Ölüm hayatın varlığını anlamlandırır
Mülk 25: “Onlar (inkarcılar) ‘Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?’ derler.”
ÖLÜM normalde hayatı solduran, bitiren bir şey gibi görünürken Mü’minler açısından hayata anlam katar. Hayatın varlığını anlamlandırır.
Ölümle Rabbe dönüş sürecini düşünen bir kimse ölüme odaklı, ölüme gebe bir şekilde yaşar. Onlar ölümü her an beklerken, kafirler “Ölüm ne zaman ne zaman?” diye sormuşlardı. (Öğrenmek için değil, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’le alay etmek maksadıyla sormuşlardı.)
Ne zaman başımıza ölüm gelecek diye soracağınıza, şuan gelmemesini kime borçlusunuz? Bunu bir düşünün. Tavanı başınıza kendiniz mi çaktınız, emniyetinizi kendiniz mi sağladınız da ne zaman burası yıkılacak diye soruyorsunuz? Şuan kim elinde tutuyorsa, yıkmadığına şükredin.
Onlar Rablerini hatırlatan şeyleri yok saymak için böyle diyorlar. Ne zaman ne zaman diye diye dini hayatın dışında tutuyorlar.
Ben gencim öyle şeyleri ilerde yaparım, diye diye hayatını Rabbinin buyruklarından uzak yaşamaya adıyor.
Bu çarpık basit yöntemi çoğumuz hayatımıza bir ilke olarak koyuyoruz. Ölümün uzaklığıyla kendimizi gevşekliğe verip, hayatın kısa mesafeli, aldatıcı ve asla tatmin etmeyen şeyleriyle oyalıyoruz.
Bu denli gönüllü yanılsama yok elbette. Bunun adı zulümdür. Kendi kendimize “Hayır hayır biz öyle yanılıyor filan değildik. Biz düpedüz zulmettik.” diyeceğimiz, ah-vah edeceğimiz anı Cenab-ı Hak haber veriyor.
İbadetlere olan dikkatimiz ve özenimiz eksik kalıyorsa biz de onlardan bir taifeyiz demektir.
Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 202
https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q
https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder