19 Ağustos 2023 Cumartesi

OTUZUNCU CÜZDEN 3 MESAJ

                           OTUZUNCU CÜZ

                               (s. 581 - 600)

Otuzuncu cüzde; Nebe, Naziât, Abese, Tekvir, İnfitar, Mutaffifîn, İnşikak, Buruc, Tarık, A’lâ, Ğaşiye, Fecr, Beled, Şems, Leyl, Duha, İnşirah, Tin, Alak, Kadir, Beyyine, Zilzal, Adiyat, Karia,Tekasür, Asr, Hümeze, Fil, Kureyş, Mâûn, Kevser, Kafirûn, Nasr, Leheb, İhlas, Felak ve Nas surelerinin tamamı bulunmaktadır.

Cüzdeki surelerin mesajı: Geleceği doğru okuyun ve takva sahibi olun, şeklindedir. 30. cüzdeki temel konular şunlardır:

1. KIYAMET VE AHİRET

İlk bölümde bulunan sureler; Nebe, Naziât, Abese, Tekvir, İnfitar, Mutaffifîn, İnşikak, Buruc, Tarık, A’lâ, Ğaşiye, Fecr, Beled, Şems ve Leyl sureleridir. Bu surelerde; gelecekteki büyük felaket olan kıyamet ve sonrasındaki ahiret hayatı farklı açılardan ele alınmakta, insanlar hesap günü gelmeden önce kulluğa davet edilmektedir. Abese suresinde, tebliğin herkese yapılması ve kimsenin küçük görülmemesi mesajı verilir (Abese, 80/1-16). Bilemeyiz, belki de o tebliğ ettiğimiz kişilerden örnek şahsiyetli bireyler çıkar ve bütün dünyayı değiştirirler. Sonra Tekvir ve İnfitar surelerinde kıyametin dehşeti anlatılmaya devam eder.

Mutaffifîn suresinde ise, ticaret ahlakı ve helal rızık üzerinde durulur (Mutaffifîn, 83/1-36). Buruc suresinde zalimler ve sonları Ashab-ı Uhdud üzerinden izah edilir (Burûc, 85/1-22). Tarık ve A’lâ surelerinde Allah’ın gücü ve yüceliği hatırlatılır, insanlar tevhid inancına çağrılır. Fecr suresinde, sıkıntıların yakında sona ereceği ve zalimlerin helak edileceği mesajı verilir (Fecr, 89/1-14). Beled suresinde, Mekke’den dünyaya yayılan çağrıya dikkat çekilir (Beled, 90/1-7). Bu konuda başarılı olmak için infak etmek (cömert olmak), bir de iman edip hakkı ve sabrı da tavsiye edenlerden (sadık Müslümanlardan) olmak gerektiği açıklanır. Burada bize bir aidiyet ve kimlik bilinci verilir (Beled, 90/12-18). Şems ve Leyl surelerinde Allah’ın nimetleri ve insanların sorumluluklarına dikkat çekilir.

2. GEÇİCİ DÜNYA

İkinci bölümdeki sureler; Duha, İnşirah, Tin, Alak, Kadir, Beyyine, Zilzal, Adiyat, Karia, Tekasür, Asr ve Hümeze sureleridir.

Duha suresi, bir önceki Leyl suresinin devamı niteliğindedir. Bu surede Allah’ın, Hz. Muhammed’e olan yardımı ve desteği hatırlatılıp, Hz. Peygamberin de insanlara ve zayıflara iyi davranması gerektiği belirtilir (Duhâ, 93/1-11). İnşirah suresinde, Hz. Peygamber’e verilen nimetlerin anlatımı devam eder. Tin suresinde, kutsal bölgelere yemin edilerek insanın mükemmel yaratıldığı anlatılır, ondan da iman edip güzel işler yapması istenir (Tîn, 95/1-8). Alak suresinde, Mekke’de ilk inen ayetler bulunmaktadır.

Burada insanın Allah’ın adıyla vahyi (Kur’ân’ı) okuması ve ilimle başkalarına tebliğ etmesi emredilir (Alak, 96/1-5). Kadr ve Beyyine surelerinde, Kur’ân’ın yeryüzüne inmesi ve düşünce/zihniyet gelişimindeki misyonu beyan edilir. Zilzal ve Kâria surelerinde, kıyamet son defa gündeme getirilir. Dünyanın ve kainatın sonunun büyük deprem (zilzal) ve büyük patlama (kâria) ile olacağı açıklanır. Tekasür suresinde, insanın hırsının kabre girinceye kadar devam ettiği vurgulanır (Âdiyât, 100/1-11). Asr suresinde, her şeyin geçici olduğu, sadece iman, amel-i salih, bir de hakkı ve sabrı tavsiye etmenin kalıcı olduğu belirtilir (Asr, 103/1-3). Hümeze suresinde ise, Peygambere ve Müslümanlara düşmanlık yapan, sermayenin ve mülkün kendisini ebedî kılacağını zanneden kişilere değinilip, bunların Hutame’den (her şeyi param parça eden cehennemden) kurtulamayacağı vurgulanır (Hümeze, 104/1-9).

3. ALLAH’A KULLUK VE YOL AYIRIMI

Üçüncü bölümdeki sureler ise; Fil, Kureyş, Mâûn, Kevser, Kafirûn, Nasr, Leheb, İhlas, Felak ve Nas sureleridir. Fil suresinde Allah’ın yardımı hatırlatılır ve en zor zamanda bile Mekke’yi Fil ordusundan koruduğu anlatılır (Fîl, 105/1-5). Kureyş suresinde ise, bu (Fil suresindeki) nimet karşılığında Arapların cahiliyedeki yöneticileri sayılan Kureyş kabilesinin putlara değil, sadece Allah’a kulluk etmeleri gerektiği açıklanır (Kureyş, 106/1-4). Maûn suresinde, müşrik ve münafıkların insanlara nasıl zulmettikleri ve kulluğu terk ettikleri aktarılır (Maûn, 107/1-7). Kevser suresinde, Müslümanlardan, o dönemdeki müşriklerin hatalarına düşmemeleri, kulluk edip cömert davranmaları istenir (Kevser, 108/1-3). Kafirûn suresinde, bir yol ayırımına gidilir. Müslümanların hiçbir zaman, Allah ile birlikte putlara tapmayacakları, şirk koşmayacakları mesajı verilir (Kâfirûn, 109/1-6). Nasr suresi, tek parça halinde inen en son suredir. Veda haccı sırasında Mekke’de inmiştir. Burada Allah’ın yardımı gelip zafer/feth gerçekleştiğinde; şımarmamak ve insanlara zulmetmemek, bilakis Allah’ı zikir ve hatalar için istiğfara devam etmek gerektiği belirtilir (Nasr, 110/1-3). Tebbet (Mesed) suresinde ise, Mekke’deki ilk tebliğ günleri hatırlatılır ve Ebu Leheb dahil müşriklerin saldırıları ve beddualarının fayda vermediği, bilakis kendilerine zarar verdiğine işaret edilir. İhlas suresinde, tevhid inancı son defa hatırlatılır (İhlâs, 112/1-4). Felak ve Nas surelerinde; tüm kötülüklerden, kötülüklerin sebebi olan insan ve cin şeytanlarının şerrinden Allah’a sığınma ile Kur’ân tamamlanır.

-SADAKALLAHÜ’L-AZÎYM

(Allah Kur’ân’ın başından sonuna kadar her konuda doğruyu söyledi.)

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

18 Ağustos 2023 Cuma

Safer ayının uğursuz ve musibet ayı olduğu söylentisi doğru mudur? Bu aya özel ibadet ya da dua var mıdır?

Safer, kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde ki anlayış Câhiliye dönemine ait olup (Ebû Dâvûd, Tıb, 24 [3914-3915]; bkz. Buhârî, Tıb, 25 [5717]; Müslim, Selâm, 101-103 [2220]) dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber (s.a.s.), böyle bir anlayışı reddetmiş ve “Safer ayında uğursuzluk yoktur” buyurmuştur (Buhârî, Tıb, 19). Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılır.

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 39


“Ya Rabbi beni bu açıdan da sana teslim olabilecek bir kimse eyle.” 

Nerede yanlış yapmaya meyilliysek bizim gündemimiz odur, kendimizi ıslah etmemiz, istikamete sokmamız gereken meselemiz odur.

Ve bu herkesten herkese farklıdır.

Bazısı mal hususunda böyledir, bazısı şehvet, bazısı kariyer, bazısı şöhret hususunda böyledir. 

Açık verdiği taraf çok etkiliyse, o taraf bir girdaba dönüşür. 

Kul her şeyiyle teslim olacak!

 Enbiya Sûresi 

Ocak 2023

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

17 Ağustos 2023 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 38


Allah Teala kulun O'nun vadettiğine yönelmesini ister

Cenab-ı Hakk’ın bu dünyada kuluna sağlayıp da onu elinde anlamsızlaştırmadığı, değersizleştirmediği, sıradanlaştırmadığı hiç bir şey yoktur.

İstiyor ki Hak Teala, kul Kendi vadettiğine yönelsin. Dünyadakilerin değersiz ve anlamsızlığını bu yüzden yaşatıyor. 

Enbiya Sûresi 

Ocak 2023

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

16 Ağustos 2023 Çarşamba

YİRMİ DOKUZUNCU CÜZDEN 3 MESAJ

                   YİRMİ DOKUZUNCU CÜZ

                              (s. 561 - 580)

Yirmi dokuzuncu cüzde; Mülk, Kalem, Hâkka, Me’âric, Nuh, Cin, Müzzemmil, Müddessir, Kıyamet, İnsan ve Mürselât surelerinin tamamı bulunmaktadır. Cüzdeki surelerin mesajları:

Allah’ın hakimiyetini kabul edin, vahye ve peygambere destek olun, tebliğe sabırla devam edin ve yaklaşan felaket/son olan kıyamete ve sorguya hazır olun, şeklindedir. 29. cüzdeki temel konular ise şunlardır:

1. GERÇEKLER

lk bölümde bulunan Mülk, Kalem, Hâkka ve Me’âric surelerinin ortak teması (konusu), gerçekler (tevhid, risalet ve âhiret)tir. Mülk suresinde, “Allah tek otorite sahibidir ve her şey O’na itaat eder”mesajı verilmekte ve insanların da iradeleri ile teslim olmaları gerektiği anlatılmaktadır (Mülk, 67/1-30). Kalem suresinde, bilginin önemi yeminle vurgulandıktan sonra, gerçek bilgi olan vahye ve onun tebliğcisi peygambere destek olunması istenmektedir (Kalem, 68/1-7). Aksi takdirde, bahçe sahipleri gibi hüsrana düşme tehlikesine dikkat çekilmektedir (Kalem, 68/17-32). Hâkka suresinde ise, gerçekleşecek büyük felaketten (Hâkka’dan) haber verilir (Hâkka, 69/1-18). Bu surede ahiretteki iki grup insan anlatılır: Kitabı sağından verilen başarılı insanlar ve kitabı solundan verilen başarısız insanlar (Hâkka, 69/19-52). Meâric suresinde, önceki surede başlayan kıyamet ve ahiret konuları anlatılmaya devam eder (Meâric, 70/1-18). Burada da iki grup insan misali verilir: (Hırs, sabırsızlık ve cimrilik gibi) zaafları olanlar ve (namaz, infak, namus ehli ve güvenilir olan) kuvvetliler (Meâric, 70/19-44).

2. GERÇEKLERİN TEBLİĞİ

İkinci grup surelerin genel teması; doğruların ve gerçeklerin insanlara tebliğ edilmesidir. Buradaki sureler Nuh, Cin, Müddessir ve Müzzemmil’dir. Nuh suresinde, Hz. Nuh’un tebliğ hayatı anlatılarak bir tebliğcinin sabrı, dua ve istiğfarı bize öğretilir (Nûh, 71/1-28). Cin suresinde, Resûlullah’ın, Hz. Musa gibi cinlerin de peygamberi olduğu, cinlerin Kur’ân’dan etkilenmeleri ve vahiy konusunda şeytanın kendilerini kandırdığını itiraf etmeleri aktarılır (Cin, 72/1-17). Müzzemmil suresinde ise, Hz. Peygamber’in ilk tebliğ çalışması bağlamında sözünün etkili olması için gece teheccüt namazına devam etmesi gerektiği açıklanır (Müzzemmil, 73/1-11).

Sonra hiç bırakmadan teheccüde devam eden Hz. Peygamber ve bazı sahabe-i kiram, hicretten sonra inen ayet ile tebrik edilir, övülür (Müzzemmil, 73/20). Müddessir suresinde de tebliğde devamlılığın esas olduğu ve örtülere bürünüp oturma yerine tebliğ çalışmalarına devam edilmesi gerektiği anlatılır. Tebliğde süreklilik ve sistematik çalışma önemlidir (Müddessir, 74/1-7).

3. İNSANIN SERÜVENİ

Üçüncü bölümdeki sureler; Kıyamet, İnsan ve Mürselât’tır.

Kıyamet suresinde, yoğun bir şekilde kıyamet ve diriliş konuları anlatılmaya devam eder (Kıyâmet, 75/1-40). İnsan (Dehr) suresinde, insanın yaratılışı, dünya ve ahiret hayatı özetlenir. Bu insanın serüvenidir. (Önce yokluk, sonra yaratılış, dünyada hidayet veya dalalet, ahirette ise cennet veya cehennem.) (İnsân, 76/1-31). Bu cüzdeki en son sure ise Mürselât’tır. Burada Allah’ın gücü son defa hatırlatılır: Melekler, rüzgar, yıldızlar, dağlar ve her şeyin sonu olan kıyamet (Mürselât, 77/1-50).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

15 Ağustos 2023 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 37


Kişinin dürüstlüğü kalbiyle başlar

Cenab-ı Hak İbrahim aleyhisselam'ı Kuranı Kerîm’de SIDDIK olarak tarif ediyor. (Meryem-41)

Sıddık; gerçeği konuşmak, dürüst ve güvenilir olmak. İbrahim aleyhisselam çevreden tepki görürüm endişesiyle içine atmıyor, kalbiyle olan sadakatini bozmuyor. 

Sıdka tutunun. Yola çıkaran, iyilere kavuşturan, istikamete ulaştıran dürüstlük ve doğruluktur. Kişinin dürüstlüğü kalbiyle başlar.

Enbiya Sûresi 

Ocak 2023

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

13 Ağustos 2023 Pazar

YİRMİ SEKİZİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ


                     YİRMİ SEKİZİNCİ CÜZ

                               (s. 541 - 560)

Yirmi sekizinci cüzde; Mücadele, Haşr, Mümtehine, Saff, Cuma, Münafikûn, Teğabün, Talak ve Tahrim surelerinin tamamı bulunmaktadır. Bu cüzdeki surelerin bir kısmı tesbih (Allah’ı yücelterek), diğerleri ise Hz. Peygamber’e hitap ile başlamaktadır.

28. cüzdeki temel konular şunlardır:

1. HAKKIN KORUNMASI

İlk sureler olan Mücadele, Haşr ve Mümtehine’de hakkın korunması için mücadele ve çözüm yolları aktarılmaktadır. Mücadele suresinde, zıhar yapan kocasından ayrılmaması/boşanmaması gerektiğine dair Hz. Peygamber ile tartışan bir sahabi kadın örneği üzerinden hak arayışı ve hakkın korunması mesajı verilir. Zıhar, cahiliye döneminde boşanma sebebi sayılırken, İslam döneminde bu olaydan sonra hükmü değişti ve Mücadele suresinde zıharın yemin olduğu açıklandı. Ancak ağır bir yemin olduğu için keffareti de farklıydı. Zıhar yapan kişi eşine dönmek isterse 2 ay (60 gün) peş peşe oruç tutmalı, oruca gücü yetmeyen ise 60 fakiri sabahlı akşamlı doyurmalı/fidye vermelidir. Bunları yerine getirdikten sonra eşine yaklaşabilir (Mücâdele, 58/1-13). Haşr suresinde, Medine’deki ilk toplu Yahudi isyanı (Haşr) ve buna karşı yapılan sefer ve savaş, elde edilen ganimetler ve bunların dağıtılması konuları anlatılmaktadır (Haşr, 59/1-10). (Bu surenin doğru anlaşılması için öncelikle bir siyer kitabından Beni Nadîr savaşı okunmalıdır.)

Surede Yahudileri kandıran ve ayaklandıran münafıkların; mağlubiyet ortaya çıkınca onları yalnız bırakmaları ve yardıma gelmemeleri durumu da, şeytanın ahirette kandırdıklarını/yandaşlarını yalnız bırakması ve yardıma gelmemesine benzetilmektedir (Haşr, 59/11-17). Son 3 ayet (Hüvallahüllezi) ile de tevhid inancı özetlenmekte ve bu konuda bir bilinç eğitimi verilmektedir. Allah; zatı ve sıfatları ile eşsiz ve benzersizdir, en güzel isimler O’na aittir (Haşr, 59/22-24). Daha sonra Mümtehine suresinde, hicret eden kadınların durumları anlatılmakta, onların aile ve sosyal hayatla ilgili problemlerine çözümler getirilmekte ve hayatın bir imtihan olduğu mesajı verilmektedir (Mümtehine, 60/10-13).

2. HAKTA BİRLEŞMEK

Bu cüzdeki ikinci grup sureler; Saff ve Cuma olup söz konusu sureler birlik ve beraberlik mesajları taşımaktadır. Müslümanlara, düşmanlarına karşı Allah yolunda (birbirlerine duvarlar gibi kenetlenmiş saflar halinde) savaşmaları emredilmektedir. (Saf, 61/4 ve 11). Sonra Allah ve Resûlü’nün dinine itaat etmemiz, bu dava için çalışarak Allah’ın ensar kulları olmamız istenmektedir (Saf, 61/9-14). Sonraki Cuma suresinde de Kur’an’ı okuyup, anlayıp hayatı ona göre yaşama sorumluluğu anlatılır ve Yahudiler gibi sorumluluktan kaçılmaması gerektiği bize (yeniden) hatırlatılır (Cuma, 62/5-8). Daha sonra Cuma namazına çağrı, peygamberi dinlemek ve itaat konuları ile sure tamamlanır. Cuma namazı İslam’da birleşmenin sembolüdür (Cuma, 62/9-11).

3. HAKTAN AYRILMAMAK

Bu cüzdeki üçüncü grup sureler ise; Münafikûn, Teğabün, Talak ve Tahrim’dir. Bunların hepsi ayrılık problemleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Münafikûn suresinde, İslam toplumundan ayrılan ve kendilerini gizleyip Müslüman gösteren kişilere karşı dikkatli olunması mesajı verilmekte, münafıkların önemli vasıfları açıklanarak âdeta deşifre edilmektedir (Münâfikûn, 63/1-8). 

Sure müminlere önemli tavsiyelerle sona erer (Münâfikûn, 63/9-11).

Bundan sonra Teğabün suresinde, kıyametteki büyük toplanma gününün (yevmü’l-cem’in), aslında dünyevi aldanmaların ortaya çıktığı gün (yevmü’t-teğâbün) olduğu açıklanır. Dünyada kim Allah’a iman edip güzel (salih) işler yaptıysa, ahirette Allah o kişinin kötülüklerini örter ve cennete koyar (Tegâbün, 64/9). Sure müminlere bazı önemli tavsiyelerle tamamlanır. Mallarınız, eşleriniz ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir. Dikkat edin, dünya sizi aldatmasın (Tegâbün, 64/12-18). Sonraki Talak suresinde ise, boşanma adabı anlatılır. Allah gereksiz yere boşanan, zevkine düşkün erkek ve kadınları sevmez, mesajı verilir. Kadınların adet sırasında boşanmaması, temizlik döneminin beklenmesi emredilir. Adet sırasında boşamak haramdır. Ayrıca birden fazla talak ile de boşamak haramdır. (Bu iki harama Müslümanlar dikkat etmelidir.) Sünnete uygun olan boşama; ihtiyaç anında, ilişkiye girilmemiş temizlik döneminde bir talak ile boşamaktır (Talâk, 65/1-2). Sonra kadın iddet bekler:

a. Hayız gören kadınlar, 3 hayız süresince,

b. Hayızdan kesilen ve menopoz döneminde olanlar 3 ay,

c. Hamile olanlar da doğum yapıncaya kadar iddet beklerler.

İddet bitince başkasıyla evlenebilirler (Talâk, 65/3-7). Bu cüzün son suresi ise Tahrim suresidir. Burada Allah ve Resûlüne itaat emredilir ve Peygambere eziyet edilmemesi istenir. Özellikle Hz. Peygamber’in eşlerine, dikkatli olmaları emredilir. Çünkü onlar müminlerin anneleridir ve diğer mümin kadınlara da örnek olacak bir hayat yaşamaları gerekir. Bu bağlamda kendilerine tarihte yaşamış iki saliha ve iki kâfire/fasıka olan 4 kadın örnek verilir. Ya güzel bir hayat yaşayıp Firavun’un karısı Asiye ve İmran’ın kızı Meryem gibi cennetlik olacaksınız ya da Hz. Nuh ve Lut’un hanımları gibi cehennemlik olabilirsiniz mesajı verilir. Eşler birbirlerine iyi davranmalı ve müsamahalı olmalılar ki dünya ve ahiretleri cennet olsun (Tahrîm, 66/10-12)

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

11 Ağustos 2023 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 36


Çıkar mı hakikat mi?

Çıkarların mı senin için değerli, hak mı değerli?

Her düğümde bununla karşılaşıyoruz.

Bir yandan çıkarımız bizi caydırmaya çalışıyor, diğer yandan akleden kalbimiz bizi Hakk’a davet ediyor.

İşte orada irademizi ortaya koyuyoruz ve şahsiyetimizi gerçekleştiriyoruz.

Hak uğrunda kaybettiklerimi, Cenab-ı Hak bana daha farklı biçimde fazlasıyla verir. Çünkü O, sebatı ödüllendirir. 

Enbiya Sûresi Ocak 2023

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

10 Ağustos 2023 Perşembe

YİRMİ YEDİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ

                 YİRMİ YEDİNCİ CÜZ

                          (s. 521 - 540)

Yirmi yedinci cüzde; Zariyat suresinin son kısmı ile Tur, Necm, Kamer, Rahman, Vâkıa ve Hadid surelerinin tamamı bulunmaktadır. Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. İNSANLAR VE PEYGAMBERLER

Zariyat suresinin son kısmında, önceki ümmetlerden bazı

haberler verilir:

a. Hz. İbrahim’in tebliğ yolculuğu,

b. Lut kavmi ve helak edilişi anlatılır. Sonra Tur suresi; kutsal şeylere ve mekanlara yemin ile başlar. Müşriklerin vahiy karşısındaki tavırları ve diyalogları anlatılır (Tûr, 52/9-28). Başarıya giden yollar açıklanır (Tûr, 52/44-49). Necm suresinde de, yemin ile söze başlanır, risaletin ilanı ve miraç konuları açıklanır (Necm, 53/19-30).

Sonra müşriklerin putları ve acizliği, Allah’ın yüce kudreti ve vasıfları dile getirilir (Necm, 53/41-62). Kamer suresinde kıyamet hatırlatılır, mucizeler karşısında müşrikler ve tavırları anlatılır (Kamer, 54/1-8). Burada Kur’ân’ın tarih bilinci oluşturmadaki misyonu ve önceki ümmetlerin vahiy karşısındaki tavırları açıklanır (Kamer, 54/9-42).

2. ALLAH’IN NİMETLERİ

Rahman suresinde Allah’ın kudreti ve nimetleri hatırlatılır, sonra belirli periyotlarla insan ve cinlere; bu nimetlerin hangisini inkâr edebilecekleri sorulur/sorgulanır. Vâkıa suresinde kıyamet sonrası ahiret olayları ve oradaki 3 grup anlatılır.

3. KADER

Allah’ın Gücü ve Hakimiyeti: Her Şey O’nun Kontrolündedir

Hadid suresinde, Allah’ın gücü anlatılmaya devam eder (Hadîd, 57/1-6). Sonra fedakârlık ve şahsiyet oluşumundan bahsedilir.

İnfak, karz-ı hasen ve zikir konuları anlatılır (Hadîd, 57/7-20). Daha sonra kader konusu mükemmel bir şekilde 2 ayette açıklanır (Hadîd, 57/21-22). Son ayetteki takva tavsiyesi ile de sure tamamlanır (Hadîd, 57/28-29).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

9 Ağustos 2023 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 35


İnsanın beyninesi

İnsan bir beynine üzerine yaratıldı.

İnsanın beyninesi kendisine muhakkak bir yaratıcısı olduğunu öngörür.

Beyninesi onu sonsuz bir kudretin varlığına götürür.

Fakat insanlar o beyninesine vefasızlık eder uzaklaşıp yozlaşır.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

7 Ağustos 2023 Pazartesi

YİRMİ ALTINCI CÜZDEN 3 MESAJ

                        YİRMİ ALTINCI CÜZ

                              (s. 501 - 520)

Yirmi altıncı cüzde; Casiye suresinin son sayfası ve Ahkaf, Muhammed, Fetih, Hucurat ve Kaf surelerinin tamamı ve Zariyat suresinin ilk yarısı bulunmaktadır. Ahkaf suresinde risalet ile ilgili haberler, bir başka bölgedeki peygamberlerin mücadeleleri üzerinden anlatılmaya devam etmektedir. Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. PEYGAMBERLERİN TEBLİĞİ

Hz. Hud ve Ad kavmine Ahkaf (kum tepeleri) bölgesinden tebliği ve uyarıları anlatılır.

2. KAVİMLERİN HELAK SEBEBİ

Sonra onların Hz. Hud’a karşı mücadeleleri ve helak olmaları anlatılır (Ahkâf, 46/21-34). Ahkaf suresi ile Ha-mim (حم (sureleri bu şekilde tamamlanır. (Bk. Ha-mim sureleri ile ilgili 25. cüzün özeti ve temel konuları). Suredeki son mesaj şudur: “Ulu’l-azm peygamberler gibi sen de sabret (dirençli ol).” (Ahkâf, 46/35).

3. İNANANLARIN BAŞARILARI

Bundan sonra gelen beş surenin ana teması risalet, cihad ve vahiy eğitimidir: Muhammed suresinde; iman, tebliğ ve cihad konuları açıklanmakta (Muhammed, 47/1-11); bu bağlamda peygamberlere iman edip güzel işler yapanların cennete gidecekleri, peygambere savaş açıp kötü işler yapanların ise cehenneme atılacakları anlatılmaktadır (Muhammed, 47/12-18). İlgili emir ve tavsiyeler ile konu devam etmektedir (Muhammed, 47/19-38). Sonra gelen Fetih suresi, önceki surenin devamı niteliğindedir: Sure Resûlullah’a fetih müjdesi ile başlar. Bu müjde dar anlamıyla o günkü Mekke’nin fethi ile ilgili olsa da (Fetih, 48/1-10), aslında son peygambere genel anlamıyla bütün yeryüzü fethi müjdelenmektedir. Çünkü Mekke fethedildiği anda o bölgedeki bütün Araplar İslam’ın hakimiyetini kabul edeceklerdi. Sonraki ayetler de slâm’ın yeryüzü hakimiyetini müjdelemektedir. (Fetih, 48/18- 28) Mekke ve kutsal bölgeye hakim olan güç, Ortadoğuya da hakim olur. Ortadoğuya hakim olan, bütün dünyaya hakim olur. Onun için savaşlar sürekli Ortadoğu merkezli devam etmekte, dış güçler sürekli buraya hakim olmanın mücadelesi ve stratejisini yürütmektedir. Burası âdeta dünyanın merkezidir. Fetih suresinin son ayetinde ise; Hz. Muhammed (a.s.) ve ashabının önemli vasıfları özetlenerek âdeta bize başarının ve fethin formülü verilmektedir (Fetih, 48/29). Sonra gelen Hucurat suresi de bir önceki surenin devamı niteliğindedir. Çünkü burada İslam toplumunun eğitimine ışık tutulmaktadır. Bu eğitimi iki kısımda inceleyebiliriz.

a. Allah ve Resûlüne karşı tavsiye edilen davranış biçimleri-âdab (Fetih, 48/1-5),

b. Müminlerin birbirlerine karşı davranış biçimleri (Hucurât, 49/6-18).

Sonraki Kaf Suresi de bir öncekinin devamı gibidir. Burada da sahabenin ve diğer müminlerin önceki kavimlerin hatalarından ders almaları istenir: İşte Nuh kavmi, Ashab-ı ress (Nebatlılar), Semud ve Ad kavimleri, Firavun güçleri, Lut kavmi, Ashab-ı Eyke (Medyenliler) ve Tübba kavmi… Onların helak sebepleri anlatılır. Âdeta tarihin bir bölümü, bütün/blok halinde gözler önüne serilir (Kâf, 50/12-15). Bunları takiben; ölüm ve diriliş gerçeği, ayrıca şeytanın kandırdığı kişileri ahirette yalnız bırakacağı haberi hatırlatılır. (Kâf, 50/16-36). Sure sonunda Hz. Peygamber’e ve müminlere verilen son mesajlar (sabır, kulluk ve ahiret bilinci) ile sure tamamlanır (Kâf, 50/39-45).

c. Bu cüz Zariyat suresinin ilk yarısı ile sona erer. Bu surede diriliş ve ahiret konuları devam eder. Zariyat suresi yemin ile başlar. Yeminle başlayan Mekkî Sûreler bundan sonra sürer, daha sonraki bölümlerde vurgulu ve etkili Mekkî sureler bulunmaktadır.

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

6 Ağustos 2023 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 34


Biz vaadedilen cenneti amaçlayacağız

"Kim dünya hayatı ve onun ziynetini istiyorsa, orada onlara işlerinin karşılığını eksiksiz veririz; orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar." Hud, 15.

Kişi ya toplum sorumlulukları kaygısıyla ya da Allah için bir eylemi yerine getirir. İkisi farklıdır.

Örneğin; kırmızı ışıkta duran iki kişiyi düşünelim. Biri "toplum düzeni için, trafik tıkanmaması için" dursun; Bu mülahaza ile duran birinin amacı dünyevidir.

Bir başkası kırmızı ışıkta durduğunda; "Allah adaleti emrediyor, durmalıyım, çünkü geçiş hakkı başkasının, adil olanı tercih etmeliyim çünkü Allah bunu emrediyor" düşüncesiyle duruyor ve trafikte de Allah’ın rızasını kazanıyor. 

Dışarıdan kameradan izlesek mesela, bu ikisi arasında fark yoktur, ikisi de durmuştur. Kalpler görünmez.

Şu halde biz Rabbimizin hoşnutluğunu, vaadedilen cenneti amaçlayacağız. Aksi taktirde ömrünü trafikte son derece saygılı geçirsen bile ne yazar, ahireti açısından ne anlamı var.

Örneğin "niye eşine çok dürüstsün?" dendiğinde "onu çok sevdiğim" için diyorsan, amacın eşine olan sadakatindir.

Ama “eşimle alakası yok, ben bunu Allah yasakladığı için yapıyorum” diyorsan, bu murad ile hareket etmen Rabbinle ilişkin ile ilgilidir.

Ya da, "komşumla iyi geçinmeliyim çünkü komşu komşunun külüne muhtaçtır, bugün bana yarın ona." mülahazasıyla mı hareket ediyorsun?

Burada Cenab-ı Allah’ın hoşnutluğunu kazanma amacı var mı?

Böylesi eylemler suya yazılan yazı gibidir, köpük olur gider. Dünyayla sınırlıdır, sonsuza uzanmaz, sonsuz bir gelir getirmez. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

4 Ağustos 2023 Cuma

YİRMİ BEŞİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ

                       YİRMİ BEŞİNCİ CÜZ

                             (s. 481 - 500)

Yirmi beşinci cüzde; Fussilet suresinin son kısmı ile Şura, Zuhruf, Duhan sureleri ve son sayfası hariç Casiye suresinin tamamı bulunmaktadır. Önceki cüzde bulunan Zümer suresinden itibaren Ha-Mim (حم (ile başlayan sureler bu cüzde de devam etmektedir. Şura, Zuhruf, Duhan ve Casiye sureleri… Sanki bununla bir toplu mesaj verilmekte ve konu birliği aktarılmaktadır. Ha-Mim ile başlayan 7 sureye Ha-mim sureleri de denilmektedir.

Buna göre 25. cüzdeki temel konular şunlardır:

1. PEYGAMBERLERİN İNSANLARLA DİYALOĞU

Bu cüzdeki Şura suresinde kitabın toplumları değiştirici misyonu ile ilgili olarak peygamberlerin mücadeleleri ve kavimleriyle olan iletişimleri/diyalogları aktarılmaktadır (Şûrâ, 42/23-26).

2. TEVEKKÜL VE DUA

Zuhruf suresinde ise Allah yolundaki bir hayatta/mücadelede Allah’a tevekkül ve dua konusu gündeme getirilmekte (Zuhruf, 43/12-25); dünya hırsına kapılan Hz. İbrahim kavmi, Musa ve İsa peygamberlerin dünyaya aldanan kavimleri ile mücadeleleri anlatılmakta ve Muhammed ümmetine bu konuda dikkatli olmaları gerektiği mesajı verilmektedir (Zuhruf, 43/26-89).

3. KIYAMETİN DEHŞETİ

Duhan suresinde ise, Kur’ân’ın mübarek bir gecede indirildiği bildirilmekte (Duhân, 44/1-9), sonra kıyamet konusuna geçilmektedir. Sanki iki gün ve gece arasındaki farka burada dikkat çekilmekte; birisi Kur’ân’ın indiği mübarek gün-gece, diğeri de kıyametin başlangıcı olan dumanlı gün/gece (duhan) ve sonundaki hesap günleri... (Duhân, 44/10-16). Bundan sonra peygamberlere savaş açanlar bağlamında Hz. Musa ve Firavun’un mücadelesi hatırlatılmakta ve safların belirlenmesi gerektiği mesajı verilmektedir (Duhân, 44/17-32). Bunu diriliş ve ahiret ile ilgili ayetler takip etmektedir (Duhân, 44/33-59). Bu cüzde ayrıca Casiye suresi bulunmaktadır. Casiye suresinde vahiy-insan ilişkisi ve vahiy karşısındaki insanların davranış biçimleri anlatılmakta (Câsiye, 45/6-17), sonra vahye itaat etmeleri ve boyun eğmeleri istenmektedir. Dünyada Allah’a itaat etmeyenlerin; kıyamet ve ahiret günü korkudan diz çöküp boyun eğecekleri (Casiye) ve Allah’a hesap verecekleri hatırlatılmaktadır (Câsiye, 45/28-29). Dünyada itaat edenlerin ise ahirette güzel bir şekilde cennete girecekleri bildirilmektedir (Câsiye, 45/30). Sure “Göklerde ve yerde bütün azamet/ululuk O’na aittir. Yalnız O, izzet ve hüküm sahibidir”ayeti ile tamamlanmaktadır (Câsiye, 45/37).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

3 Ağustos 2023 Perşembe

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 33


Sen Var edenle barışık ol!

Diyorlar ki kendimle barışığım. Nereden çıkardınız bu cümleyi? Kendi kim? Kendi diye bir şey yok, yoktu.

Var edenle barışık ol sen. Kilolarımla barışığım diyor, yahu kilolar ne?

Cenab-ı Hakk beni böyle yaratmış, ben Allah’la barışığım. Bilmiş de bana böyle vermiş, vardır bunda bir hayr. Ve benim için hayırlı bir planı var, adım gibi eminim. . “Sen ki bana böyle bir beden verdin Rabbim, emanet olarak aldım ve bunu bir onur olarak taşıyacağım. Ya Rabbi sen ki bana böylesini verdin ben çok beğeniyorum."

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

2 Ağustos 2023 Çarşamba

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 32


Allah Teala Kendisine sığınanı yarı yolda bırakmaz

Sığınma, istiaze ve dua...

Yaratan’la aramızda metafizik boyutta bir ilişki, olağanüstü bir şey.

Allah-u Teala Kendisine sığınanı yarı yolda bırakmaz; kul bile kendisine sığınanı bırakmazken.

Allahım sana sığınamamaktan sana sığınırım. Amin.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

1 Ağustos 2023 Salı

YİRMİ DÖRDÜNCÜ CÜZDEN 3 MESAJ

 

                     YİRMİ DÖRDÜNCÜ CÜZ

                                (s. 461 - 480)

Yirmi dördüncü cüzde; Zümer suresinin son kısmı, Mümin ve son sayfası hariç Fussilet suresinin tamamı bulunmaktadır. Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. İYİ VE KÖTÜ

Zümer suresinin son tarafında farklılıklar anlatılmaya devam etmektedir. Kizb (yalan) ile sıdk (doğruluk), zulüm ile adalet ve cehennem ile cennet.. ve sure hamd ile tamamlanmaktadır (Zümer, 39/23-75).

2. PEYGAMBERE DESTEK OLAN CESUR MÜMİN

Mümin suresinde ise kitapla mücadele edenler anlatılıp (Mü’min, 40/4-15), ahirette hüküm sahibinin Allah olduğu açıklanmakta (Mü’min, 40/16-22); bu tevhid ve şirk mücadelesinin tarihin her döneminde olduğu belirtilip konu Hz. Musa ve ona kurulan tuzak üzerinden anlatılmaya devam edilmektedir ve ona yardım eden cesur bir müminin çalışmaları aktarılmaktadır (Mü’min, 40/23-44).

3. AKIBET FARKLI OLACAKTIR

Sonra gelen Fussilet suresinde ise; “Bu kitapta size Allah, kâinat ve insan hakkında bilgiler verildi.” denilerek inkârcıların/kâfirlerin sonu olan azap ile iman edip salih amel işleyenlerin karşılaşacakları mükâfatlar anlatılmakta, bu iki şey arasındaki farkın fark edilmesi gerektiği bildirilmektedir (Fussilet, 41/13-40).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

30 Temmuz 2023 Pazar

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 31


Rabbimiz bizi bu kimselerden eylemesin

Dilerim Rabbimiz bizi nimetlerini görmezden gelenlerden, nankörlükten şükretmeyenlerden eylemesin.

Kendi ayetlerine karşı ilgili meraklı, sürekli ayetlerini okuyan, okudukça zevk alan, onu tanıdıkça tatmin olan ve sadece bu süreçte kendini iyi hissedenlerden eylesin.

Yoksa ufak tefek dünyevi şeylerle mutlu olmaya çalışan kimselerden eylemesin. Amin.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

29 Temmuz 2023 Cumartesi

YİRMİ ÜÇÜNCÜ CÜZDEN 3 MESAJ

                         YİRMİ ÜÇÜNCÜ CÜZ

                                (s. 441 - 460)

Yirmi üçüncü cüzde; Yasin suresinin son kısmı, Saffât ve Sâd surelerinin tamamı, Zümer suresinin baş tarafı bulunmaktadır.

Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. YARATILIŞ VE TEKRAR DİRİLİŞ

Yasin suresinin son tarafında, yeryüzünde Allah’ın kevnî ayetlerine, kainattaki kozmos’a (düzen ve yüksek sisteme) dikkat çekilmekte ve her insanın bu gerçekleri tefekkür edip sadece Allah’a kul olması gerektiği açıklanmaktadır (Yâsîn, 36/33-47).

Sonra ahiret ve diriliş gerçeği hatırlatılmakta (Yâsîn, 36/48-68), bu Kur’ân’ın şiir (ve insanların dinleyip sadece zevk alacağı bir kitap) değil, bilakis diriler için (bugüne ve geleceğe ait) büyük uyarılar taşıyan önemli bir mesaj olduğu açıklanmaktadır (Yâsîn, 36/34-43).

2. HER ŞEY ALLAH’A İTAAT EDER

Yasin’den sonra Saffât suresi gelmektedir. Sure meleklerin gücü ile başlamakta, âdeta “siz mi güçlüsünüz, yoksa onlar mı güçlü, onlar Allah’a itaat ediyorlar, ya siz?” sorusu sorulmakta (Sâffât,37/1-12), sonra Allah’ın gücünü inkâr edenlerin kaybettikleri ve kabul edenlerin kazandıkları anlatılmakta (Sâffât, 37/13-74), peygamberler ve mücadeleleri aktarılıp müşriklerin meleklerle ilgili yanlış inançları açıklanarak sure tamamlanmaktadır (Sâffât, 37/75-182). Daha sonra Sâd suresi gelmekte ve bu sure; önceki ümmetlerin hatalarını tekrar etmeyin, inananlar galip gelecektir mesajını vermektedir. Surede, Kur’ân’ın, doğruları hatırlatan bir kitap olduğu, Mekkeli müşriklerin vahiy karşısındaki hallerinin; gurur, şaşkınlık ve parçalanmışlık olduğu açıklanmakta (Sâd, 38/1-11), önceki kavimlerin de aynı hataya düştükleri ve helak oldukları haber verilip (Sâd, 38/12-16), bizim kullarımız daha güçlüdür ve galip geleceklerdir, yakında bunları bileceksiniz, uyarısı ile sure tamamlanmaktadır (Sâd, 38/17-48).

3. HER ZÜMRE YAPTIKLARINDAN SORUMLUDUR

Daha sonra Zümer suresi gelmektedir. Bu surede farklılıklara dikkat çekilmektedir. Surenin başında Kur’ân’ın Allah’tan gelen bir kitap olduğu ve Allah’ın da gökleri ve yeri yaratan Tek İlah ve Rab olduğu gerçeği vurgulanmakta; bundan sonra iyi ve kötü kulların vasıfları açıklanmaktadır (Zümer, 39/1-22).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

27 Temmuz 2023 Perşembe

***AŞURE GÜNÜ ve HZ.HÜSEYİN

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim

Allah’u Teala’nın bir hikmeti ve takdiridir ki, Peygamber Efendimizin sas iki torunundan biri olan Hazreti Hüseyin
(Radıyallahu anh) Efendimiz de aşure gününde şehit edilmiş ve Kerbela olayı vuku bulmuştur.

Ancak Muharrem ayının bu önemli günü nedense Hazreti Hüseyin’in şehid edilmesine bağlayıp, matem günü olarak anmak ülkemizde de yaygın hale getirilmeye çalışılıyor.


 Peygamber Efendimiz sas Musa Aleyhisselam’ın Firavun’un şerrinden kurtulması nedeni ile Muharremin 10. gününe ayrıca önem vermiş, Ramazan orucu farz olana kadar bu günde oruç tutulmuş. Hatta Yahudiler de bu gün oruç tutuyor diye, onlara muhalefet olması için bir gün öncesinin veya sonrasının da tutulmasını emretmiştir.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, bu gün bir matem ve yas günü değildir. Zaten İslam’da 3 günden fazla yas yoktur.


Şimdi kısa bir şekilde Hz.Hüseyin'in ra hayatına bakıp "Kerbela Olayı" nı anlamaya çalışalım inşallah.

Hz.Hüseyin ra ,Hz. Peygamber (s.a.s)'in Hz. Fatıma (r.anha)'dan torunu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın ikinci oğludur. Hicretin dördüncü yılı Şaban ayının beşinde dünyaya geldi.

Hz. Hüseyin, Hz. Peygamber (s.a.s)'e çok benziyordu. Hz. Ali (r.a) "Hasan, Rasûlüllah'a göğsünden başına kadar olan kısmında, Hüseyin de bundan aşağı olan kısmında çok benzerdi" (Ahmed b. Hanbel Müsned, 1, 108) demişlerdir.

Hz. Peygamber (s.a.s) Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a)'a son derece düşkün olup onları çok severdi. Onların hakkında,

"Allah'ım: Ben, bunları seviyorum. Sen de sev bunları" (Tirmîzî Sünen V, 661)
buyurmuştur.

"Hasan ve Hüseyin'i seven, beni sevmiş, onlara kin tutan da bana kin tutmuştur" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 288);

Peygamber Efendimiz (s.a.s) Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in gönüllerince oynayıp eğlenmeleri için onlara eşlik eder, bir çocuk gibi onlarla oynardı. Hz. Hüseyin ra, Rasûlüllah (s.a.s)'dan deve olmalarını istediklerinde hemen yere eğilir ve onları mübarek sırtına alırdı. Arkasından da "Bundan güzel deve olabilir mi?" buyururlardı.

Peygamber Efendimiz sas, bir gün, cenazelerin konulduğu yerde oturuyordu. Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin ranhum , güreşmeye başladılar. Peygamber Efendimiz sas gülerek "Ha gayret Hasan; Göreyim seni, yakala Hüseyin'i!" diyerek Hz. Hasan'ı kayırınca, Hz. Ali: "Yâ Rasûlüllah: Sen Hüseyin'i kayırmalı değil miydin? Hasan daha büyüktür" dedi. Peygamberimiz "Baksana Cebrail'de, Hüseyin'e: (Ha gayret Hüseyin göreyim seni) diyor." buyurdu (Zehebî, Siyer Alâmü'n-Nübelâ, 111, s. 190-191).

Hz. Peygamber (s.a.s) torunlarından olan Hz. Hüseyin'in ra çocukluk yılları Peygamberimizin sas otağından geçmiştir. Rasûlüllah'ın eğitiminden yetişip imanı yudumlaya yudumlaya büyüyen Hz. Hüseyin'in sonu da şehadet ikliminde gerçekleşmiştir. İnsanın hayatında Allah ve Rasûlü'nün hükmünden başka hiç bir hükmün geçerli olamayacağını derinden kavramış olan Hz. Hüseyin, bu gerçeğe gölge düşürenlere zerre kadar meyletmemiş; bilakis destansı bir tavırla onların önlerine dikilmiştir.

Hz. Muâviye ra, hicretin altmışıncı yılında Recep ayının ortalarında Şam'da vefat etti. Muâviye'nin ra vefatından sonra Şamlılar Muâviye b. Ebi Sûfyan'ın oğlu Yezid'e bey'at ettiler.

Yezid'in iktidara geçmesi saltanat seklinde gerçekleşti. Yezid, kendisinin bu şekilde idareyi ele alışına başta Hz. Hüseyin ra olmak üzere pek çok Sahabe'nin rıza göstermeyeceğini, hatta şiddetli tepkilerle karşılayacağını biliyordu. İktidarı elden kaçırmamak için çok süratli davranıyordu. Hemen Medine valisi Velid b. Utbe b. Ebi Sufyan'a bir mektup gönderdi.

Mektubunda şöyle yazıyordu: "Mektubum sana geldiği zaman, Hüseyin b. Ali ile Abdullah b. Zübeyr'i buldur, onların bana bey'atlarını al! Eğer, bey'attan kaçınırlarsa, boyunlarını vur, başlarını bana gönder: Halkın da bey'atlarını al, Bey'attan kaçınanlar hakkında, Hüseyin b. Ali ve Abdullah b. Zübeyr hakkında olduğu üzere, hükmü yerine getir, Vesselam "

Yezidin; Medine valisine yazmış olduğu mektubunda Hz. Hüseyin'den ra ve ileri gelen sahabilerden bey'atlarını almasını, bu konuda gevşek davranmamasını istediği de kaynaklarda kaydedilir .

Yezid'in iktidarı ele almasından sonra Kûfeliler Hz. Hüseyin (r.a)'e mektuplar göndererek, onu dâvet edip, yanlarına geldiği takdirde kendisini Emirü'l-mü'minin ilan edeceklerini üst üste yazdıkları mektuplarda belirtmişlerdi. Ayrıca şu anda emirleri olmadığından cuma namazına çıkmadıklarını bildirmişlerdi.

Hz. Hüseyin ra, Medine'den Mekke'ye gidip buradan Küfelilerle haberleşmeye başlamıştı. Kûfelilerin durumunu kesin olarak anlamak için de amcasının oğlu Müslim b. Akil'i Kûfe'ye göndermişti. Müslim Kûfe'de durumun iyi olduğunu, insanların bey'at için hazır bulunduklarını bildiren bir mektup gönderdi. Hz. Hüseyin ra bu haberden sonra kesin karar verip Kûfe'ye gitme hazırlıklarına başladı.

Hz. Hüseyin ra Kûfe yolculuğuna hazırlanırken, Abdullah İbn Abbâs, bu yolculuktan vazgeçmesini ısrarla istemişti. Aynı şekilde Abdullah ibn Ömer ve tabiunun ileri gelen âlimlerinden İmam Şa'bî de Hz. Hüseyin'in ra Kûfe'ye gitmemesini istemişler, özellikle Iraklılara güvenilmeyeceğini vurgulamışlardı. Ama Hz. Hüseyin ra Kûfe'ye gitme konusunda kesin kararlıydı .

Yezid, Hz. Hüseyin'in ra Kûfe'ye doğru yol aldığını haber alınca, Kûfe valisini değiştirmiş, Basra valisi olan Ubeydullah ibn Ziyad'a ek bir görev olarak, Kûfe valiliğini de vermişti.

Ubeydullah b. Ziyad, Kûfe valiliğini de üstlenince ilk iş olarak Müslim b. Akil'i çok feci bir şekilde şehid etti.

Yezid, Kûfe valisi Ubeydullah b. Ziyad'a Hz. Hüseyin ra hakkında şu emri veriyordu:

"Şimdi sen, benim istediğim gibi olmakta devam ediyorsun. Yaptığını akıllı ve beceriklilere yaraşır bir biçimde yaptın. Sebatlı, azimli bir kahraman saldırışıyla saldırdın. Başkalarına ihtiyaç bırakmayıp bu işin üstünden geldin. Bana erişen habere göre: Hüseyin b. Ali, Mekke'den ayrılmış, senin tarafına doğru gelmekte imiş. O'na hemen casusları kavuştur. Yollara gözcüler dik. Olanca duruşla bunun üzerinde dur. Seninle çarpışmadıkça sakın kimse ile çarpışma. Her gün, olan bitenlerin haberini bana yaz."

Hz. Hüseyin'in Kûfe yolculuğu sürerken, gelen haberler hiç de iyi değildi. Müslim b. Akil'in şehid edildiği haberi bile kendisine ulaştığında artık geri dönmek mümkün değildi. Yol esnasında pek çok kişi Kûfe'ye gitmemesini, mutlaka geri dönmesi gerektiğini söylemişlerdi.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Hz. Hüseyin büyük bir kararlılıkla Kûfe'ye doğru yol almaya devam ediyordu. Bu arada kendisi için tuzaklar kuruldu. Gelişen olumsuz olaylar nedeniyle, Hz. Hüseyin beraberindekilere "dileyen dönebilir, ben sizi yanımda zorla götürmek istemem" demişti. Ama hiç bir kimse ondan ayrılmadı (Zehebî- A'lâmü'n-Nübelâ, 111, 201-202).

Hz. Hüseyin, Hurr b. Yezid et-Temimî'nin kumandası altındaki bin kişilik Kûfe süvârî birliği ile karşılaştı. Hurr b. Yezid, Ubeydullah b. Ziyâd'ın emrine uygun olarak hareket ediyordu. Hurr, Ubeydullah'ın emri gereğince Hz. Hüseyin'i ra Kerbelâ'ya doğru sürükledi.

Ubeydullah b. Ziyad olayın ciddiyetini fevkalade kavramıştı. O sırada Merv valiliğine tayin edilmiş bulunan Ömer b. Sa'd Kûfe'de hazırlıklarını yapıyordu. Ancak Ubeydullah; Ömer b. Sa'd'ı Hz. Hüseyin'e ra karşı kullanmak istedi ve hemen ona emir vererek ordusuyla beraber Kerbelâ'ya gelmesini istedi. Ömer b. Sa'd, Hz. Hüseyin'in ra karşısına çıkmak istemiyordu. Bu durumu anlayan İbn Ziyad: "eğer, onunla çarpışmaya gitmeyecek olursan, seni Merv valiliğinden azleder, evini yıkar, boynunu vururum"diyordu.

Durum giderek vahimleşiyordu. Hz. Hüseyin ra bu durumun önüne geçmek ve kanların akıtılmasına meydan vermemek amacıyla Ömer b. Sa'd'a şu teklifleri yapmıştı: "Ey Ömer! Şu üç teklifimden birini kabul ediniz; Bırakınız da ben, cihad etmek üzere, hudut boylarına gideyim. Yahut Yezid'in yanına varıp kendisiyle görüşeyim. Yahut dönüp Medine'ye gideyim" (Zehebî, A'lâmü'n-Nübela, 111, 208-209). Ama İbn Ziyâd bu teklifleri asla kabul etmiyor ve Hz. Hüseyin'i ra artık bırakmak istemiyordu.

Ömer b. Sa'd ise Hz. Hüseyin'e ra karşı her hangi bir saldırıda bulunmuyor ve günler böyle geçip gidiyordu. Ubeydullah b. Ziyâd, son emrini verdi. Ömer b. Sa'd'a yazdığı son emrinde şöyle diyordu:

"Ben seni, Hüseyin'le ra günler geçiresin, onun selâmet ve bekâsını dileyesin ve benim katımda onun şefâatçısı, kayırıcısı olasın diye göndermedim. Ona ve adamlarına hemen teklif et; hükmüme boyun eğsinler. Eğer, sana teslim olurlarsa, onu ve etrafındakileri bana gönder. Şayet kabule yanaşmazlarsa üzerlerine yürü. Çünkü, o asi ve şakidir."

Bu emirden sonra Hz. Hüseyin'e ra saldırılar başladı. Hz. Hüseyin'in ra yanındaki bir avuç mücahid ve Ehl-i beytten hanım ve çocuklar binlerce askerden oluşan orduya karşı büyük bir direnç gösteriyor ve bir bir şehit oluyorlardı. En son Hz. Hüseyin ra kahramanca savaştı ve almış olduğu otuzüç mızrak ve otuzdört kılıç yarasıyla bedeni toprağa yığılırken, ruhu şehidlerin ruhlarına karışıyordu.

Kerbelâ'da Hz. Hüseyin'in ra akrabalarından yetmişiki kişi şehid düştü. Adeta Ehl-i beyt, tümden imha edilmek istenmişti. Kufelilerden de seksensekiz kişi ölmüştü.

Hz. Hüseyin ra, Hicrî altmış birinci yılın on Muharreminde şehid olmuştu. Şehid düştüğünde elli yedi yaşında idi.

Hz. Hüseyin'in şehadeti Ömer b. Sa'd'ı ve Yezid'i derin bir şekilde etkilemiş ve üzülmelerine yol açmıştı. Ancak bu üzülmelerin ne anlamı olabilirdi. Hz. Hüseyin'in şehadetine yol açan öncelikle Yezid olmuştu.


Sorularla İslamiyet

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.


EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

26 Temmuz 2023 Çarşamba

***AŞURE GÜNÜ NEDİR-KERBELA OLAYI-Faruk Beşer


http://www.dailymotion.com/video/x8ktit_asure-gunu-nedir-kerbela-olayi_people



YİRMİ İKİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ

                          YİRMİ İKİNCİ CÜZ

                                (s. 421 - 440)

Yirmi ikinci cüzde; Ahzab suresinin son tarafı, Sebe ve Fatır surelerinin tamamı, Yasin suresinin de baş tarafı bulunmaktadır.

Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. SORUMLULUKLAR

Ahzab suresinin son tarafında müminlere bazı uyarılar bulunmakta, sorumluluklar hatırlatılmakta ve sure; dağların kabul etmediği ağır yükü/sorumluluğu insanın kabul ettiğini beyan ile tamamlanmaktadır (Ahzâb, 33/37-73).

2. ALLAH’IN NİMETLERİ

Sonra gelen Sebe ve Fatır sureleri hamd ile başlamakta ve sanki birbirlerinin tamamlayıcısı olduğu mesajı verilmektedir.

Sebe suresinde Allah’ın nimetleri sayılmakta, en büyük nimetin risalet (peygamberin/kitabın gönderilmesi) olduğu açıklanmakta, bu büyük nimeti inkâr edenlerin ahirette cezalandırılacakları uyarısı ile sure tamamlanmaktadır (Sebe’, 34/1-54). Bunu takip eden Fatır suresinde de Allah’ın nimetleri anlatılmaya devam etmekte, ancak şeytan ve dünya nimetlerinin aldatıcı olduğuna dikkat çekilip Allah’ın yarattığı varlıklar hatırlatılmakta ve asıl nimet sahibinin unutulmaması gerektiği açıklanmaktadır (Fâtır, 35/1 44). Fatır suresi; “Yaptığınız yanlışlar/günahlar sebebiyle Allah hemen azap gönderseydi, yeryüzünde kimse kalmazdı, ancak hesap belli bir süreye kadar tehir edilmektedir.” dikkat edin uyarısı ile tamamlanmaktadır (Fâtır, 35/45).

3. TEVHİD VE KULLUK

Bu cüzde Yasin suresinin baş tarafı da bulunmaktadır. Yasin suresinde 3 temel mesajı vardır: Allah’ın uyarılarına kulak verin, peygamberi destekleyin ve ahiret hayatını unutmayın. Surenin baş tarafında tevhid’e giden yolun risalet ve ahiret inancından geçtiği hatırlatılmakta (Yâsîn, 36/1-12), sonra örnekler üzerinden peygamberi destekleyenler ve peygamber karşıtlarının sonları/akıbetleri açıklanmaktadır (Yâsîn, 36/13-32). Daha sonra yeryüzünde Allah’ın kevnî ayetlerine, kainattaki kozmos’a (düzen ve yüksek sisteme) dikkat çekilmekte ve insanın bu gerçekleri tefekkür edip sadece Allah’a kul olması gerektiği mesajı verilmektedir (Yâsîn, 36/33-47).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

25 Temmuz 2023 Salı

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 30

Allah Teala kimlere hidayet eder?

Zikrin ardına düşen, gerçeğin ardına düşen, Yaratıcısına karşı saygılı olan kimseler hidayetle buluşmuşlardır.

Ben gerçeği istiyorum, hidayet istiyorum diyen kimseler, hele hele bunun için Rabbine seslenen kimseler asla zayi edilmez. Tarihte de, şimdi de bu böyledir. Cenab-ı Hak kendisine saygıyla eğilen, sevgiyle bağlanan kimseleri hidayette muvaffak kılıyor. Hiç bir şekilde kendisine zoraki bir şey istemiyor.

Cenab-ı Hakk’a ancak içten gönüllü bir sevgiyle bağlananlar tutunabilir.

Allah-u Teala, ancak ve ancak muhlis olan, samimi olan, içi dışı bir olan kimselere hidayet eder.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

24 Temmuz 2023 Pazartesi

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 29

Kuran-ı Kerim'in buyrukları

O’nun buyrukları zaman ve zeminden uzaktır. Eskiden nasıl geçerliyse bugün de aynen yeni ve geçerlidir, yarın da asla eskimeyecektir. Kuran-ı Kerim bu kapsamda ve bu derinliktedir.

Prof. Dr. Halis AYDEMİR


https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1

23 Temmuz 2023 Pazar

YİRMİ BİRİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ

                     YİRMİ BİRİNCİ CÜZ

                            (s. 401 - 420)

Yirmi birinci cüzde; Ankebut suresinin son tarafı, Rum, Lokman, Secde surelerinin tamamı ve Ahzab suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. EHL-İ KİTAP İLE GÜZELCE MÜCADELE

Ankebut suresinin son taraflarında; ehl-i kitap ile güzelce mücadele edin, Kur’ân’ı tebliğ edin, sıkıntılı durumlarda hicret ve cihat edin, ölümden korkmayın, mesajları verilmektedir.

2. TARİHİ DEĞİŞTİRENLER

Bu cüzde ayrıca Rum, Lokman ve Secde surelerinin tamamı bulunmaktadır. Sanki bu üç sure, Ankebut suresinin devamı niteliğinde olup, onun gibi bu sureler de elif-lam-mim (الم (harfleri ile başlamaktadır. Rum suresinde, tarihin akışını gerekli gördüğü zamanlarda değişmesine imkan veren Allah’tır (Rûm, 30/1-5), mesajı verildikten sonra tarihin akışının değişmesi için yapılması gereken bazı şeyler zikredilmektedir: İman edip salih amel işlemek, dua edip Allah’a güvenmek, infak edip faizden kaçınmak, yeryüzünü iyi gözlemleyip analiz etmek, ümitsizliğe düşmemek, ilim ve iman sahiplerine itaat etmek, ahirete inanmak, sabretmek (direnmek) ve düşmanı hafife almadan çalışmaya devam etmek gerekir (Rûm, 30/27-60). Lokman suresinde de önceki suredeki konu devam etmektedir: Tarihin akışına yön vermek için ayrıca iki ayrı tavsiye bulunmaktadır:

a. Kur’ân’ı okuyun, anlayın ve emirlerini dinleyin (Lokmân, 31/1-11).

b. Çocuklarınızı doğru eğitin.

Bu bağlamda onlara tevhid inancı, anne-babaya saygılı olmak, namaz kılmak, doğrunun yanında olup desteklemek, yanlışın karşısında olup mücadele etmek ve güzel ahlak sahibi olmak gibi inanç ve değerleri öğretin, onları eğitin tavsiyesinde bulunulmaktadır (Lokmân, 31/12-19). Secde suresinde ise, bu konunun devamı olarak Kur’ân’ın uyarılarını dikkate alıp yaratılıştaki esrarı düşünün, yeryüzündeki olayları iyi analiz edin, hidayet önderlerine itaat edin; onlar da peygamberler ve Rabbani alimlerdir, mesajı verilmektedir (Secde, 32/1-30).

3. MÜMİN KADINLARIN VASIFLARI

Bu cüzün son kısmında ayrıca Ahzab suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Ahzab suresinde; değişim için çalışın, Allah’tan başkasından korkmayın ve fitnelere karşı uyanık olun mesajları verilmektedir. Surenin başında (Ey Peygamber… diye) Hz. Peygamber’e hitap bulunmakta, sanki onun şahsında bütün Müslümanlara seslenilmektedir. Sonra başarılı olmak için dikkat edilmesi gereken şeyler anlatılmakta, tehlikelere karşı dikkatli ve hazırlıklı olun mesajı verilmektedir. Özellikle iç ve dış tehlikelere karşı hazırlıklı olunması istenmektedir (Ahzâb, 33/1-27). Bundan sonra Peygamberin hanımlarına özel tavsiyelerde bulunulup onların şahsında diğer mümin kadınların da bu özelliklere sahip olmaları gerektiği mesajı verilmektedir. Bu tavsiyeler;

a. Dünyevileşmemek (dünyanın büyüsüne kapılmamak),

b. Hayalı olmak,

c. Allah ve Resûlüne itaat etmek,

d. Tesettüre dikkat etmek, cahiliye kadınları gibi açılıp

saçılmamak,

e. Namaz kılmak, zekat vermek,

f. Kur’ân okuyup düşünmek ve anlamak,

g. Allah’ı zikretmek… şeklinde sıralanmaktadır.

Bu bölüm; söz konusu tavsiyelere (emirlere) dikkat eden kadınlar ve erkeklere Allah’ın affı/mağfireti ve büyük ödülleri müjdelenmektedir (Ahzâb, 33/28-36).

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466

21 Temmuz 2023 Cuma

***MUHARREM AYI,OLANLAR ve OLMAYANLAR-Faruk Beşer




yazısındaki konuyu, Faruk Beşer Hoca kaleme almış. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Bu mübarek ayda bizde bu bi'datlerin yayılmasını engelleyerek ibadet yapalım inşallah.


... Muharrem boyunca güzel bir iş yaptıklarını sanan bazılarının sayıp dökecekleri bidatleri de duyacağız. Bilindiği gibi bidat günahların en çirkini ve affı en zor olanıdır. Zordur, çünkü bidat işleyenler başkalarını yanlış yola sokarlar. Onlar o yolda yürüdükçe onu ihdas edenin günahları da sürüp gider.


Önce şu kurallarımızı hatırlayalım.

Zamanların ve mekânların birbirinden farkı yoktur. Onları Allah seçer ve değerli kılar, biz de öyle inanır ve gereğini yaparız.
Kul ibadet koyamaz. İbadetlere zaman mekân keyfiyet ve sayı belirleme sadece Şeriatın sahibinin hakkıdır.
İbadetlerdeki meratip, yani derece sıralaması da yine Mabudun seçimidir. Farz sünnetten, sünnet müstehaptan değerli ve önceliklidir. Daha değerli ve öncelikli olan bırakılarak diğerinin yapılması yanlış olur.

Sünnetin birimleri olan hadislerin sıhhati için söylenecekler söylenmiştir. Biz bir hadisin sahih, zayıf ya da uydurma olduğunu ancak asıl kaynaklarına bakarak bilebiliriz. Bu konuda kahramanlık sökmez, kuru iddianın bir anlamı olmaz.
Söylemediği bir sözü Hz. Peygamber'e isnat etmek cehennemlik olmayı gerektirebilecek çirkin bir günahtır.
İmdi, Muharrem için bizim dinimizde olanlar ve olmayanlar şunlardır.

Önce olanlar

Muharrem Ayı Haram aylardan biridir. Haram olması, muhterem/değerli ve saygın olması, bu sebeple de onda savaşın yasak olması demektir.

“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem'de tutulan oruçtur”. Bazılarına göre bu ifade ayın tamamına da delalet edebilir, bazılar da bundan sadece dokuz, on ve on birinci günleri anlamışlardır. Çünkü Hz. Peygamber bu ayın tamamını hiç oruçlu geçirmemiştir.

Demek ki, 'Allah'ın Ayı' ifadesi de Recep için değil Muharrem için söylenmiştir. Sadece onuncu günü değil, dokuzu ve onu, ya da dokuzu onu ve on biri yahut onu ve on biri günleri oruç tutmak sünnettir.

Hz. Peygamber (sa) “Allah'tan ümit ederim ki, Aşure Günü oruç tutmak önceki bir yılın günahlarına kefaret olur” buyurmuş ve Yahudilere benzememek için de, söylediğimiz gibi ona dokuzunun ya da on birinin de ilave edilmesini istemiştir.

“Kim Aşure Günü çoluk çocuğuna bol davranırsa, Allah da ona senenin kalan günlerinde bolluk verir”, sözünün Ahmet bin Hanbel aslının bulunmadığını söyler. Bazılar zayıf bir hadistir derler. Yani hiç hesaba katılmayabilir. Ancak sevap için itibar edene de bir şey denmez demek isterler.

Aşure Günü çocukların da oruca teşvik edilmesi sünnette olan güzel bir davranıştır.
Aşure günü gerçekleştiği sayılıp dökülen olaylardan sadece Hz. Musa'nın ve kavminin Firavunun zulmünden kurtulmaları doğrudur.

Olmayanlar
Bu konuda kitap dolduracak bir edebiyat gelişmiştir.

Muharrem'de kim dokuz, on… gün oruç tutarsa Allah ona semada bir kubbe inşa eder.

 Kim Zilhicce'nin son günü, Muharrem'in ilk günü oruç tutarsa elli senelik, yetmiş senelik günahlarına kefaret olur. 

Kim Muharrem'de şöyle şöyle bir namaz kılarsa onun için şu kadar melek yaratılır, onlar onun için sürekli istiğfar ederler. 

Allah Arşı, Kürsüyü, cenneti ve cehennemi Aşure Günü yaratmıştır.

 Âdem'in tövbesi o gün kabul edilmiş, İsmail kurban edilmekten o gün kurtulmuş, Yusuf kuyudan o gün çıkarılmış, Yunus balığın karnından o gün çıkmış gibi sayılan onlarca olayın Aşure ile ilgili bir aslı ve ilgisi de yoktur. 

Kim o gün bir fakiri doyurur, bir yetimin başını okşarsa ümmetin bin fakirini doyurmuş sevabı alır, bin hac ve umre sevabı alır, yabani hayvanlar bile o gün oruç tutarlar. 

Kim o gün sürme çekerse, musafaha ederse şu kadar sevap alır gibi haberler birer çirkin yalandan ibarettir.

Aşure Günü'nü eğlence ve ışıklandırmalarla bir kutlama günü yapmak da dinimize uygun değildir.

Bütün müminlerin göz nuru Hz. Hüseyin'in Aşure Günü şehit edildiği gerçektir. Bu olay azıcık imanı olan her mümini dilhûn eder. Hatırlayınca üzülür ve zulme lanet okuruz, ancak o gün yas tutup ağlayıp dövünmek, kan akıtmak cahiliye adetlerinden çirkin birer bidattirler.

“Hz. Nûh'un Cûdi Dağı'na inmesi Aşure Günü'dür hadisi” zayıftır. Gemideki insanların azıklarından arta kalanlarla karıştırıp bir çorba yapılması söyleminin aslı yoktur. Dolayısıyla Aşure Günü aşure tatlısı yapıp dağıtmanın da dini bir dayanağı bulunmamaktadır. O güne denk getirilerek bundan bir sevap umulursa bidat işlenmiş olur. Yoksa aşure tatlısı çok güzel bir tatlıdır ve yemek kültürümüz olarak devam ettirilmelidir.

Hz. Peygamber'in hicreti sanıldığı gibi Muharrem'de değil Rabiulevvel ayındadır.
Diyebiliriz ki, Hz. Peygamber'in dediklerini ve demediklerini öğrenmek suretiyle böyle zamanlar için uydurulan sözleri ayıklamaya çalışmak böyle günlerde yapılacak en güzel ibadetlerden biridir. Mübarek olsun.

20 Temmuz 2023 Perşembe

YİRMİNCİ CÜZDEN 3 MESAJ

                                               YİRMİNCİ CÜZ

                                  (s. 381 - 400)

Yirminci cüzde; Neml suresinin son tarafı, Kasas suresinin tamamı ve Ankebut suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu cüzdeki temel konular şunlardır:

1. HZ. PEYGAMBER’İN REHBERLİĞİ

Neml suresinin son tarafında peygamberimizin rehberliğinden bahsedilmektedir. Bunlar kısaca;

a. Tevhid inancı,

b. Yaratılış gerçeği,

c. İlmin önemi,

d. Kulluk bilinci,

e. Kur’ân’ın tebliği,

f. Her an hamd etme düşüncesidir (Neml, 27/59-93).

2. HZ. MUSA’NIN REHBERLİĞİ

Yirminci cüzün ortasında ise Kasas suresi bulunmaktadır. Bu sure, önceki Neml suresinin devamı niteliğindedir. Hz. Musa’nın hayatı ile ilgili önemli anlatım burada da devam etmektedir;

Hz. Musa’nın Medyen’e hicret edip orada 10 yıl kaldığında yaşadıkları anlatılmaktadır (Kasas, 28/20-47); sonra Mekkeli müşriklerin Tevrat ve Kur’ân için; “Birbirini destekleyen iki sihir” sözleri aktarılıp onlara âdeta meydan okunmaktadır: “De ki: Allah katından gelen bu iki kitaptan daha faydalı/daha güzel rehberlik edici başka bir kitap varsa, haydi getirin de, ben de ona uyayım.

Eğer sözünüzde sadıksanız (haydi getirin).” (Kasas, 28/48-49). Bu cüzün son bölümünde ise, Hz. Musa döneminde hak nasıl galip geldiyse, Hz. Muhammed döneminde de galip gelecektir, mesajı verilmekte; bunun için Müslümanların Tevhid inancına sarılmaları ve ayrılmamaları gerektiği hatırlatılmaktadır (Kasas, 28/50-88).

3. İMAN VE FEDAKÂRLIK

Bu cüzün son kısmında ise, Ankebut suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu surenin daha ilk ayetlerinde imanın fedakârlık olduğu açıklanmakta, iman ettik demekle işin bitmeyeceği, bunun (mücadele ve amel-i salih ile) ispat edilmesi gerektiği anlatılmaktadır. Münafıkların ise bu fedakârlıktan kaçtıkları/kaçacakları açıklanmaktadır (Ankebut, 29/1-13). Daha sonra peygamberlerin hayatlarından fedakârlık örnekleri verilmektedir: O fedakâr insanların başında Hz. Nuh, İbrahim, Lut, Şuayb, Musa ve Muhammed (a.s.) gelmektedir. Onlarla mücadele eden Ad ve Semud kavimleri, Firavun hanedanı, Karun ve Haman gibi güçlerin de nasıl helak oldukları, anlatılmakta ve şöyle denilmektedir: “Allah’tan başka (varlıkları) dostlar/yetkililer edinenlerin durumu, ağ örerek ev yapan örümceğin haline benzer. Evlerin en zayıfı Ankebut (örümcek) ağıdır. Keşke bu bilince (o müşrikler) bir ulaşsalar!” (Ankebut, 29/41). (Ankebut, 29/41)

https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=kuranin_temel_konulari.pdf&id=466