26 Şubat 2013 Salı

ALLAH’I (cc)SEVMEK

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”

Bismillahirrahmanirrahim (Besmele ile başlamayan her mühim iş sonuçsuz kalır.Allah’ın cc ismiyle başlanmayan iş O’nun yüce huzuruna sunulamaz,sunulamayınca da sonuçsuz kalır.)

Ya Erhamerrahimin!Ben Senin sevgili kulların kadar amel edemiyorum,zikredemiyorum,günah işleyip çok hata yapıyorum,nefsime yenik düşüyorum.Ama Seni kalbime koyduğun sevgi kadar çok seviyorum.Beni,ailemi ve tüm müminleri onları sevdiğin gibi sevmeni istiyorum.Amin.

ALLAH cc his ve hayal ile idrak edilmekten ve başka varlıklara kıyas edilerek bilinmekten uzaktır.

Eğer,”O nerede? dersen;sana,’Mekan O’nun yaratmasıyla var olmuştur.’denir.

Eğer,”O ne zaman var oldu? dersen;”Zaman O’nun icadıdır.O yaratıp ortaya koymuştur.”denir.

Eğer,”O nasıldır? dersen;sana,”Birbirine benzeyen ve nasıl olduğu bilinen bütün varlıklar O’nun işidir.”denir.

Eğer,”O’nun miktarının ne kadar olduğunu sorarsan;sana,”Miktarı ve ölçüsü olan bütün varlıkları O ortaya koymuştur.”denir.

Ezel ve ebedi bilen,hepsini ilmi ile kuşatan O’dur.Bütün kainat ve varlıklar O’nun elinde ve hükmündedir.

ALLAH cc,bütün işlerin yaratıcısı ve takdir edenidir.Kul ise,onu yapan ve meydana gelmesine sebep yapılan kimsedir.Kul,Allah cc için ibadet yapar,yüce Mevla’da ona karşılık kendisine sevap verir.Eğer bu işler yaratılma yönüyle yüce Allah’a cc,yapıp sonucunu üstlenme yönüyle de kula ait olmasıydı;Allah’a cc mabud(ibadet yapılan),kula abid(ibadet yapan) ismi verilmezdi.

Kul bütün işlerinde,sözlerinde ve hallerinde Allah’a cc muhtaçtır.O’nsuz hiç bir fiil olmaz.Kul,ilahi irade içinde dönüp durmaktadır.Ancak insan yaptığı işte hayvanlar ve cansız varlıklar gibi mecbur ve mahkum değildir.İnsan ya kendisini saadete götürecek hayırlı işler içinde Allah’ın cc özel yardımı ile desteklenir,hayır yapar ;ya da sonu cehenneme gidecek sebepler arasında kendi haline terkedilmiş nefsi ile başbaşa bırakılmış olup kötü işler yapar.

Eğer bu dünyada iken zayıf,aciz,çaresiz olduğumuzu itiraf edip Allah’a cc dönsek,kendimizi abd,O’nu Rab bilip öyle davranıp hareket etsek,O bizi azaplara atmaz.O’nun kesin sözü ve vaadi vardır;siz şükredip iman ederseniz,Allah cc size niye azap etsin? O şükre karşılık veren ve kimin şükrettiğini bilendir.

Sizden biri,bindiği devenin ve giydiği elbisenin,kendisinden daha çok Allah’ı cc zikretmesinden haya etmez mi?

Aziz ve Celil olan Allah buyurmuştur ki:Kulum Beni andığı ve dudakları Benim için kımıldadığı an Ben kulumla beraberim.

Okuldan kaçan öğrencileri biraraya toplayarak onlara okumanın,ilmin iyi olup olmadığını sorarsanız hepsi:”elbette iyidir” diyecektir.”O halde niçin okuldan kaçtınız? sorusuna ise herbiri ayrı bir bahane bulacaktır.Şimdi bu öğrenciler okula dönmedikleri sürece ,sadece okumanın ve ilmin iyi olduğuna inanmakla okuldan ne yarar sağlayabilirler?Namaz kılmanın iyi olduğunu söyleyip de kılmayanların durumu yukarıdaki örneğe benzer.

Bir kimse sadece, tıp fakültesinin doktor yetiştirdiğini bilmekle ya da doktorluğu sevmekle doktor olamaz.Doğrudan o fakülteye girip okuması lazım gelir.Okumadan doktor olmak isteyen bir lise mezununa; Niçin böyle yapıyorsun,fakülteye girip doktorluk için gerekenleri yapsana? “dediğimizde ondan şöyle bir cevap alıyoruz:”sen benim kalbime bak.Benim tıp fakültesine karşı öyle bir inancım ve doktorluğa karşı öyle bir sevgim var ki,tarif edemem.Yarın kimin doktor olacağını Allah cc bilir.İslam’ın gereklerini yerine getirmedikleri halde ,kalplerinin temiz olduğunu ileri sürerek bu demagoji ile Cennet bekleyen kimselerin örneğidir bu.

Rıza ve iyi niyet bulunmayınca hiç bir amel ibadet olmaz.


HAK YOLUNUN ESASLARI(İ.Gazali) Tercüme:D.Selvi'nin  kitabından ve M.Kırkıncı'nın bir yazısından faydalanılmıştır.“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.


EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

25 Şubat 2013 Pazartesi

ÖRTÜNMEK ALLAH-Ü TEALA'NIN KULLUĞUNA GİRMEKTİR

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”
Bismillahirrahmanirrahim

İlk olarak Kur’an mealini elime alıp okumaya başlamamdaki neden gerçekten örtünme var mı diye merak etmemdi;gerçi olduğuna inanıyordum ama bazı ilahıyatçılar kesinlikle olmadığını savunuyorlardı; bunu öğrenmemin tek bir yolu vardı: OKUMAK.....ve benim İslamiyeti öğrenmeye başlama sürecim aslında Allah-ü Teala’nın ilk emri olan İKRA (oku) emriyle başlamış oldu.

Okuduklarımdan örtünme konusunda ikna oldum, evet varmış dedim ama bu emiri bulunduğum ortam,mesleğim ,ailem,çevrem...diyerek uygulayamam diye karar verdim.
(Rabbimden utanıyorum aslında şöyle demişim: bu emrini yok saymıyorum ama toplumun değer yargılarını bundan üstün tutuyorum başka bir deyişle bu emiri kaale almayıp kendi bildiğimce amel ediyorum ve kendi nefsime ,çevreme ve şartlarıma uygun bir dine uyuyorum HAŞA.(Beni doğru yola ileten ve bana tevbe etmem için fırsat veren Rabbime hamd-ü senalar olsun.)


Meal okumamla birlikte kafamda İslamiyet,müslümanlık,peygamberimiz(sas) hakkında binlerce soru oluştu. Allah-ü Teala’nın bana ne söylediğini,benden nasıl bir kulluk istediğini öğrenmem lazımdı.Ve tefsir okumaya başladım ve sonrası yüzlerce kitap. Meğer sadece gece yatarken Allah-ü Teala’ya dua etmekle kulluk olmuyormuş;meğer nefsinin arzularıyla senin hoşuna gittiği gibi bu hayatı yaşayamıyormuşsun;nasıl ki bir iş yerinde çalışırken bile patronunun senden istediklerini yapmak zorundaysan ;ben bana verdiğin bu görevleri ağır buluyorum ,beğenmiyorum,hepsini yapmak istemiyorum,bazılarını yapacağım işime gelmeyenleri yapmayacağım diyemiyorsak ya da dersek artık orada çalışamıyorsak biz de Allah’ımıza (cc) Senin emir ve yasaklarını beğenmiyorum ben kendi istediğim gibi bir din oluşturur onu uygularım diyemeyiz ,dersek kulluğundan çıkar sonumuza razı oluruz.

Her emir ve yasaklarda olduğu gibi bizim bunlar neden konulmuştur diye sorgulamak lüksümüz yoktur.Bir kul olarak bize sonsuz nimetler veren ve bizden de O’na itaat etmemizi bekleyen Rabbimize teslim olmak ve boyun eğmek zorundayız.İşte bunu idrak etmeye başladığımda önce namaza başladım,tutmadığım oruçlarımı kaza etmeye başladım;bunlar yeterli değil öğrendiklerimi ahlakıma geçirmem lazım dedim bunun gayreti içine girmeye başladım;hacca gitmem lazımmış dedim Rabbimin izniyle hacca gittim sonra umreye gittim ama hala örtünmemiştim ve hiçte benim de örtünmem gerekiyor diye birşey düşünmüyordum.Çünkü eşim,kızım,babam ve birkaç arkadaşımdan başka kimse benim namaz kıldığımı dahi bilmiyordu;bu yüzden hacca gidiyorum dediğimde herkes çok şaşırdı ;Hac dönüşü örtünmediğimde de herkes çok rahatladı.Diğer emirleri uygulamaya gayret ediyorum ama örtünmeyi aklıma bile getirmiyordum. "Evet örtünme var ama ben; o ne der bu ne der ,bulunduğum ortam,işim buna uygun değil ki! diyerek bu emirin bana da inmiş olduğunu bir türlü idrak edemiyordum ;ta ki bir gün en yakın arkadaşlarımdan biri umreye gidip hiç aklında yokken birden örtününceye kadar .Onu örtülü gördüğümde öyle sarsıldım ,öyle bir tokat yedim ki
(Rabbim ondan ve zürriyetinden öyle çok razı olsun ki cennetinin sekiz kapısından da girsinler) günlerce kendime gelemedim.İlk defa örtünmem gerektiğini idrak etmiştim ama bana müthiş ağır geliyordu,insanlara ne diyecektim nasıl açıklayacaktım sonra birden farkettim ki insanların ne diyeceğini düşünüp kahroluyorum ama ölüp gittiğimde yanımda o kişilerin olmayacağı,onların düşüncelerinin bir hükmü olmadığını benim Allah-ü Teala’yla başbaşa kalacağımı ve O’na bunu nasıl açıklayacağımı düşünmeye başladım. "Rabbim ben Senin yarattığın kullarından çekindim bu yüzden bu emrini yerine getiremedim" mi diyecektim.Çok utandım.Bunu yapamazdım, bu isyandı.On gün boyunca sadece birkaç saat uyuyabildim.Nefsime bunu kabul ettirmeye çalıştım. Nefsime o kadar ağır geliyordu ki; ama kesinlikle isyan edemezdim ve kararımı verdim.Şöyle dua edecektim:”Rabbim kendime zaman koymuyorum bir kaç sene de olabilir ama ben bu emrini yapmaya karar verdim; Sen bana bunu kolaylaştır.” Sonrasında büyük bir huzur çünkü Rabbimin bu emrini nefsime kabul ettirmiştim.Peygamberimizin(sav) "nefisle cihad" dediği kesinlikle bu olmalıydı ve benim için ibadetlerin en zoruydu ama Rabbim o kadar merhametli ki bir ay sonra kadir günü kulluğuna girmeme izin verdi .Ve insanlar...ne dediler bilmiyorum ama ben onlara şunu diyorum "benim örtünmem çevre baskısı değil,örf adetten hiç değil .Ben Allah’a(cc) inandığım ve emirlerine teslim olduğum için örtündüm.Örtü benim Allah’ıma(cc) olan bağlılığımın nişanesidir bundan sonra."

Tesettür Allah (cc) ve Resulüne (s.a.v) itaattir.


Ahzap Suresi ayet 36
“…Bununla beraber Allah ve resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.”
Nisa Suresi ayet 65
"Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı bulmaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar. "

Rabbimiz, “Allah ve Resulu (s.a.v) herhangi bir konuda emir vermişse Müslümanların o konuda başka bir seçenekleri ve tercihleri yoktur; mutlaka onu yapmak mecburiyetindedirler.” diye buyurur.

Ey mümine kadın!.. Rabbin sana şu ayetlerle tesettüre bürünmeni emrediyor.


Nur Suresi ayet 31
“Mümin kadınlara da söyle: «Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiğilinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.


Bu ayet tüm mümin kadınlara inmiştir, örtünmek farzdır bunda hiçbir şüphe yoktur.Bu ayeti olduğu gibi diğer birçok ayeti de kendi akıllarıyla yorumlayan hem de bunu din adına görev yapan kişiler olmuştur,olacaktır.Kimsenin kendi aklına ve arzularına dayanarak İslam’ın hükümleri hakkında söz söylemeye hakkı yoktur.Kanun koyucu sadece Allah’tır.(cc) Onu yorumlamakta sadece Peygamberimize(sav) aittir.Peygamberimiz(sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:"Kendi görüşünüze göre dinde kıyas yapmayın.Çünkü din kıyas kabul etmez. İlk kıyas yapan İblistir."(ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu sanmış yanlış kıyas yapmıştır.Halbuki Allah cc toprağı ateşten üstün yaratmıştır).

Eğer müslümanım diyorsanız ne kadar nefsimize zor gelse de O’nun tüm emirlerine sorgusuz sualsiz uymak zorundayız.Hz.İbrahim as Allah’ın bir emriyle eşi Hz.Hacer ve oğlu Hz.İsmail’i Mekke’ye getirir.Kimsenin olmadığı,hiç su ve yiyeceğin bulunmadığı bir çölün ortasına onları bırakır.Hz.Hacer merak eder “sen bizi kendi isteğinle mi yoksa Allah cc emrettiği için mi bırakıyorsun?” Allah’ın emri olduğunu öğrenenen Hz.Hacer ‘o zaman gidebilirsin’der. Issız çölde bebeğiyle kalmaya sadece Allah emrettiği için razı olur. Hz İbrahim as ancak Hz İsmail as delikanlı olunca dönecektir ve oraya Kabe’yi inşa edeceklerdir. Allah bizden neden böyle bir şey istiyor,ben eşimi,evladımı aç susuz kimsenin olmadığı bu yerde yıllarca nasıl bırakırım dememiş Hz İbrahim. Boyun eğmişler....Teslim olmuşlar.....

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim” 


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR