27 Ekim 2015 Salı

555.PEYGAMBERİMİZİN sas NAMAZI İLE İLGİLİ AZ BİLDİKLERİMİZ

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim 


Bugünlerde Faruk Beşer'in "Namazı Dosdoğru Kılmak" kitabını okuyorum. Küçük bir kısmından alıntı yapıp tamamını kitabından m
utlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

 Peygamber Efendimiz'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)namaz kılış şekliyle ilgili olarak bildiklerimizden kısmen farklı bazı önemli noktalara işaret etmiş Faruk Beşer.

(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) namaza başlarken "Allahu ekber" i telaffuz ederdi,ancak niyeti diliyle asla söylemezdi.Ne sünnet yada farz kıldığını, ne kıbleye döndüğünü, ne eda yada kaza kıldığını, ne kendine uyanlara imam olduğunu söylerdi.

Elbette ne kıldığının bilincindeydi. Ama niyet kalbin eylemi olduğu için bunları dil ile söylemenin anlamı olamaz. Önemli olan, ne yapmakta olduğu bilinci ile namaza durmaktır.Bu sebeple pek çok alim gibi İmam Rabbani de namaza niyetin dil ile telaffuz edilmesinin bi'dat olduğunu söyler.

Namazda okuduğu ayetleri tane tane ve sonunu uzatarak okurdu. Her ayette dururdu. 

Rukülarında ve secdelerinde 10 kez "subhane Rabbiyel a'la(azim) okunacak kadar dururdu.

Ruküda ve secdede sırtını daima dümdüz yapardı ve "böyle yapmayanın namazı tam olmaz" buyururdu.(erkekler için) Nedense buna çok önem verirdi.

Çoğu zaman toprak üzerinde secde ederdi. Çamur,su,hurma dalı,hasır ve tabaklanmış pösteki üzerine secde ettiği de olurdu.

Secdeye gittiğinde alnını ve burnunu yere temas ettirirdi. Dirseklerini yanlarından uzaklaştırır ve dikerdi.

Secdede tespihten sonra yaptığı pek çok dua vardır. İki secde arasında da bir miktar dururdu ve orada da bazı dualar okurdu. Bu iki secde arasında okuduğu en kısa dua, "Rabbiğfir-li verham" "Rabbim, beni bağışla ve bana merhamet et" duası idi.

Başı öne eğik olurdu, etrafa bakmazdı.Gözleri işaret parmağını öte geçmezdi.

Namazdan sonraki dualarını hep teşehhütten sonra, selamdan önce yapmıştır. Cemaate döndükten sonra cemaatle beraber el kaldırıp dua yaptığı vaki değildir.

Cemaate farzı kıldırdıktan sonra sadece "Allahümme entesselam ve minkesselam tebarakte ya-zelcelali vel ikram" diyecek kadar durur, hemen cemaate döner ve bağdaş kurarak otururdu. Bu oturuşta tespihleri çekerdi. Sünnetler ondan sonra kılınırdı.

Namazlarında ağladığı olurdu.

Bazen yalın ayak, bazen pabucuyla namaz kılardı.

Hayatında 5 kez namazda yanıldığı olmuş, bunlar için sehiv secdesi yapmıştır.

Namazda gözlerini yummazdı. Teşehhütte gözü işaret parmağında olurdu.

Selam verdiğinde 3 kez istiğfar eder, sonra " Allahümme entesselam...."derdi. Lailahe illellahü vahdehü la-şerike leh...duasını da her farzın peşinden söylerdi. Bu duayı sabah ve akşam namazlarından sonra 10 kez okurdu.

Yine her namazın ardından Ayetel-Kürsi'yi okumanın çok faziletli olduğunu söylerdi.

Namazların sünnetini genellikle evinde kılardı.Özellikle de akşam namazının sünnetini camide kıldığı hiç vaki olmamıştır.

Seferlerde sabah namazının sünnetini hiç terk etmemiştir. Seferde diğer sünnetleri kıldığına dair bir rivayet yoktur.

Sabah namazının sünnetini evinde kılar ve sağ yanı üzerine bir miktar uzanırdı. 

Kendisine sevindirici bir haber geldiğinde secdeye kapanır, Allah'a şükrederdi.

Kabirlere doğru namaz kılınmasını yasaklardı.

Son vasiyetleri namazla ilgili olmuştu. Boğuk sesiyle şunları söylüyordu:

"Namaz! Namaz!....Çalıştırdıklarınız hakkında da Allah'tan korkun."

Kaynak:
"Namazı Dosdoğru Kılmak" Prof.Dr.Faruk Beşer

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR      

Hiç yorum yok: