17 Aralık 2015 Perşembe

584.DİNİ BİLGİNİN KAYNAĞI NEDİR?-Faruk Beşer



... "bilgi Allah katındadır". Yani bilginin kaynağı Allah"ın bizatihi kendisidir. Bilgiye ulaşmak için vasıtalar kullanabiliriz. Bu vasıtalar da filozofların kaynak dedikleri şeylerin sadece birisi değildir. Hepsi birden vasıtadır. Ayrıca onların kaynak olarak görmedikleri önemli bir vasıta daha vardır: Doğru haber (haber-i sadık).

Bir haberin doğruluğu iki yolla anlaşılır: 1. Tevatürle, 2.Mucizelerle. İşte bizim gayb âlemi ya da metafizikle ile ilgili olarak bildiklerimiz mucizelerin desteklediği vahiy bilgileridir. Buna iman da denebilir.

Vahyin bizi muhatap alan kısmı Kuranı Kerim"dir. Sünnet de dolaylı bir vahiydir. Bilindiği gibi sünnet Allah Rasulü"nün sözleri, fiilleri ve takrirleri (onayları) dır. Ve sünnet bütünüyle Kuranı Kerim"in hatasız yaşanmasından ibarettir. O halde Sünnet, canlı hale getirilmiş Kuran"dır, da denebilir.

Nasıl Allah Rasulü"nün takrirleri de Sünnet sayılıyorsa, onun sünneti de takriri vahiy sayılır. Çünkü biz biliyoruz ki, Allah (cc), elçisinin bazı kararlarına, en iyisi bu değildi diye müdahale etmiştir. O halde Allah, elçisinin Sünnetinin geriye kalan kısmına onay vermiş demektir. Öyleyse Sünnet takriri vahiy olmuş olur.

Sonra sahabe ve onları izleyen âlimler Kuranı Kerim"i Sünnet örneğiyle anlamaya çalışmış ve bu anlamaların bir kısmında icma/ittifak etmişlerdir. Eğer bu icma ya da ittifak, dinin sabitesi dediğimiz akide ve ibadet alanında gerçekleşmişse artık onların söylediklerinin aksine bir görüş ortaya atılamaz. Çünkü bu konular aklın, bilimin ve dolayısıyla da içtihadın konusu değildir.

Ayrıca akide konuları, ya da Gayb Âlemi ile ilgili bilgiler sadece Kuranı Kerim ve Sünnetten alınabilir. İcma bu iki kaynakta bulunup, farklı anlaşılmaya müsait olan konularda gerçekleşir. İşte böyle bir konuda icma gerçekleşince o da kesin, yani iman edilmesi gereken bir bilgi oluşturur.

İcmadan sonra da üzerinde ittifak edilmeyen, münferit fıkhî içtihatlar gelir. Buna bütünüyle fıkıh da diyebiliriz. Fıkhî içtihatları kabul etmemek insanı dinden çıkarmaz ama bütünüyle onların dışına çıkmak da mümkün değildir. Çünkü ya bileceksiniz, ya da "ehl-i zikr"e soracaksınız.

... Bir içtihadın dinde bir değer ifade edebilmesi, ehlinden çıkmış olmasına ve yerinde yapılmasına bağlıdır.


Yazının tamamı için:

Hiç yorum yok: