Bismillahirrahmanirrahim
Hiç itikafa girmediniz mi?
İtikaf, Ramazan’ın son on gününü camide veya başka bir ibadet mahallinde inzivaya çekilerek devamlı ibadetle meşgul olmak demektir. Peki diyeceksiniz ki, herkes nasıl vakit ve imkan bulup da itikafa girebilir? Hem de 10 gün.
Evet, bazı kıymetli insanlar Kadir Gecesi’ni “yakalamak”, ümmet-i Muhammed için o süreyi dualar ve tövbelerle geçirmektedir. Peki herkes bunu nasıl yapabilir? Kolaylık ve rahmet dini olan İslam, gönlünde itikaf sevgisi olan her Müslüman için cüz’i de olsa itikaf sevabı kazanmasına imkan sağlıyor. İtikaf, cuma namazı kılınan bir mescitte ibadet kasdıyla “belli bir süre” bulunmak demektir. Vacip, sünnet ve müstehap olmak üzere üç tür itikaf vardır. Vacip olanı, adak yoluyla olanıdır. Sünnet olanı Ramazan’ın son on gününde yapılanıdır. Müstehap olanı ise cuma namazı kılınan bir camide itikaf niyetiyle en az “Sübhanallah” diyecek zamandan biraz daha fazla bulunmaktır. Durum böyle olunca velev “birkaç dakikalığına” da olsa itikafa girme ve sevabına nail olma şansımız var. Yeter ki, camiye girerken (Allah rızası için itikafa niyet ettim.) diyelim.
Hanımlar evlerinde itikaf yapabilir.
Hanımlar ise evlerinde mescit hükmüne koydukları bir oda veya bölmede itikafa girebilirler. Hadis kaynaklarında Allah Resulü’nün hicretten sonra her yıl Ramazan’ın son on gününde itikafa çekildiği ve hanımlarını da teşvik ettiği belirtilir: “Ramazan’ın son on günü girince, Resulullah geceleri ibadetle geçirirdi. Ailesini de ibadet etmeleri için uyandırırdı. İbadet için diğer zamanlardan daha fazla gayret gösterirdi.” (Buhari, İtikaf, 1, 6; Müslim, İtikaf, 2, 7; Tirmizi, Savm, 71)
Ramazan’da yapılan itikaf, orucun fayda ve maksatlarını tamamlayıcı ve oruçlu kimsenin, kendini toparlayıp nefsini teskin edememesi, kalbi ve kafasıyla Allah’a yönelememesi gibi hususları telafi edici bir ibadettir. Zaten onun aslı, Allah’a koşmak, O’nun eşiğine yüz sürmek ve her şeyden yüz çevirip O’nun rahmetinin kucağına atılmak manası taşır. O bu manaları taşıdığından dolayıdır ki Efendimiz (sas) hep Ramazan’ın son on gününde itikafa girmiş, O’ndan sonra gelen Müslümanlar da aynı vakti gözeterek onu eda etmeye çalışmışlardır. Böylece bu ibadet de, Ramazan ayının bir şiarı ve sürekli yapılan sünnetlerinden biri olmuştur. Kur’an’ın ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin de Ramazan’ın son on günü içinde gizli olması itikafın önemini daha da artırmaktadır.
Hz. Aişe (r. anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (sas) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: “Kadir Gecesi’ni son on günde arayın.” (Buhârî, Fadlu Leyle-i Kadr 3, İtikâf 1, 14) Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm) her Ramazan’da on gün itikafa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i’tikafa girdi.” (Buhârî, İ’tikaf 17; Ebu Dâvud, Savm 78)
Efendimiz, itikafı tavsiye etmiştir.
Efendimiz (sas) her Ramazan itikafa girerdi.
Sahabe anlatıyor:
Ebu Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’le birlikte Ramazan’ın orta on gününde itikafa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: “İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) itikaf mahaline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescit o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi.” (Buhârî, Fadlu Leyle-i-Kadr 2, 3, İtikaf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213);
Kadir gecesindeki hazine itikafla bulunabilir.
Kur’an’ın ifadesiyle, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin de Ramazan’ın son on günü içinde gizli olması itikafın önemini daha da artırmaktadır. Her ne kadar bu güzel âdet, son yıllarda unutulmaya yüz tutsa da öteden beri müminler tarafından uygulanmış, her beldede mutlaka birkaç kişi camilerde itikafa girmişlerdir. Bir mana büyüğü itikaf yapan kişiyi şöyle resmetmektedir: “İtikaf yapan, ihtiyacından dolayı büyük bir zâtın kapısında oturup dilediğini elde etmedikçe ‘Buradan ayrılıp gitmem.’ diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allah’ın bir mabedine sokulmuş, ‘Beni bağışlamadıkça buradan gitmem’ demektedir.’’
Öyleyse son 1o gün boyunca hanımlar evlerinde,beyler mescitlere girmeden (hiç yapmamaktansa) en azından her vakit namazından evvel itikafa niyet edebilir ve ibadet ederken bir de itikaf sevabı alabilir, hem de gündüz oruçluyken sünnet olan itikafı da yapmış oluruz.
Efendimiz (sas) her Ramazan itikafa girerdi.
Sahabe anlatıyor:
Ebu Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’le birlikte Ramazan’ın orta on gününde itikafa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: “İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) itikaf mahaline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescit o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi.” (Buhârî, Fadlu Leyle-i-Kadr 2, 3, İtikaf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213);
Kadir gecesindeki hazine itikafla bulunabilir.
Kur’an’ın ifadesiyle, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin de Ramazan’ın son on günü içinde gizli olması itikafın önemini daha da artırmaktadır. Her ne kadar bu güzel âdet, son yıllarda unutulmaya yüz tutsa da öteden beri müminler tarafından uygulanmış, her beldede mutlaka birkaç kişi camilerde itikafa girmişlerdir. Bir mana büyüğü itikaf yapan kişiyi şöyle resmetmektedir: “İtikaf yapan, ihtiyacından dolayı büyük bir zâtın kapısında oturup dilediğini elde etmedikçe ‘Buradan ayrılıp gitmem.’ diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allah’ın bir mabedine sokulmuş, ‘Beni bağışlamadıkça buradan gitmem’ demektedir.’’
Öyleyse son 1o gün boyunca hanımlar evlerinde,beyler mescitlere girmeden (hiç yapmamaktansa) en azından her vakit namazından evvel itikafa niyet edebilir ve ibadet ederken bir de itikaf sevabı alabilir, hem de gündüz oruçluyken sünnet olan itikafı da yapmış oluruz.
Aslında bunu bir alışkanlık haline getirip Ramazan ayından sonra da her ibadetimizden önce itikafa niyet etmeye devam edebiliriz.
Allah cc kabul etsin.
"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR
"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder