz peşlerinden koşup duruyoruz ama asıl onların bizi geçtiği taraf teknolojik taraf. Değerler ve din değil. 

Biz hayata dair yanımızı güçlendirirsek daha omuz hizasında bir medeniyet ile karşı karşıya geliriz. 

Yoksa bu tarafımız aksak olduğu sürece “Bak ben daha modernim” deyip duracaklar. 

Bazılarımız diyecek ki “Aaa bak onlarınki doğru , öyleyse biz bizimkini onlarınkine uyarlamaya çalışalım” ve bir başkası diyecek ki “Biz yanlış anlamışız şimdiye kadar.” 

İşte bu yetişme psikolojisiyle aşağıda kaldığımız bir süreç. Üstünlük hep onlarda kalacak. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

4 Ekim 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 193


Rabbimizin bizi yaratmadaki muradı nedir? 

Rabbimiz bizi bu hayatta hangimiz daha güzel davranacak onu ortaya çıkarmak için yarattı. Bütün bu imkanlarımızın gayesi bu. 

Bazılarımız Rabbimize saygılı, Rabbimizin kullarına saygılı , haddini bilir bir hayat yaşayacak, bazılarımız saygısız bir yaşam sürecek. Bütün nimetlerden hesaba çekileceğiz. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

3 Ekim 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 192

Biz buraya ait varlıklar değiliz, sürgün ile gönderildik

Biz buraya ait varlıklar değiliz, sürgün ile gönderildik. Geçici bir süreliğine burada yaşıyoruz, her anımız sıkıntı doludur. Her anımızda bu yere olan uyumsuzluğumuz zıtlaşmamız var. 

O yüzden bu yer bizi yıpratır. Esas yurdumuz cennettir. Orayla uyumluyuz orada keyif alırız. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

2 Ekim 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 191

Aklettiği takdirde

Cenab-ı Hakk Kitab’ında insana her şeyi son raddesine kadar madde madde koyan değil, ona akledebileceği, aklettiği takdirde sonuca götürebileceği yeterli veriyi sunuyor. 

Kıssalarda dahi bu böyledir. Bütün ayrıntılarını koyarak değil, bazı sahnelerin atlandığını görürsünüz. Ama kıssayı derleyecek yeterli muhteviyat vardır. (Bazen bir ayeti sonrasındaki ayetlerde daha iyi anlayabiliriz)

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

1 Ekim 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 190

Cenab-ı Hakk’a olan bağlantı

Hiçbir bağlantı kulun Cenab-ı Hakk’a olan bağlantısından daha üstün ve daha hatırlı değildir. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

30 Eylül 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 189

Bize düşen kendi içimize dönüp samimiyetimizi ayarlamak

Allah Teala bizim duruşumuza göre bize muamele ediyor. 

O yüzden herkes kendi halini düzeltmeye baksın. 

Öz benliğimizde taşıdığımız iyiliğimizin veya kötülüğümüzün, samimiyetimizin veya fıskın tam karşılığını verecek ise, şu halde bize düşen kendi içimize dönüp samimiyetimizi ayarlamamız. Çünkü tam onun karşılığını bulacağız. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

29 Eylül 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 188

İşlenmiş bir günah kişinin aklına geliyorsa mağfiret dilemeye devam etmelidir

İşlenmiş bir günah kişinin aklına geliyorsa mağfiret dilemeye devam etmelidir. 

Ömer radıyallahu anh diyor ki “Allah setreylemiş, sen neden kendini ifşa ediyorsun?” Günahlarını sağda solda anlatıp durma, ilahi rahmetle orada kaybolsun gitsin. O’na anlat, af dile. 

Diliyorum ve düşünüyorum ki Allah azze ve celle katında o günahı siliyorsa bizim hafızamızdan da siliyor. Çünkü o acı veriyor bize. Bağışladığı bir şeyden dolayı kuluna daha fazla ızdırap vermez. O yüzden aklıma geldikçe diyorum ki ya Rabbi beni demek ki bağışlamadın, hatırlatıyorsun, acısını hissederek mağfiret diliyorum. (Böyle tahayyül ediyorum)

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

28 Eylül 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 187

Herhalde onlarla çok benzeşen bir topluluğuz!

Kur'an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak özellikle İsrailoğulları’nı ve dolayısıyla Hz Musa’yı çok zikrediyor. (kardeşi Harun’u da) 

Müfessirler bunu şöyle değerlendiriyor: Herhalde onlarla çok benzeşen bir topluluğuz! Muhtemelen İsrailoğulları’nın düştüğü durumlarla benzer şeylerle karşı karşıya geleceğiz. Bize göre en çok ibretin bulunduğu topluluk olsa gerek. 

Biz her ne kadar İsrailoğulları’nı karşıtımız ve bizden en uzak bir topluluk olarak görsek de, demek ki bize en çok ibret, en çok örnek oluşturacak topluluk da yine onlardır. Bu bizim, onlar gibi tepkiler vereceğimizin, benzer sınavlarla karşı karşıya kalacağımızın bir alameti ise eğer o zaman biz de tehlikeye çok yakınız. 

Kur'an’da Cenab-ı Hak kıssaların anlatışını hep ibret hedefine, neticesine, gayesine bağlıyor. “Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler var.” Yusuf-111

İbret için anlatılıyorsa, bize de en çok anlatılan Musa aleyhisselam ise burada başka bir ders var demektir !!!

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

27 Eylül 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 186

Allahım beni azlardan eyle

Ömer radıyallahu anh bir gün bir adamın şu duasını duymuş: “Allahım beni azlardan eyle.” 

Nedenini sorduğunda adam, Kuran’a bir bak demiş, iyiler hep azınlık olan tarafta. 

Cenab-ı Allah diyor ki “Kullarımdan şükredenler çok azdır.” Ben de o azınlık tarafta olmak istiyorum. 

Kur'an’ın penceresinden baktığımızda çoğunluğun tarafı tehlikede, yanlış. Çoğunluğu iman etmiyor, akletmiyor. Müttakîler, muhlisler azınlıkta.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

26 Eylül 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 185

O kadar niyet odaklı yaşa ki attığın her adımın bile niyetli olsun

İnsanın arkasında iradesi, niyeti olmadığı sürece bir amelden insanın getirisi olmaz. 

Niyet esastır. Eğer Cenab-ı Hak’tan umduğu bir şey yok ise bir hayra vesile olmak kişiye bir şey sağlamaz. 

O yüzden eski alimler “Ne yap et ufak işlerinde bile büyük niyet koy” diyorlar. 

İnsanın akıllısı hele ki dinde, böyle olur. Küçük ameller yapar ona bile büyük niyetler koyar. O niyet Cenab-ı Hak makamında önemlidir. Onun umduğu yatırım yaptığı o beklentiye göre karşılık verilir. 

O kadar niyet odaklı yaşa ki attığın her adımın bile niyetli olsun.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

25 Eylül 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 184

Kişi tövbe etmezse

Kişi tövbe etmezse Cenab-ı Hak onu affetmez. 

Bir topluluk akletmezse, hidayeti seçmezse Cenab-ı Hak da onlara hidayet etmez. 

Bunları, Allah Teala’nın sünneti, O’nun koyduğu ilkeler olduğu için biliyoruz.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

24 Eylül 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 183

Hayatta olumsuzluklarımız bitmiyorsa 

Hayatta olumsuzluklarımız bitmiyorsa şayet, bu Cenab-ı Hakk’a olan saygısızlıklarımızın çokluğundandır. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

23 Eylül 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 182


O'NUN RAHMETİ RAHMETE TALİP OLANLARADIR

Allah azze ve cellenin rahmeti, O’na saygılı, O’nu olanca azametiyle kibriyasıyla tanıyan, ve olanca küçüklüğüyle kendisi huzurda tevazuda bulunup yanlışlarından ötürü bağışlanma dileyen kimseleredir. 

Yoksa Cenab-ı Hakk’a diklenen, tenezzül edip huzuruna gelmeyen, Allah azze ve celle ile köprüleri atmış, kendi başına buyruk yaşayan, O’nun her vakit çağrısına kulak tıkayan, “Bunlar haram bunlar helal” dediklerini önemsemeyen kimselere Cenab-ı Hakk’ın rahmeti tersine döner. 

O’nun rahmeti, rahmete talip olanlaradır. (Sen O’nu saymayarak yaşa, sonra da Allah çok affedicidir de. Öyle bir şey yok) Kulun haddini bilmesi gerekiyor, o zaman Cenabı Hakk’ın rahmeti, bereketi devreye girer. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

22 Eylül 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 181


EN BÜYÜK TEHLİKE DALMAK!

İyiler cehennemden çabucak uzaklaştırılırlar. (Takva ölçüsüne göre hızla) Günah hepimizin hayatında nasıl az veya çok varsa, cehennem de o kadar hayatımızın akibetinde bir geçiş süreci olarak karşımıza gelecek. 

Cehennemdekilerin aralarında diyaloglar geçer:

“Ne tasadduk etti, ne namaz kıldı.” 

“Biz namaz kılanlardan değildik.”

Dolayısıyla namaz bizi cehennem eşiğinden kurtaran bir araç. O yüzden “Haydi felaha” diye çağrılırız. 

Muddessir suresinin 40-44 ayetlerinde cennettekiler cehennemdekilere sorar: “Sizi ateşe sokan nedir?” Cehennemdekiler de “Biz namaz kılanlardan değildik, biz miskini,yoksulu yedirenlerden de değildik” derler. “Biz ölümü, ceza gününü de inkar ediyorduk. Ve günaha dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk.” 

Hayattaki en büyük tehlike dalmak. Yani farkındalığın kaybı. Buradan gelip geçenler olarak burada hep kalacağımız hissine kapılmak işte bu bir dalış, bu gaflet hayattaki en büyük risk. Buna karşı korunabilmek için bilinçte kalmak gerekir ve bu bilinçte kalış için de Cenab-ı Hak bize namazı öğretti. Bilincimizi zinde tutalım diye namazı günün içine belli aralıklarla yerleştirdi. Hafta sonu tüm haftanın namazlarını komple kılmak olabilirdi ama bu kabul olmadı, vakti gelince farz oldu. Çünkü gün içinde bizim kendimizi yenilemeye ihtiyacımız var ki dalıştan kurtulabilelim. 

Peki namaz benim zindeliğimi nasıl sağlayabilir? Huşû ile. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

21 Eylül 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 180

Eğer kişinin kalbinde Cenab-ı Hak ile birliktelik varsa

“Kalpler Allah’ın zikriyle mutmain olur” 

Eğer kişinin kalbinde Cenab-ı Hak ile birliktelik varsa o zaman tatmin dediğimiz o hoşnutluk, mutluluk gerçekleşir. 

Etraftaki koşullar ne kadar zor olursa olsun Allah azze ve celle bir insanı içten mutlu ettiği zaman artık onun mutluluğuna diyecek yoktur. Çünkü bizim Yaratıcı’mız bütün sistemlerimizin hâkimi. O’nunla birliktelik mutluluktur. 

Tam tersini düşünelim; O’nun zikrinden uzak kimse sarayda da olsa mutsuzdur. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

20 Eylül 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 179


HİÇ BİR HÜCCET BIRAKMAZ

Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmış insanlar, bağırıyorlar çağırıyorlar:

“Ya Rabbi n’olur bizi dünyaya geri gönder. Biz şu anda çok iyi farkına vardık, bizi geri gönder.” Ama Cenab-ı Hakk’ın iddiası şu: “Ben olması muhtemel ondaki iyiliğin ortaya çıkmasına elverecek bütün seçenekleri, bütün ihtimalleri süpürerek ne varsa kulumu hayatta hiç birini geri bırakmaksızın hepsini (tüm fırsatları) tamamlarım.” 

Yani aleyhinde hiç bir hüccet bırakmaz. Ya Rabbi bana şunu yapsaydın ben de şöyle olurdum, dedirtmez. Cenab-ı Hak onu da yapmıştır ona. Artık buraya geçenler tam bir farkındalık ile hakikati özellikle terk etmiş olarak gelir. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

19 Eylül 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 178

Hz Muhammed’in hangi yönünü ele alsam her defasında O diğerlerini geride bırakıyordu

“Dünya Tarihine Yön Veren En Etkin 100 Kişi” adlı kitabı Amerikalı bir yazar yazmış. Listenin başında Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem var. 

Yazar diyor ki; Hz Muhammed’in hangi yönünü ele alsam her defasında O diğerlerini geride bırakıyordu (ister askeri alanda komutan olarak, ister devlet adamı, ister din adamı, ister aile reisi olarak, ister tesis ettiği içtimai toplum olarak)

Ve Hz Muhammed’i birinci sıraya almamdaki en önemli sebep, O’nun başlattığı o süreç halen dalga dalga genişlemekte. Dolayısıyla insanlık üzerindeki etkisi hala canlıdır. Tekamüle ermiş veya inişe geçmiş değildir. Ben ne yaparsam yapayım hangi manipülasyona başvurursam vurayım O’nu ikinci sıraya atmam mümkün değildi. (Yazar kitabının girişinde böyle izahatta bulunmuş)

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

17 Eylül 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 176

Etrafımızdakiler değiştiğinde biz de değişiyor isek

Etrafımızdakiler değiştiğinde biz de değişiyor isek, Cenab-ı Hak ile ciddi bir bağlantımız yok demektir.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

16 Eylül 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 175


KUR'AN YOKSA ŞEYTAN VAR

Bir insanın hayatında Kur'an yoksa şeytan var demektir. “Şüphesiz biz şeytanları inanmayanların yoldaşları yaptık.” A’râf 27. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

15 Eylül 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 174


HER DURUMDA "BENİM" DEDİĞİM OLUR!

Zebur’da geçtiği söylenen ifadelerden: Cenabı Allah  Davud aleyhisselam’a sesleniyor ; “Ya Davud, sen de istiyorsun ben de istiyorum. Ancak benim istediklerimden gayrısı olmaz. Eğer kendi istediklerinin peşinde koşarsan, seni yorarım, yine de benim dediğim olur. Benim istediklerim peşinde koşarsan, senin istediklerini veririm. Sonuçta yine sadece benim istediklerim olur.” 

Burada Cenabı Hakk’ın mutlak iradesinin mutlak olarak her şeyi yönettiğini, kontrol ettiğini görüyoruz.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

14 Eylül 2024 Cumartesi

***MEVLİD KANDİLİ


Faruk Beşer Hoca'nın Mevlid kandili ile ilgili videosunu izlemenizi tavsiye ederim.

http://www.dailymotion.com/video/x8v6nw_kandiller-mevlit-kandili_people

Rabbimiz bize bir gün değil her gün Resulullahı hatırlamak, her an o sevgi hissetmek ve sünnetine sıkı sıkıya yapışmayı nasip et.


***İçine Bid’at Karıştırmadan Mevlid Kandili Nasıl Kutlanır?-EBUBEKİR SİFİL

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim


Okuyucu soruyor:“Hocam, içine bid’at karıştırmadan meşru ölçüler içinde Mevlid Kandili nasıl kutlanacaktır? Buna günümüzden örnekler verebilir misiniz? Ayrıca bu günün bu şekilde de olsa kutlandığına dair Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’den nakledilen bir hadis, ya da sahabeden ve tabiundan bize bildirilen herhangi bir haber var mıdır?

“Bir de hocam, kullanılan bid’at kavramının kelimenin sözlük anlamında kullanılmasından dolayı bu olaya meşruiyyet sağlar mı? Bid’at kavramının, sözlük anlamında kullanıldığı yerler, o yapılan işin aslının Kur’an ve Sünnet’te bulunmasından dolayı değil midir? Mesela, Kur’an’ın toplanması işi. Teravih namazı gibi. Kur’an’ın Peygamber 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ölmeden önce inmesi bitmiş olsaydı o da öyle yapmayacak mıydı? Aynı örnek toplanması için de geçerli.”


 1.İçine bid’at karıştırmadan, meşru ölçüler içinde bir Mevlid Kandili kutlaması bolca Kur’an okuyarak, Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e salavat getirerek, O’nu alemlere rahmet olarak gönderdiği için Allah Teala’ya hamd-ü sena ederek, O’nun gelişiyle insanlığın neler kazandığını ve O’nun diriltici soluğundan mahrum kalmakla neler kaybettiğini hatırlayarak ve hatırlatarak, insanları hayra teşvik ederek, sadaka ve infakta bulunmak suretiyle ihtiyaç sahiplerini sevindirerek yapılabilir. 

2.Mevlid Kandili’nin Efendimiz 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve Selef zamanında kutlandığına dair herhangi bir nakil mevcut değildir. “Bid’at” nitelemesi de bu babda bu sebeple kullanılmaktadır.

3. Burada “bid’at” kelimesinin sözlük anlamıyla kullanılmış olması bu olaya elbette tek başına bir meşruiyet sağlamaz. Herhangi bir bid’atin “bid’at-ı hasene” olarak tavsifi için olmazsa olmaz bir şart vardır: Şer’î nasslarla çatışma teşkil etmeyecek ve Şer’î kavaide uygunluk arz edecek. (Bu noktada konumuzla ilgili olarak bir de “kıyasa uygunluk” boyutu söz konusudur ki, biraz sonra değineceğim.) Şu halde bu iki unsuru bünyesinde barındıran her bid’at “bid’at-ı hasene”dir gibi bir tesbit yaparsak inşaallah yanlış olmaz.


Mevlid Kandili kutlamaları Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve Selef döneminde rastlanmadığı halde neye dayanılarak “bid’at-ı hasene” diye nitelendirilmektedir?

Bu soruya es-Süyûtî, biri İbn Hacer’e, diğeri kendisine ait olan iki tesbit ile cevap verir ki, Mevlid Kandili kutlamalarının istinad ettiği kıyasın aslını bu iki rivayet oluşturmaktadır:


4. Efendimiz 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Medine’ye hicret ettiğinde Yahudiler’in Muharrem ayının 10. (Aşure) gününde oruç tuttuğunu görmüştü. Bunu niye yaptıkları sorusuna Yahudiler’in verdiği cevap, Hz. Musa (Aleyhisselam) liderliğinde Mısır’dan çıkarken Firavun ve ordusunun sulara gömülüşünün ve kendilerinin kurtuluşunun bu güne rastlaması sebebiyle bir şükran nişanesi olarak oruç tuttukları tarzındadır. Bilindiği gibi Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), “Biz Musa’ya sizden daha yakın ve evlayız” buyurmuş ve Ramazan orucu farz kılınana kadar bu orucu (bir-iki gün ilavesiyle) benimsemiş, daha doğrusu “sahiplenmiş”tir!1
Bu, belli bir olay sebebiyle belli bir günün Allah Teala’ya arz-ı hamd ve şükür için vesile ittihaz edilmesinin meşruiyetine delalet eder.


5. Efendimiz 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem), doğduğu zaman dedesi Abdülmuttalib tarafından kendisi için akika kurbanı kesildiği halde, bi’setten sonra kendisi için bir akika kurbanı daha kesmiştir.2
Bu da Efendimiz 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in, alemlere rahmet olarak gönderilişi sebebiyle bir şükür izharı anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla bizim de O’nun doğumu sebebiyle şükür ve sürur izharında bulunmamızda Şer’an bir sakınca olmamalıdır. Vallahu a’lem.

Ebubekir Sifil - Milli Gazete – 14 Nisan 2007


Kaynakça/Dipnot
1. el-Bezzâr ve et-Taberânî rivayet etmiştir. et-Taberânî’nin senedi kavidir. Bkz. el-Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, IV, 94; İbn Hacçer, Fethu’l-Bârî, IX, 95. el-Mübârekfûrî’nin Tuhfetu’l-Ahvezî’de (V, 97) İbn Hacer’in bu rivayetin sadece zayıf isnadları hakkındaki değerlendirmesini naklettiğine dikkat edilmelidir!
2. el-Buhârî, “Savm, 68, “Fedâilu’s-Sahâbe”, 80…; Müslim, “Sıyâm”, 127-8; Ebû Dâvûd, “Sıyâm”, 64…

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR      

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 173


İSTİKBAR

Nuh aleyhisselam’ın oğlunun istikbarlığı ile ilgili: 

Oğlu, babası Nuh aleyhisselâm'ın onca uyarı ve çağrısına rağmen, suların her yeri kapladığı anda hala dağa sığınıp korunabilmeyi düşünüyor. Bir peygamberin oğlu, yüce Rabb’e karşı istikbar ediyor. Allah Teala rahmetiyle son ana kadar kovalıyor ama insan o denli inat ile ısrar ile Rabb’i yeneceğine karşı iddiasını sürdürüyor. Bu, enteresan, uçuk, abartılı bir örnek.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

13 Eylül 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 172


PEKİ BU ELLERİ KİM YAPTI?

İbrahim aleyhisselam’a babası “Çok güzel yontuyorsun, ellerinde harika bir sanat var” dediğinde İbrahim aleyhisselam şöyle cevaplıyor: “Yonttuklarıma bakma, peki bu elleri kim yaptı?”

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

12 Eylül 2024 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 171


VELİN KİMDİ?

Seni daha ana rahmindeyken bilen Rabb’inden başka kim vardı? 

Annen baban senin varlığından henüz haberdar değilken, sen bile kendini henüz bilmiyorken seni bilen kimdi? 

Henüz kimin karnında olduğunu bilmiyorken, icabında dünyaya gelmesen nerede kaldı diye sormayacakları, çok da üzüntü çekmeyecekleri kadar yabancıyken, ana rahminde senle çok yakından ilgilenen, ses ve ısı dengesini ayarlayan, o muazzam sistemde seni besleyen velin kimdi? (El-Veliyy)

Velisini fark edememiş kimse boşluktadır. Şeytan onu bir oraya bir bu tarafa çekiştirir durur. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

11 Eylül 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 170


ONLAR ALLAH TEALA'YI UNUTURSA

Onlar Allah Teala’yı unutunca, Allah Teala'da onlara her şeyi hatta kendilerini bile unutturuyor. 

O yüzden ayetler bizim içindir ve bunca ayet bizim için itina ile konmuşken, bunu işleyecek istidatlar da bizde var edilmişken, bu kadar hazırlık bizim içinken, büyük bir sorumluluk ve görevle başbaşayız demektir. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

10 Eylül 2024 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 169


ALLAH TEALA'NIN BİR SÜNNETİ

İnsan gerçekten hayranlık duyulacak yüce Yaratıcı’ya kıymet verip hayran olmaz ise bu kez Cenab-ı Allah onu hayranlık duyulmayacak türden basit şeylerin esiri haline dönüştürür. Bu Allah’ın sünnetidir. 

Allah Teala bütün cömertliği ile nimetleri kulun önüne musahhar kılar ve kul bunu değerlendirirse (Allah’a hayranlıkla geri dönerse) Allah onun hidayetini artırır, takvayı nasip eder. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

9 Eylül 2024 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 168

Rabbim sen biliyorsun ben bilmiyorum

İŞTE TESLİMİYET!

"Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Ya Rabbi hayatımdaki değişkenleri, hayrıma olacak şekilde değiştir."

Bu dua kişinin ileriye dönük en muazzam talebi. İlla bir hususta inat etmek, Yüce Yaratıcı’nın maişetine karşı gelmek, yanlış olacaktır. 

“Rabbim sen biliyorsun ben bilmiyorum. Ve senin gücüne, ilmine başvuruyorum. Güç de sende, bilgi de sende. Benim gücüm yetmez. Dolayısıyla ben şimdi diyorum ki; eğer falanca iş benim için daha hayırlı ve güzeldir diyorsan onu bana kolaylaştır, önümü aç. Taşlar denk gelsin, olaylar olacağı şekilde gelişsin. Ama benim dinim ve hayatım açısından beni olumsuz etkileyecekse onu benden uzaklaştır, sav benim başımdan. Hayır her neredeyse onu bana takdir et, beni onunla memnun et.”

İşte bu Yüce Yaratıcı’nın meşietine kendini tamamen bırakış. İşte teslimiyet bu. Kulun İslam’ı an be an tatması bu. Koşulların değişkenliği bizim İslam’ı yaşamamız için birer araç. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

8 Eylül 2024 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 167


Sıkıntı mı geldi, bunu Rabbin’le çözmeye çalış

SEN RABBİNİ UNUTMA, O’NU HATIRINDA TUT

İşten işe daldığın o zamanlarda SEN RABBİNİ UNUTMA, O’NU HATIRINDA TUT. 

Çek ödenmedi sıkıntı mı geldi, Rabbin’le bunu çözmeye çalış. Birinden zarar mı gördün, Yaratıcı’nla paylaş. 

Böyle birinin hayatında Rabbi var demektir, namazları dışında da namazı var demektir, zekatı dışında da infakları var demektir. 

Ve o kimse kötülüğü iyilikle savabilir. Bu üst nitelikli bir davranış biçimidir. Bunu başarabilmek bir anda olan bir şey değil, bu bahsettiğim süreçlerde biraz biraz yorulmakla oluyor diye sanıyorum. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

7 Eylül 2024 Cumartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 166

Şeytan bize sadece fikir verir, peşinden giden bizleriz

ŞEYTAN

Kuran okumaya başlarken dahi şeytandan Allah’a sığınıyoruz. Demek şeytan Kuran okurken bile bizden ümitli, Kuran’ı anlamaktan ziyade inat ve ısrarla karşı çıkmamızdan yana ümitli. Şeytan apaçık bir düşman. Ancak üzerimizde bir egemenliği yoktur, bizler izin verdikçe şeytan aleyhimizde güçlenir. Yani şeytana karşı çaresiz değilizdir. O bize sadece fikir verir, peşinden giden bizleriz. 

Bizler bir şeyler yapmayı temenni ettiğimizde şeytan düşünce dünyamıza bir şeyler bırakıverir. Bu alternatif gelen düşünceler o iyi-güzel yaptığımız işlerde bizi riyaya davet edebilir. Cenab-ı Allah’ın memnun olduğu biçimden memnun olmadığı bir şekle yönelik bir takım düşünceler gelebilir. Bu, şeytanın promosyonlarıyla kandırdığı ve kendi peşine düşürdüğü bir amele dönüşür. 

Demek ki eğer biz Allah Teala için doğru dürüst infak etmek istiyorsak, şeytan bunu riya ile bozmaya gelecektir. “Falancalar filancalar da görsün, sen bunu şöyle yap, hem birilerine örnek olursun” şeklinde ister sağ cenahtan ister sol cenahtan girerek, ama bunu neticede Allah Teala için olmaktan çıkarıp dünyevi karşılıklarla ilişkilendirerek kişinin niyetini bozmaya tevessül eder. 

Kişi bunlara prim verirse hoş görür “ne güzel” diye kabullenirse zaten şeytanın da yapmak istediği budur, Cenab-ı Allah’a karşı içtenliğinden kişi koparsa, Cenab-ı Allah da zaten böyle kolayca kopuşlar olacak mı diye sınamak istemektedir. Yani Allah Teala kendisi adına dirençli bulunan hiç bir promosyonun kendisini çeldirmediği kandırmadığı vazgeçirmediği kimseleri ortaya çıkarmak istiyor. 

Kişi içtenliğini kaybetmediği sürece ve sadece Allah için olabildiği sürece şeytan onu saptıramaz. 

Peki neden şeytandan Allah’a sığındığımızda bazen sonuç alamıyoruz? Çünkü sabırsız davranıyoruz. Allah’a sığınıp artık bundan sonra bu şeytansı düşünceleri bizden uzaklaştıracağına dair güvenimiz ve sabrımız eksik. Hemen o an bunu yapmasını bekliyoruz. 

Cenab-ı Allah Müminlerin kendisine olan güvenini sabr ile pekiştirmelerini bekliyor. 

“Kuran okuyorum zaten. Şeytan basar gider” diyorsak yanılıyoruz. Şeytan Kuran okurken dahi aleyhimizde büyük bir tehlikeyken bizde korku oluşturmaması mümkün mü? İnsan düşmanını ciddiye almaz mı? 

Şeytan pusuda bekleyen bir varlık. Ancak bilmeliyiz ki biz istemediğimiz halde şeytan bize zoraki bir şey yaptırmaya güç yetiremez. İrademizle sınanıyoruz. 

Şeytandan gelen, duygularımızı harekete geçiren, bizi belli bir yöne mıknatıs gibi çeken bu etken hiç bir zaman irademizden daha baskın olmaz. 

Şehvetten, maldan, mülkten şeytanın kandıramadığı kişileri, öfkeden, insani ilişkilerden kandırıyor, şeytan. 

Şeytanın en çok yer aldığı ve sonuç aldığı süreçler bunlar. Kumar, alkol, şans oyunları üzerinden olsun, daha konuşurken bile o söylediklerimiz üzerinden şeytanın amacı bizi birbirimize düşman etmektir. “Kullarıma söyle, bir cümle kurarken onu en güzeliyle kursunlar” 

Niye? İşte bu şeytan yüzünden. Şeytan aramızı bozmak ister. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

6 Eylül 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 165

Teşhir etmek ne kadar suçsa bakmak da o kadar suçtur

TESETTÜR

Kadınlara Cenab-ı Hak ziynetlerini sakınmalarını emretti. 

Bu anlamda kadın bedeninin erkeğe karşı muhafaza edilmesi, kadınların başlıca sorumluluğundan biridir. 

“Erkekler de bakmasın canım” diyerek konuyu atlatan, emri görmezden gelen kimse Cenab-ı Allah’a karşı sorumludur. 

Allah Teala suçu karşılıklı önlemek adına hem erkeğe hem kadına bakmamasını ve ayrıca kadına da göstermemesini teşhir etmemesini emretmiştir. 

Teşhir etmek ne kadar suçsa bakmak da o kadar suçtur. Hatta denilebilir ki bu zincirlemenin içerisinde göstermek bakmaktan daha önce gelmektedir. 

Dolayısıyla suçun tetikleyici tarafı belki de gösteren-baktıran taraf. Teşhir ilkel toplumlardan ileri toplumlara kadar her toplumda suç sayılmıştır. Erkeğe de kadına da suç sayılmıştır. İslam açısından baktığımız yer ise ölçü ve sınırıdır. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

5 Eylül 2024 Perşembe

Kişiler bir araya gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesebilirler mi?

Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi caiz değildir. Çünkü Allah'ın (c.c.) emretmediği ve Resûlü’nünden (s.a.s.) de nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinîlik vasfı vermek bidattir. Her bidat da Hz. Peygamber’in (s.a.s.) nitelemesiyle dalalettir (Müslim, Cum‘a, 43 [867]).
Hz. Ali’den rivâyet edilen “Resûlullah (s.a.s.) (sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi vasiyet etti. İşte ben de onun yerine kurban kesiyorum.” (Ebû Dâvûd, Edâhî, 2 [2790]; Tirmizî, Edâhî, 3 [1495]) şeklindeki haber, bu uygulamaya delil olamaz. Çünkü Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber’in kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.

4 Eylül 2024 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 164

Yüce yaradanı takmayan birisinin O’ndan beride kalan herkesi takması hiç bir anlam ifade etmez.

ADALET


Kul adalet ilişkisini evvel emirde yüce yaradana karşı gözetmeli. Bunun aksi korkunç sonuçlara yol açar. 

Allah Teala zulme insanlardan daha çok sabırlıdır. Kendisine karşı adaletsiz kullarına mühlet verir. Kulun bunlardan vazgeçmesi için önce yumuşak uyaranlarla, sonra sert uyaranlarla uyarır. 

Bunların hepsi yüce yaradanın kulun aklını başına getirmesi için sağladığı kula dönük rahmetinin sonucu uyaranlardır. 

Bunlardan can yakıcı, acıtıcı olanı varsa bile onlar dahi kulun dönmesi için bir çağrıdan ibarettir. “Büyük azaptan önce biz onları küçük azaptan tattırırız. Böylelikle dönerler diye.” (Secde-21) 

Kul farkına varmalıdır ki Cenab-ı Hak onun düşünmesi için bir parantez açmış. Yaradanla olan ilişkisinde kendisine gelmesi için. Dönmesi içindir.

Cenab-ı Hak zulme karşı çok sabırlıdır. Kullar ise ivedi tepki verebilirler, onları zulüm, haksızlık, aşağılama çok rahatsız eder, incitir. Cenab-ı Allah’ın ise kibriyası incitmekten uzaktır. 

Kulların hepsi O’nu yok saysa bile O’nun hükümranlığı eksilmez ve en küçük bir rahatsızlık duymaz. Fakat kulları adına duyduğu bir rahatsızlık vardır. Kullarının böyle bir sürece girmesi O’nu memnun etmez. O ister ki kulları kendi rahmetine cennetine saadetine yönelsinler. Kulları için iyi olanı isteyen Cenab-ı Hak, kullarının kötü tercihinden bu manada rahatsızdır. Kendi için değil kulları için küfre razı değildir. 

Anne şefkatinin ebeveyn şefkatinin de yaratıcısı olan Cenab-ı Hak bunun ötesinde bir şefkatle kulunu esirgemez mi? Kulu için hep iyilik planlar ve hep iyilik içinde manipüle eder yönlendirir. Fakat kul ısrarla inatla yüce yaradana karşı adil olmaz, saygısız olursa, haksızlık ederse bir zaman sonra bu, kararlı bir tepki haline gelir. 

Dolayısıyla kul adalete, Cenab-ı Allah’a karşı adaletle başlamalı. Ne yazık ki insanlarımızın çoğunda sosyal çevresinde iyi bilinir olmak, insanların malına mülküne ilişmeyen biri olmak iyiliğin mutlak ölçüsü gibi takdim edilir. Sosyal çevresinde iyi olmanın Allah katında da iyi olmayı gerektirdiği gibi bir zan şeytani bir zandır. 

Böyle tarifler kişinin ahiretini kurtarmaz. “Çok iyi bir insandı herkese iyi davranırdı” gibi söylemler ölmüş birinin ardından yeterli değildir. Bunlar insanlara karşı o kişinin adaletini tanımlasa da Cenab-ı Allah’la ilişkisi göz ardı edilemez. Çünkü kulun yeryüzündeki ilişkisi Allah ile başlar ve devam eder. 

Yüce Yaradanı takmayan birisinin, O’ndan beri herkesi takması hiç bir anlam ifade etmez. Hiç bir kulun kul üzerindeki hakkı, Cenab-ı Allah’ın kullar üzerindeki halkıyla kıyaslanamaz. Ve O’nu tanımadıktan sonra başkalarını iyi tanımışız anlamı yok. 

-O çok iyi bir kimseydi. 

-Peki namaz kılar mıydı?

-Aaa yok namaz kılmazdı. 

Cenab-ı Allah’ın yap dediği hususlarda kayıtsız kalmış, O’nun periyodik günlük çağrılarına kulak asmamış birinin, toplumun çağrılarına icabet etmiş olması, kırmızıda durup yeşilde geçmiş olması, vergilerini ödemiş olması hiç bir anlam ifade etmez. 

Yüce yaradanı takmayan birisinin O’ndan beride kalan herkesi takması hiç bir anlam ifade etmez. 

Hiç bir kulun kul üzerindeki hakkı, O’nun kulları üzerindeki hakkıyla kıyaslanamaz. O’nun gibisi yoktur. O’na her şeyimizle borçluyuz, medyunuz. Allah O’nu tanımaya karşı merakımızı ilgimizi araştırmamızı elbetteki hak etmektedir. O’nu tanımadıktan sonra başkalarını tanımışız pek bir anlamı yok. 

Barışık adil bir ilişkiyi kul Allah’la kurarsa yaşamına da renk gelir mutluluk gelir ve ahireti için de ümitvar olduğu bir süreç başlar. Gece yarısı araçla giderken karşıdan gelen kişinin uzun ışıkları yakıp bizim gözümüzü kavurması bile adaletin konusu içinde yer alır. Allah adaleti emretmektedir, karşı tarafın size gösterdiği saygı, sizin de bilmukabele onun gözlerine karşı adil davranmanız gerekir ve sizin de ışıklarınızı kısaya almanız gerekir. 

Biz karşıdaki kişinin gözlerine saygısızlık göstermekten ziyade Allah’ın adalet emrini ihlal etmekten dolayı rahatsızlık duyarız. İşte Mü’min vicdanıyla seküler vicdan arasındaki fark budur !!!

Seküler vicdan dediğimiz şey kendi yarar-çıkar ilişkisi açısından konuyu kıyaslayarak sonucu bağlar. “Ben doğru davranayım ki doğru davranış yaygınlaşsın. Dolayısıyla ben de birey olarak bu doğru davranıştan hisseme düşeni yaşayabileyim. Benim burada bireysel olarak doğru davranmamın yararı yine bana dönecektir.” Bu seküler bir bakış açısı. Kendi içerisinde doğru olabilir. 

Ama Mü’min bakış açısı daha geniş ufukludur. Mü’min, o denklemin içerisine yüce yaradanı katar. Adil davranmadığı sürece O’nu kızdıracağını, O’nu kızdırdığında da hayatındaki her şeyin bozulacağını düşünmeyi başlar. O’nu öfkelendirdikten sonra ters giden kulları da sizin önünüze çıkarır, eşyayı taşları yolları her şeyi karşınızda bulabilirsiniz. Çünkü göğün ve yerin orduları Cenab-ı Allah’ın kudreti içerisindedir. Kapının ansızın açılıp ters çarpması bile, bir şeyin masadan düşüp canınız sıkması bile ters giden ufak tefek her şey yüce yaradanın kontrolü ve bilgisi dışında asla değildir. 

Dolayısıyla bu korku kulun takvasını besler. Söz gelimi gecenin yarısında tenhada kimsenin olmadığı yerde de Allah’a karşı olan sorumluluğuyla adaletten ayrılmamayı seçer. Seküler insan "aman kim görecek kimse yok zaten, geçeyim gitsin", derken Mü’min geçmez. Çünkü bu olay yüce yaradanın bilgisi dahilindedir ve en tenhada en gizli yerde de olsa O’na karşı sorumluluğu devam etmektedir. 

Dolayısıyla kurallarla, müeyyidelerle, caydırıcı faktörlerle toplumu inşa etmek her zaman sonuçsuz kalacaktır. Çünkü boşlukları bütünüyle doldurmak teorik olarak mümkün değildir. Her hileyi bir müeyyide ile önlemeye çalışmak, ömrümüz boyunca kanun yapsanız yetişemezsiniz. Dolayısıyla da buradan sonuç almak mümkün değil. Sonuç alınabilen yegane bir yol varsa o da Cenab-ı Hakk’a karşı sorumluluğun uyandırılması yani Mü’min vicdanının hakarete geçirilmesi ve ancak böyle bir ortamda barışık huzur içinde geçici de olsa bir hayat kurabiliriz. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1