Bir şeyi hak ettiği yere koymazsan bu ona zulümdür
Eğer bir kimse hakka layık olduğu değeri vermiyorsa zalimdir. Bu hak hangi konuda olursa olsun, eşinin hakkı da olsa, çocuğunun, komşunun hakkı da olsa hatta müfessirler diyor ki eşyanın hakkı dahi olsa (mesela bardağın yeri masanın üzeri ise onu yere bırakmak yerde tutmak, bu o eşyaya hakkıyla muamele etmemek demek. Elbisenin yeri askıda veya dolapta durmaksa onu ortalıkta veya yerde bırakmak, bunlar zulüm örneklerinden. Kitap rafta olacak. Kitabı kapı girişine koyduysan göz onu görür görmez yadırgar. (Kitabın ayak altında ne işi var)
Bir şeyi hak ettiği yere koymazsan bu da ona zulümdür, demişler. Şimdi Cenab-ı Allah’ın yerini düşünün. Cenab-ı Allah’ı layık olduğu makama koymadığımızda işlediğimiz zulmü düşünün. Ve Allah-u Teala zulmeden kişilerden intikam alır. Nasıl alır? Hidayetlerini karartır. En büyük ceza budur.
Zulme bizi sevkeden şeyler de nedir diye düşündüğümüzde (bu da işte hayatın sınav olan boyutu) duygularımız. Öfkeye kapılarak doğru olan şeylerin üstüne basıp geçebiliyoruz, doğruya yanlış yanlışa doğru diyebiliyoruz. Allah’ın ayetlerine karşı dürüst isek insanlara ve eşyaya karşı da dürüstüzdür. Belli bir dürüstlük oranını tutturmaya çalışıyordur kuşkusuz. Mükemmel değiliz kusurlardan nasibimiz var hepimizin. Fakat bazı kimseler dürüstlüğü tutturmaya çalışırken, bazıları dürüstlükle arasındaki köprüleri atmış, artık kendisiyle olan yüzleşmesinden kopmuş, samimiyet ve ihlası heba etmiş olabilir. Doğru olanı iz iz takip eden kimselere Kuran şifa dağıtır hidayet dağıtır.
"Ya Rabbi bana hakkı hak olarak göster. Ve ona tabi olmamı sağla. Bana batılı batıl olarak göster. Ve ondan uzak durabilmemi sağla." Amin.
https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q
https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder