Falanca doktor olmasaydı çocuğum olmazdı
Sâffât 182: “Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.”
Hamde Cenab-ı Hakk’tan gayrısı layık değildir. Yerlerin ve göklerin tüm anahtarları O’nun elinde. Minnetimiz sadece O’nadır.
Neticede gelecek olanı Cenab-ı Hak'tan bilip müsterih olmak lazım.
Bütün nimetleri Allah’tan bilmek aynı zamanda bunları başkalarından bilmemekle de eş anlamlıdır.
Aracılar bu hususta yüzde 1 bile katkı sağlamaz. Onlar da bizler gibi yaratıklardır.
Biz biliyoruz ki Cenab-ı Hakk’ın sünnetinde Cenab-ı Hak araya göstermelik başka kimseler koyuyor. Mesela çocuğu olmuyordur. O doktor bu doktor dolaşırken bir dönem geliyor bu doktorun tedavisiyle Cenabı Hak çocuk ihsan ediyor. O kimseyi konuşurken duyuyorsunuz ; falanca doktor olmasaydı çocuğum olmazdı filanca doktor bunu böyle yaptı vs.
Yani Cenab-ı Allah gönderirken bir kimse üzerinden bunu sağlıyor. Kul halbuki Cenab-ı Hakk’tan istemişti.
Sonra kulun denklemi değişiyor. Ben Allah-u Teala'dan istedim Allah da bana verdi demeyi unutuyor, falanca doktora denk geldik de o bize bu işi sağladı diyor.
Cenab-ı Hakk’ın araya koyduğu küçük bir ayrıntıyla, küçük bir çelme ile kul hemen yere çakılıyor.
İbrahim aleyhisselam’ın denklemini düşünün. “Ben Allah’tan istedim O da verdi; dolayısıyla O’na hamd ediyorum” diyor. Hz İbrahim aleyhisselam çok uzun yıllar dua etmiştir. 130’lu yaşlarda oğlu İsmail olmuştur. Neredeyse 100 yıl.
“Ya Rabbi bana bir oğul” diye dua etmiş. “Rabbim duaları işitendir.”
Rabbimiz her an bizi sınıyor. O’nu hatırlayıp O’na mı teşekkür edeceğim hamd edeceğim; yoksa O’nu unutup aradaki kimselere mi teşekkür edeceğim onlara mı minnet duyacağım?
Hamd ile dua arasında da yakın bir ilgi var. Hamd edip bütün içtenliğimizle O’ndan isteriz.
Rabbimiz bizi sınamak ister şükür mü edeceğim küfür mü edeceğiz? Küfür Arapça’da nankörlük demek, üstünü örtmek demek. Asıl nimeti vereni gözardı edip kendini öne çıkarmak veya bir başkasını öne çıkarmak demek. Allahtan olduğunu kaybetmek demek.
“Ya Rabbi bana bir oğul” diye dua etmiş. “Rabbim duaları işitendir.”
Rabbimiz her an bizi sınıyor. O’nu hatırlayıp O’na mı teşekkür edeceğim hamd edeceğim; yoksa O’nu unutup aradaki kimselere mi teşekkür edeceğim onlara mı minnet duyacağım?
Hamd ile dua arasında da yakın bir ilgi var. Hamd edip bütün içtenliğimizle O’ndan isteriz.
Rabbimiz bizi sınamak ister şükür mü edeceğim küfür mü edeceğiz? Küfür Arapça’da nankörlük demek, üstünü örtmek demek. Asıl nimeti vereni gözardı edip kendini öne çıkarmak veya bir başkasını öne çıkarmak demek. Allahtan olduğunu kaybetmek demek.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q
https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder