1 Ağustos 2025 Cuma

110-Nasr Suresi - 1-3 . Ayet Tefsiri

                 Eûzu billahi mineş şeytânirracîm 

                 Bismillahirrahmanirrahim

﴾1﴿ Allah’ın yardımı gelip fetih gerçekleştiğinde;

﴾2﴿ Ve insanların akın akın Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde;

﴾3﴿ Rabbine hamdederek şanının yüceliğini dile getir ve O’ndan af dile; şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.

                        Sadakallahul Azim

Tefsir (Kur'an Yolu)

Müfessirlere göre “Allah’ın yardımı”ndan maksat, Mekke putperestlerine veya bütün düşmanlarına karşı Allah Teala’nın Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e yardım etmesi ve onu zafere kavuşturmasıdır; mecazen “dinin kemale ermesi, son şeklini alması” anlamında da yorumlanmıştır. “Fetih”ten maksat ise başta Râzî’nin “fetihlerin fethi” dediği Mekke’nin fethi olmak üzere Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e nasip olan bütün fetihlerdir. Fetih mecaz olarak “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e verilen ilimler, dünya nimetleri, cennet” olarak da yorumlanmıştır (Râzî, (XXXII, 153-155; Şevkânî, V, 602-603).

Sûrede Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şahsında genel olarak müminlere hitap edilerek Allah Teâlâ kendilerine bir nimet ve yardım lutfettiğinde O’na hamd ve şükretmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Müminler Mekke döneminde fakir ve güçsüzdü; müşriklerin kendilerine yaptıkları zulme karşılık verecek durumda değillerdi. İnsanlığı kurtuluşa çağıran Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, çağrısına olumlu cevap alamadığı için üzülüyor, hatta kendi kavmi tarafından din konularında yalan söylemekle suçlanıyordu (bk. Hûd 11/12; En‘âm 6/33-35). Fakat Medine döneminde müminler güçlenerek kendilerine haksızlık eden inkârcılara karşı savaşacak duruma geldiler ve fetihler başladı. Bu durum Araplar’ın İslâm’a girmesinde büyük etken oldu. Özellikle Mekke’nin fethinden sonra Arap kabileleri savaşmaksızın İslâm’ın hâkimiyetini kabul etmiş ve akın akın İslâm’a girmişlerdir. 2. âyet bunu ifade etmektedir. 

3. âyette ise daha önce müşrikler tarafından “sihirbaz, şair, kâhin, mecnûn” gibi yakışıksız sıfatlarla nitelenerek her türlü hakarete mâruz bırakılan Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e, kendisini bu durumdan kurtaran Allah Teala’ya hamd ve şükretmesi emredilmektedir. Mekke’den hicret ederken Sevr mağarasında gizlendiğinde yanında sadece Hz. Ebû Bekir vardı; şimdi ise binlerce sahâbî ile birlikte Mekke’yi fethetmiş, bu arada tarihin en büyük ve en yapıcı inkılâbını gerçekleştirmişti. İşte bu sebeple müminlerden yüce Allah’a hamdetmeleri, kendilerine nasip edilen zafer ve fetih nimetlerinin şükrünü yerine getirmeleri istenmektedir.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in günahtan korunduğu bilinmektedir (ismet). Buna rağmen ona Allah Teala’dan af dilemesi emredildiğine göre bunun mânası ya ümmeti için, onların adına af dilemesi veya –günahtan uzak dursa bile– Allah Teala’dan af dilemek kullukta kemalin gereği olduğu için “Allah Teala’nın lutuf ve inâyetine her zaman muhtaç olduğunu dile getirmesi, her şeye rağmen ibadetlerini mükemmel görmeyip bu sebeple O’ndan af dilemesi”dir. Bu sûre indikten sonra Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in, “Allahım! Sana hamd eder ve seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Beni bağışla, çünkü sen tövbeleri kabul edensin!” anlamındaki duayı sık sık tekrarladığı rivayet edilmektedir (İbn Kesîr, VIII, 532-533; ayrıca bk. Fetih 48/1-3).

Sahabeden bazıları bu âyetlerden Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in görevinin tamamlandığı ve artık vefatının yakın olduğu sonucunu çıkarmışlardır (bk. Buhârî, “Tefsîr”, 110). Bundan dolayı sûreye “vedalaşma” anlamında “Tevdî” ismi de verilmiştir. Nitekim bu âyetler indikten sonra Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ancak seksen gün gibi kısa bir süre yaşadığı rivayet edilmektedir (bk. Kurtubî, XX, 233).

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: Sayfa:707-708

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nasr-suresi/6214/1-3-ayet-tefsiri

Hiç yorum yok: