20 Ocak 2017 Cuma

MEŞRIK-I NUR (Nurun Kaynağı-Abdest)

Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor;

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdular:


“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35

Abdest, İslam'da bazı ibadetlerin yerine getirilmesi için yapılan ve bizzât kendisi ibadet olan temizlenmedir.
Abdest kelimesinin Arapça aslı Vudû'dur. Vudû , maddi ve manevi kirlerden arınmak,temizlenmek demektir.

Osman ıbn Affan radıyAllahu anh anlatıyor;

" Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki; 'Kim abdest alır ve abdestine özen gösterirse, hataları vücudundan tırnak diplerine varıncaya kadar dökülür.' " BUHARİ,VUDU (25); MÜSLİM, TAHARET 8,(229)

Abdest, her amel ve ibadet için değil,başta namaz olmak üzere bazı ibadetler için FARZ kılınmıştır.

Allah-u Teala buyuruyor ki;

"Ey iman edenler,namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi,dirseklere kadar ellerinizi ve - başlarınıza mesh edip- her iki topuğunuza kadar da ayaklarınızı yıkayın.Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin.Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan(def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız,o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz." MAİDE SURESİ,6. AYET

Ayet- i Kerime'de mü’minlere , namaza kalktıkları zaman abdest almaları emredilmektedir.

Müfessir Taberi, Ayet'in tefsirini şöyle yapmıştır;

" Bu emir, abdestsiz olanlar için farz, abdestli olanlar için ise menduptur. Nitekim Resulullah sallallahu aleyhi vessellem Mekke fethedilmeden önce her vakit için yeni bir abdest alarak ümmetine, her vakit namaz için abdest yenilemenin faziletli bir amel olduğunu öğretmiş, Mekke fethedildikten sonra da tek bir abdestle birçok namazını kılmış böylece asıl farz olanın abdestli olmak olduğunu ümmetine beyan etmiştir."

Müslüman'ın sürekli abdestli olması SÜNNET'tir. Peygamber'imiz aleyhisselatu vesselam abdestsiz gezmemiştir.

Ebu Hureyre radıyAllahu anh anlatıyor;

" Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki; 'Ümmetim, kıyamet günü çağırıldıkları vakit abdestin izi olarak ( nurdan ) bir parlaklıkları olduğu halde gelirler. Öyleyse kimin imkânı varsa parlaklığını arttırsın.' " BUHARİ ; VUDÛ 3, MÜSLİM ;TAHARET 34-35-40 (246-250) ; NESAİ; TEHARET 110(1-94-95)

Ibn Ömer radıAllahu anh anlatıyor;

"Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki ; 'Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse , Allah, bu sebeple kendisine on ( misli) sevap yazar.' " - TİRMİZİ ,TAHARET 44 (59)-

EN GÜZEL ŞEKİLDE ABDEST NASIL ALINIR?

- Abdeste , niyet ederek ,'eûzü besmele' ile başlanır.

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor;

"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: 'Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest değildir.' " - Ebu Dâvud, Tahâret 48, (101)-

-Sağ elden başlayarak üçer kere eller bileklere kadar , hilâllenerek yıkanır.

Hilâllemek: el parmakları birbirine sokularak yapılır.

- Elleri yıkadıktan sonra üç kez ağıza ,sağ el ile, ağız dolusunca su alınır. ( Buna 'mazmaza' denir.) Mazmazada su, boğaza kadar iner. Oruçlu olanlar mazmazayı bu derecede yapmazlar.

-Sonra üç kez de burnun katı yerine kadar gidecek şekilde buruna,sağ el ile su verilir ve sol el ile sümkürülür. (Buna 'iştinşak' denir.) Oruçlu olanlar istinşakı bu derecede yapmazlar.

-Üç kez yüz yıkanır. Yüz denilen organ, iki kulak memesi arasındaki yer ile alnın saç biten yerinden, çene altına kadar olan kısımdır.

Yüzde sakal sık olunca, onun üstünü yıkamak yeterlidir, altındaki deriyi yıkamak gerekmez. Fakat sakal seyrek olunca, altındaki deri kısmınıda yıkamak gereklidir.

- Sağ koldan başlayarak, üç kez, kollar dirseklere kadar ovalanarak yıkanır.

- Ardından sıra, baş, kulak ve boyunun meshedilmesine gelir.

Başın tamamını bir su ile meshetmek Sünnet'tir. Buna 'kaplama mesih' denir.

Şöyle yapılır;

Her iki el tamamen ıslatılır. Bu iki elin baş parmakları ile işaret parmaklarından sonra gelen üç parmak birbirine bitiştirilir.

Bu ellerin ayaları yukarı kaldırılıp , o bitişik parmaklar uç uca gelmek üzere birbirine yaklaştırılır.

Böylece bitişik halde olan iki elin parmakları başın ön tarafından enseye kadar çekilir. Sonra, ellerin ayaları başın iki tarafına yapıştırılarak ense tarafından başın önüne kadar çekilir. Böylece, bütün başın meshi bitmiş olur.

* Bununla beraber başın her tarafı istenildiği bir şekilde meshedilebilinir.

-Başın meshinden sonra su almadan, kulak meshine ardından da boyun meshine geçilir.

Kulak meshi şöyle yapılır; Serçe parmaklar kulak deliklerine sokularak kımıldatılmalıdır.

Boyun meshi ise şöyledir; iki elin arkaları ile üçer parmakla ( işaret- orta- yüzük parmaklar) ,yeni suya gerek kalmaksızın boyun mesh edilir. Boğazı meshetmek ise bid'attir.

- Önce sağ ayaktan başlayarak, her bir ayağı üç kere hilalleyerek, ayak bileklerine kadar topukları ise üç kere ovalayarak alınır.

Abdest tamamlanınca Kelime- i Şehadet getiririz.

Resulullah sallahu aleyhi vessellem buyurdular ki;

"Sizden kim abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar,sonra da ; ' Eşhedu en lâ ilâhe illallah vahdehu la şerike leh ve eşhedu enne Muhammedun abduhu ve Resuluhu ' derse ,kendisine cennetin sekiz kapısıda açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer."
EBU DAVUD,TAHARET 65 (169) ; TİRMİZİ ,TAHARET 41 (55)

ABDEST ALIRKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER
- Abdestin başından sonuna kadar niyeti unutmayıp kalpte tutmak.

-Elleri ve ayakları yıkamaya parmaklardan başlamak.

- El ve ayaklar yıkanırken parmakların arasını hilallemek.

El parmaklarının hilallenmesi; parmaklar birbirine sokularak yapılır.

Ayak parmaklarının hilallenmesi ise şöyle yapılır; Sol elin serçe parmağı ile sağ ayağın altından ve serçe parmağın arasından hilallemeye başlayarak sıra ile sol ayağın serçe parmağında sona erdirilmesi.
 (Parmakları akar suya koymak da hillaleme yerine geçer.)

-Misvak kullanmak. Misvakın pek çok yararları ve sevabı vardır. Dişleri temizler, ağız kokusunu giderir, vb.

Rasulullah aleyhisselatu vesselam buyuruyor ki;

"Ümmetime zor geleceğinden korkmasaydım,her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim.”-BUHARİ,CUM’A 8 ,TEMENNİ 9,SAVM 27; MÜSLİM TAHARE 42;EBU DAVUD ,TAHARE 25-

Misvak bulunmaz veya kullanıldığında dişleri kanatırsa, onun yerine parmak kullanılabilinir. Şöyle ki; baş parmak ağzın sağ tarafına ,şahadet parmağı da sol tarafına salınarak üst ve alt dişler ovalanır.

-Mecbur kalınmadıkça dünya kelamı konuşmamak.

-Abdest alırken sıra gözetmek. Önce eller,sonra ağız,ardından burun....

-Abdest organlarını üçer kez yıkamak. Üçten fazla ya da az yıkamak sünnete aykırıdır. Ancak meshetmek bir keredir.

- Abdest organlarını, dökülen su ile iyice ovalamak.

-Abdest organlarını,arada kesinti yapmadan yıkamak. Buna “vila” denir.

*Havanın sıcaklığı sebebiyle yıkanan organın hemen kuruması vilaya engel değildir.

- Abdest suyunu bıyıkların ve kaşların altlarına ve yüzün çevresinden sarkmış bulunan fazla kıllara eriştirmek.

- Sakalın çeneden aşağıya uzamış kısmını meshetmek ve sık olan sakalı bir avuç su ile alt tarafından el parmakları ile hilallemek.

ŞEYTANIN TUZAĞINA DİKKAT!

Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki;

" Abdest sırasında vesvese veren bir şeytan vardır. Adı da Velehân'dır. Öyleyse suyun vesvesesinden sakının!"TİRMİZİ,TAHARET 43(57) ; AHMED,V,136

Burada, abdest esnâsında meydana gelen vesveseye dikkat çekilmektedir.
Vesvese, şeytanın kalbe attığı şüphe , kararsızlık ve kuruntu halidir. Çoğu insan, abdest alırken uzuvlarını güzelce yıkamadığı ya da yıkamayı unuttuğu, üç kere değil de iki veya bir kere yıkadığı gibi vehimlere kapılır.

Böyle bir vesvese ilk defa vuku buluyorsa, abdest tekrar edilebilinir. Ama , mükerreren oluyorsa, mesela bir insan, abdest uzvunu yıkayıp yıkamadığından sık sık şüpheye düşüyorsa, hiç vesveseye meydan vermeden o uzvunu yıkadığını kabul ederek abdestini tamamlamalıdır.

Bir gün Resulullah aleyhissalatu vesselam yanındakilere: “Ne dersiniz,birinizin evinin önünden bir nehir aksa ve her gün o nehirde beş vakit yıkansa,bu durum o kişide kir namına bir şey bırakır mı?” diye sordular. Oradakiler –radıyAllahu anhum- “Hayır,o kişide kir namına bir şey bırakmaz.” dediler. Bunun üzerine Allah’ın Elçisi aleyhisselatu vesselam “İşte günde kılınan beş vakit namaz da böyledir. Allah onunla hataları siler.” buyurdu. –Buhari,Mevakit 6-

Hiç yorum yok: