5 Nisan 2025 Cumartesi

A'lâ Suresi Tefsiri 1-5. ayetler

Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan ve Allah Teâlâ’yı niteleyen “el-A’lâ” kelimesinden almıştır. A’lâ, en yüce demektir.

Nuzül

Mushaftaki sıralamada seksen yedinci, iniş sırasına göre sekizinci sûredir. Tekvîr sûresinden sonra, Leyl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (Şevkânî, V, 492).

Konusu

Sûrede Allah, vahiy ve Kur’an, peygamber ve tebliğ görevi, tebliğ karşısında insanların takındıkları farklı tavırlar ve bunun ebedî hayattaki sonuçları ele alınmıştır.

Fazileti

Kaynaklarda, Hz. Peygamber’in A‘lâ sûresini okumaktan büyük tat aldığı; özellikle vitir, bayram ve cuma namazlarında onu okuduğu bildirilmektedir (bk. İbn Kesîr, VIII, 399-400; Emin Işık, “A‘lâ Sûresi”, DİA, II, 310-311).

﴾1﴿ Yüce rabbinin adını takdis ve tenzih ederek an.
﴾2﴿ Yaratıp uygun şekil veren;
﴾3﴿ Ölçülü ve amaçlı yapan, yol gösteren;
﴾4-5﴿ Yeşil bitkileri çıkartan, sonra onları kapkara bitki kalıntısı haline getiren (rabbinin adını).


Tefsir (Kur'an Yolu)

Tesbîh, Allah’ı kendisine lâyık olmayan isimlerden, niteliklerden ve eylemlerden tenzih etmek, O’nun böyle kusurlardan uzak olduğunu kabul ve ifade etmektir. “Uygun şekil verme” diye çevirdiğimiz 2. âyetteki tesviye kavramı, Kur’an’da genellikle Allah’ın, yarattığı varlığa, onun varlık türünün gerektirdiği yapıyı, şekli vermesi, uygun forma kavuşturması” anlamında kullanılmaktadır. Bu âyette ise “sevvâ” fiilini –nesnesi belirtilmediğinden– “her şeye uygun şeklini verme” olarak anlamak gerekir (ayrıca bk. Hicr 15/29).

Allah’ın yol göstermesinden (3. âyet) maksat, yarattığı şeylerin tabiatını belirleyip onu yaratılış gayesine, hikmet ve hedefine doğru yöneltmesidir. Şevkânî âyeti şöyle yorumlar: “Allah varlıkların cinslerini, türlerini, niteliklerini, ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini ve nihayet ecellerini takdir etmiştir; her birini yapabileceği, kendisine uygun olan davranışlara yöneltmiş ve yaratıldığı amaç istikametinde gelişmesini kolaylaştırmış, din ve dünya işlerinde yapması gerekeni ona ilham etmiştir” (bk. V, 493).

4 ve 5. âyetler, Allah’ın baharda yeşil bitkileri bitirip vakti gelince onları kapkara bitki kalıntısı haline getirmesi şeklinde açıklandığı gibi mecazen “canlı varlıklara hayat veren ve zamanı gelince onları öldüren” anlamında da yorumlanabilir. Bazı çağdaş yorumcular 5. âyetin, kömür madeninin teşekkülüne işaret ettiğini ileri sürmüşlerdir. Buna göre ilâhî kudret önceleri her türlü bitkiyi, ağacı yetiştirip uzun zaman sonra bunları kömür haline getirmiştir, âyet bu olayı ifade etmektedir. Zira kömür yataklarının önceki jeolojik dönemlerde yaşamış olan dev bitkilerle ormanların geçirdiği değişikliklerin ardından yer altında basınç ve ısı etkisiyle kömüre dönüşmüş olduğu bilinmektedir. Cansız madde olan taş ve topraktan yemyeşil otların ve ormanların çıkması nasıl Allah’ın kudretini gösteren bir olaysa onların zamanla taş kömürüne dönüşmesi de öylece O’nun kudretini gösteren bir olaydır (bk. Elmalılı, VIII, 5747-5758; Emin Işık, “A‘lâ Sûresi”, DİA, II, 311).

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:602-603

4 Nisan 2025 Cuma

Birinci oturuşu son oturuş sanarak selam veren kimse ne yapar?

Dört rek'atlı namaz kılmakta iken son oturuşta olduğunu zannederek dalgınlık sonucu ilk oturuşta selâm veren kişi, eğer bu selâmdan sonra konuşmak, yönünü kıbleden çevirmek gibi namaza aykırı bir davranışta bulunmamışsa kaldığı yerden namaza devam eder ve dördüncü rek'atın sonunda sehiv secdesi yapar. Aksi takdirde bu namazı yeniden kılar.
İlk oturuşta selâm verme hatası yanılmaya değil de bilgi eksikliğine dayanıyorsa namaz iade edilir. Mesela seferî olmadığı hâlde seferî olduğu düşüncesi ile normalde dört rek'at olarak kılması gereken bir namazı iki rek'at olarak kılarsa bu namazın dört rek'at olarak yeniden kılınması gerekir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/129).

3 Nisan 2025 Perşembe

Farz namazlarda ilk oturuşu unutan kimse namazını nasıl tamamlar?

İlk oturuş, namazın vaciplerindendir. Vacibin unutulması durumunda son oturuşta sehiv secdesi yapılması gerekir. İlk oturuşun kasten terk edilmesi ise tahrîmen mekruhtur, dolayısıyla namazın iade edilmesi gerekir (İbn Nüceym, el-Bahr, 1/310; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/88).

2 Nisan 2025 Çarşamba

Namazda son oturuşu yapmadan ayağa kalkan kişi ne yapmalıdır?

Namaz kılmakta olan birisi, son oturuşu yapmadan unutkanlıkla ayağa kalkarsa, secdeye varmadıkça geri oturup tahiyyât duasını okuduktan sonra sehiv secdesi yaparak namazını tamamlar.
Eğer kalktığı rek'atın secdesini yapmışsa İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yûsuf’a göre artık bu namazın farz namaz olarak tamamlanması mümkün olmaz. Kılmakta olduğu namaz, iki veya dört rek'atlı bir namaz ise bu durumda, bir rek'at daha kılarak namazını tamamlar. Bu namaz, nâfileye dönüşmüş olur. Ardından bu farzı yeniden kılması gerekir.
Yanlışlıkla kalkılan rek'atın secdesi yapılmışsa buna bir rek'atın eklenmesi, nâfile namazların çift sayılı rek'atlar şeklinde kılınmasının meşru olmasından dolayıdır (İbn Nüceym, el-Bahr, 2/112). Kılmakta olduğu namaz akşam namazı ise kalktığı rek'atın secdesini yapmamışsa, yukarıda olduğu gibi geri oturup sehiv secdesi yaparak namazını tamamlar. Eğer kalktığı rek'atın secdesini yapmışsa bu durumda namazı dört rek'at olarak kılmış olur. Kıldığı namaz bu hâliyle nâfileye dönüşmüş olacağından akşam namazının farzını yeniden kılar.