3 Eylül 2018 Pazartesi

Gayri müslimlerin (Ehl-i kitabın) kestiği hayvanların etleri Müslümanlara helal mıdır?


Müslüman sadece kendi ülkesinin sınırları içinde kalmıyor, gayri müslim ülkelerinde de kendi ülkesi gibi işci olarak, öğrenci olarak, ticaretçi olarak bulunabiliyor.

Buralarda da hayatını İslam'a uygun şekilde yaşamak istiyor. Ancak bazı konularda zorluklarla karşılaşıyor. Kasaplardan et alma konusu da bu zorluklardan birini teşkil ediyor. Kimileri, "Hıristiyan kasaplardan et alınmaz."diyor, özel et kesimine yöneliyorlar. Ancak bunu herkes göze alamıyor. Zaten özel et kesimine sıcak da bakmıyorlar. Bu sebeple buralarda et ihtiyacını karşılamada aile zor durumlara maruz kalabiliyor, bize sorularını da şöyle soruyorlar:

- Yabancı ülkelerde bulunan Müslümanlar, Hristiyan ve Yahudi kasaptan et alamazlar mı?
- Alırlarsa yiyemezler mi? Buralarda satılan et peşin bir hükümle Müslüman'a haram mı?
- Yoksa bir çıkış yolu, bir izah tarzı var mı? Buralarda da İslam kolayca yaşanabilir mi?


Bu konuda ilgili fıkıh kitaplarının verdiği bilgiye bakınca, yabancı ülkelerde bulunan Müslümanları zorda bırakacak bir hüküm görmüyoruz. Bulundukları ülkenin kasaplarından et alamayacakları yolunda bir yasak yoktur. Gördüğümüz temel hüküm şudur:

- Ehl-i kitabın kestiği yenir!..

Ehl-i kitap'tan da, Allah'ın gönderdiği kitaplardan İncil'e inanmış Hristiyan ile Tevrat'a inanmış Yahudileri anlıyoruz.

Buna göre, Hristiyan, yahut da Yahudi kasaptan et alınmaz, alınırsa yenmez, diye bir anlayış söz konusu olmamalıdır.

Zaten, eti satanın değil kesenin inancı mühimdir. Kesen ilahi kitaba inanmış biri ise, yani Ehl-i kitapsa (ki, Hristiyan ülkelerde akla gelen Ehl-i kitabın kesmiş olacağıdır) kasaptan et de alınır, Ehl-i kitabın hazırladığı yemeği de yenir.

Müslümanlar, bulundukları Hristiyan ülkelerde bu sebeple zor durumda kalmazlar. Çünkü Ehl-i kitap olan Hristiyan'ın, Yahudi'nin kestiğinin yeneceğinde tereddüt yoktur... Keserken Allah adını anma konusuna gelince:

Allah'ın adını unutarak söylemeyenin kestiği yenir. İhmalinden değil de inkârından dolayı Allah adını söylemeyenin kestiği ise yenmez... Zaten böyle inkârcı birinin Ehl-i kitap'tan olduğu da söylenemez.

Kasaptaki etleri kimin kestiğini nasıl bileceğiz? Bilgimiz yoksa ne yaparız? Kaldı ki, umumiyetle bilgimiz de olmaz.. Aksine bilginin bulunmadığı sürece, kestiği yenecek kimse tarafından kesilmiştir diye düşünürüz.. Şüphe ile haramlık sabit olmayacağından, söylentilere bakarak haramdır, yenmez diyemeyiz... Bu da umumi olarak rahatlatıcı bir hüküm...

Bir başka tereddüt konusu: Kasaplık hayvanı okla, şokla sakinleştirerek kolay kesime hazır hale getirmek mahzurlu değildir. Burada mühim olan, hayvanın ölümü okla, şokla değil de, kesimle gerçekleşmesidir. Okla, ya da şokla hayvan ölür de, kesim ölümden sonra meydana gelirse bu kesim ölmüş hayvanın etini yenir hale getirmez. Çünkü ölüm, kesimle değil, kesim öncesi yapılan ok, ya da şokla gerçekleştirilmiş, canlı değil ölü hayvan kesilmiştir.

Arz ettiğim bu kolaylıklardan sonra konuya takva anlayışı içinde bakanlar da çıkabilir. Onlar daha dikkatli ve titiz olabilirler. Kendilerine göre şüpheli buldukları kasaplardan et almayabilirler, kesenini bilmedikleri eti yemeyebilirler.. Bunlar tenkit değil takdir de edilirler. Ancak, takvaları tamim edilmez, herkesten aynı titizlik istenilmez. Kendinde bu arzuyu duyanlar tercih ederler takvayı...

Aslında yabancı ülkelerde dikkat edilecek en mühim konu, domuz etidir.Ne türlü kesimle kesilirse kesilsin, hangi temizlik maddesiyle temizlenmiş olursa olsun domuz eti hiçbir suretle temizlik kabul etmez, tümüyle pistir, alınmaz, satılmaz, yenilmez. Tek kelimeyle dışkı hükmünde kabul edilir bulunduğu zeminde. Bulaştığı şeyleri de pis eder. Ancak bulaşarak kirlettiği düşünülen şeyler yıkanarak temizlenebilir. Bu konudaki haramlık hükmü kesindir. Şu, ya da bu yeni yorumlarla domuzun haramlığı tartışılır hale bile getirilemez.

Bilerek ve kasden besmeleyi çekmeden kesilen hayvanların eti yenmez. Yahudi ve Hristiyanların kesdikleri bile yenilmektedir. Bir müslüman unutarak besmeleyi çekmese de kesdiği yenilir. Biz müslüman ülkesindeyiz. Burada kesilen her hayvanın islami usüllere göre kesildiği anlayışı olduğundan gelen etleri yiyebilirsiniz.

Not: Haram etlerle helal etlerin aynı yerde satıldığı kasaplardan et ve et mamülleri alırken dikkatli olmak gerekir. Böyle bir yerde domuz eti gibi haram etlerle, sığır eti gibi helal etler iç içe satıldığından karışma ihtimali olabilir. Bir parça haram et veya yağ gibi bir şey karışmış olursa, helal eti de haram eder. Bu açıdan Müslümanların güvenli yerlerden et almalarını tavsiye ederiz.

2 Eylül 2018 Pazar

Elindeki Değil Belindeki Kamçı; Borç


Allah’ı sevmek, imanın bir hakkıdır.
Peygamber’i sevmek, Allah’ın bir hakkıdır.
Genelde Sahabe’yi, özelde Ehli Beyt’i sevmek ise Peygamber’in hakkıdır.
Bazı dualarında düşmanın galip gelmesinden ve borçlu duruma düşmekten, bazı dualarında küfre düşmekten ve borçlanmaktan, bazı dualarında fakirlikten ve borçlanmaktan Allah’a sığınmıştır.
Şeytan’ın savaş taktikleri…

İsraf edenler, Şeytan’ın kardeşleridir…

“İki gönül bir olursa samanlık seyran olur.”
Gerçek saliha hanım kimdir? İtaatkar olandır.

“Borç yiğidin kamçısıdır” sözü doğru mu?
Kimdir Kur’an’a göre yiğit?
Kamçı elinde değil, belindedir.
Peygamber cenaze namazını kılmak istemiyor?
Buhari rivayeti, Selame b. Ekvâ’dan…

Nesai’de Ebû Said el-Hudri rivayeti….

“Sübhanallah, Sübhanallah, Sübhanallah ne ağır şeyler indi, ne ağır şeyler indi!”

“Allah borç ile alakalı çok ağır bir hüküm indirdi. Allaha yemin ederim ki, bir kimse, Allah yolunda şehid olsa, sonra diriltilse, sonra yine şehid edilip yine diriltilse ve üçüncü defa da şehit olup bir daha diriltilse, borçlu olduğu hâlde, borcunu ödeyinceye kadar Cennete giremez.”

Taberani: “Aldığı borcu ödemek istemeyene ve o borç ile Allah’ın huzuruna gelene, Allahü teâlâ, kıyamette, “Bu kimsenin hakkını sende bırakacağımı mı zannettin?” buyurarak, o kimsenin iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borcunu vermeyenin iyi ameli yoksa borç verenin kötü amellerini, günahlarını borçluya yükler.”

Neden Efendimiz’in beyanları bu kadar serttir?

“Ödenmek üzere alınmış bir borcun kefili Allah’tır.”
Buhari’de geçen kıssa, Ebû Hureyre naklediyor…
“Senin şahidin ve kefilin borcunu ödedi!”
Borçlu olmayı doğru anlayanlardan birkaç örnek…
Zübeyr b. Avvam, Cemel’deki tavrı…
Hz. Hüseyin’in tavrı…

“Borcu olan kimse benimle birlikte savaşa çıkmasın.”
Müslim b. Akil örneği…

“Kufe’ye geldiğimden beri, Kufelilerden falanca ve falancadan 700 dirhem borçlandım. O borçlarımı sen öde, Allah huzuruna borçlu gitmeyeyim.”

Borç Ahlakı


1- Küçük olsun, büyük olsun, dost olsun, yabancı olsun, ne olursa olsun aldığını, verdiğini yazmalı, kayıt altına almalısın ki, Allah’ın emrini yerine getirmiş olasın.

“Ey Müslüman Tüccar! Ne yaparsan yap, alırken, satarken, borçlanırken, ortaklık kurarken, hepsini kayıt altına almalısın. Kur’an’ın en uzun ayetinin konusunun bu olduğunu unutmamalı ve gereğini yerine getirmelisin ki, ortaya çıkma ihtimali bulunan tüm sorunların kapısını kapatabilesin.”

2- Borçlanmamaya dikkat etmeli, borçlandığın zamanda kamçıyı belinde hissetmeli, ızdırap duymalı, geceleri uykunu kaçıracak kadar huzursuz olmalısın ki, Hz. Peygamber’in uyarılarını gerçek manada anlamış olasın.

Semure b. Cündeb (ra) rivayeti…

“Birkaç gün önce sizin sülaleden ölen filanca kişi, borcundan dolayı cennetin kapısında bekletiliyor, bilin. Akrabanızın borçlarını ödeyin de adam cennete girsin!”

3- Borçlanırken, niyetin sadece dilinde değil, kalbinin ta derinliklerinde de ödemek olmalı ki, kefil olarak Allah’ı edinmiş olasın.

4- Ödeme gücü olduğu halde, vadesi geldiğinde borcu ödememenin zulüm, bunu yapanın ise zalim olduğunu unutma ki, hukukullaha riayet eden olasın.

Buhari’de, Müslim’de ve daha nice hadis kitaplarında Ebû Hureyre, Efendimiz’in şu sözünü bize aktarır: “Maddî imkânı olan kişinin, yani ödeme gücü olan kişinin borcunu bekletmesi zulümdür.” (Müslim, Müsâkât, 33; Buhârî, Havâlât, 1)

5- Alacaklı isen borçluna kolaylık göstermen ilahi rahmeti kazanmanın en önemli vesilesi olduğunu bil ki, ayağına kadar gelen ikramı değerlendiren olasın.
Tirmizi’de geçen bu rivayeti, yine Ebû Hureyre’den dinliyoruz: “Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ödeme güçlüğü çeken borçluya zaman tanıyan ya da alacağını bağışlayan kimseyi Allah, kendisininkinden başka hiçbir gölgenin (himayenin) olmadığı kıyamet gününde arşının gölgesinde gölgelendirecektir (özel olarak himaye edecektir).” (T1306 Tirmizî, Büyü, 67)


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

31 Ağustos 2018 Cuma

Çocuklara Vurulması Gereken En Mühim Aşı

Dersten Cümleler

• “Benden sonra gelenler birçok ihtilaf ve sıkıntı göreceklerdir. Siz bu ihtilaf ve sıkıntılardan kurtulmak istiyorsanız; sünnetime ve doğru yola sizleri götürecek olan Raşid halifelerin sünnetine sarılın, yapışın. Bunlara azı dişlerinizle sımsıkı sarılır gibi sarılın.” (Ebû Davûd, Sünnet, 5; Tirmizî, İlim, 16; İbn Mâce, Mukaddime, 6)

• Çocuklara Vurulması Gereken En Mühim Aşı

• Nübüvvet Medrese’sinin aşısı, ruhu ve manevi dünyayı geliştiren bir aşıdır.

• Bu aşıların en önemlileri şunlardır:

1- Sorumluluk Şuuru
2- Adalet Duygusu
3- İtaat Bilinci

• Sorumluluk Şuuru, ruhta tam tesirini gösterdiği an, adalet duygusunu da, itaat bilincini de olumlu bir şekilde etkileyecektir.

• Bu çağın insanın en önemli eksiklerinden biri, büyüyememe problemidir.

• Fiziksel yaş ile ruhsal yaş, beraberce ilerlemiyor.

• Yıkılan abilik müessesesi…

• Nimetin tezekkürü, muhabbetin ziyadeleşmesi, amellerin ise bereketlenmesinin vesilesidir.

• Nebevi Medrese’nin kapısını çaldığımızda bize şöyle bir cevap gelecek:

1- Çocuğa yaşına takılmadan değer vermeli
2- Değere uygun roller belirlemeli
3- Rolleri oynayacak mekanlar açmalı

• Hicret yolu: Esbaba tevessül, Allah’a tevekkül…

• O günler 8 yaşında bir çocuk olan Abdullah b. Ebî Bekir’e biçilen rol…

• Hz. Ali’nin üzerinden alınması gereken mesajlar…

• Hz. Ali’nin, Hz. Ebû Zer’i imana taşıması…

• Hz. Ali, 13 yaşında Ebû Kubeys dağında…

• Abdullah b. Ömer’in cihad aşkı…

• Ümeyr b. Ebî Vakkas’ın Bedir’e gidişi…

• Evde şehadet, şehadet diye dua eden bir baba…

• 17 yaşındaki Üsame b. Zeyd’in yüzlerce Sahabî’ye komutan olarak atanması…

• “Cahiliye’nin cesuru, İslam’ın korkağı mı oldu?”

• 18 yaşında Mekke’nin ilk İslam valisi, Attab b. Esid…

• Hicretin ilk çocuğu Abdullah b. Zübeyr’in üzerinden alınması gereken dersler…

• Hendek Gazvesi sırasında 5 yaşında olan Abdullah b. Zübeyr’in hatırası…

• Abdullah b. Zübeyr 8 yaşlarında Mûte Savaşı’na katılma arzusu ve Efendimiz’in buna cevabı…

• Bizde aynen babalarımız gibi cihada katılmak istiyoruz!

• Efendimiz (sas): “Tam babasının oğlu, tam babasının oğlu'”

• Hz. Ömer’in hilafetinin ilk günleri, Abdullah o günler 13, 14 yaşlarında…

• 23- 24 yaşlarında, Abdullah b. Zübeyr, İfrikiyye Savaşı’nda…

• Çekilen sıkıntıların bedeli ne kadar fazla ise, insan kalitesi de o kadar fazla olmuştur.

• 1- Sorumluluk şuuru, çocuklara vurulması gereken en önemli aşılardan biridir. Zamanını ve muhtevasını iyice ayarla ki, telafisi zor olan durumlara düşmeyesin.

• 2- Adalet duygusu, çocuklara öğretilmesi gereken en önemli hususlardan biridir. Anlamını ve ehemmiyetini iyice öğret ki, hukuka riayet eden evlatların sahibi olabilesin.

• Adalet mutlak eşitlik değil; hak edene, hak ettiğini vermektir.

• 3- İtaat Bilinci, çocuklara verilmesi gereken en önemli ilkelerden biridir. Gerekliliğini ve sınırlarını iyice bellet ki, saadeti elde edebilesin.

• 1- Çocuğa yaşına takılmadan değer vermeli, “sen küçüksün, daha çok var dememeli” senelere bırakmadan, emellerle değeri, ziyadeleştirmelidir.

• 2- Değere uygun roller belirlemeli, hedefler ve idealler yükseltilmeli, zihinlerine insanlığın zirve hali olan Sahabe efendilerimiz, yerleştirilmelidir.

• 3- Rolleri oynayacak mekanlar açmalı, hata yapmalarına kızmamalı, hedeflerine yürüyecek imkanları çoğaltmalı, hak ile meşgul olabilecek zeminler üretilmelidir.


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

30 Ağustos 2018 Perşembe

Değer ve Sorumlulukları Açısından Evlilik

Dersten Cümleler

Bekarlar için evliliğin inşası yani teşviki…

Evliler için evliliğin ihyası yani diriltilmesi…

Allah’ın emri, Peygamber’in kavli….

Hangi ayet, yada ayetler evliliği bir Allah emri olarak bize anlatır?

Nisa Süresi’nin başından 26. ayete kadar evlilik ile alakalıdır.

3. ayet, yine aynı Sûre’nin 25. ayeti, “Fenkihu/Nikahlanın/Evlenin” diye emir ile gelir.

Nur Sûresi 32. ayet ise İslam toplumunun üzerine bir yükümlülük olarak bekarların evlendirilmesi sorumluluğunu yükler: “İçinizdeki bekar olanları evlendirin” der.

“Nikah benim sünnetimdir. (En-Nihahu min sünneti) Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim.” (İbn Mace, Nikah, 1)

“Evlenin ve çoğalın. Ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim. Hatta düşük çocuk olsa bile.” (Beyhakî, Ma‘rifetu’s-Süneni ve’l-Âsâr, 11/207; Abdurrezzâk, el-Musannef, 6/173; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, 3/269)

Evliliğin maksadı nedir?

1- Kulluğun ifasıdır.
2- Neslin devamıdır.
3- Hayat yükünün paylaşımıdır.
4- İhtiyaçların karşılanmasıdır.
5- Huzurun teminidir.

Havva validemiz, Hz. Adem’e nefes olmuştu.

Bu beş maddenin Kur’an’da birer birer karşılığı vardır.

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Rum Sûresi, 30/21)

Kur’an’da sevgiyi ifade eden üç kelime vardır:Ülfet, Meveddet ve Hub…

Evlilik nedir?

1- Evlilik ibadettir.
2- Evlilik nimettir.
3- Evlilik cihaddır.
4- Evlilik devlettir.
5- Evlilik dindir.
6- Evlilik imtihandır.

Alınması gereken mesajlar:

1- Evlilik ibadettir; öyleyse külfetine katlanılmalıdır.
2- Evlilik nimettir; öyleyse şükrü eda edilmelidir.
3- Evlilik cihaddır; öyleyse hazırlığı yapılmalıdır.
4- Evlilik devlettir; öyleyse yasalar uygulanmalıdır.
5- Evlilik dindir; öyleyse sahip çıkılmalıdır.
6- Evlilik imtihandır; öyleyse sabır azık olarak edinilmelidir.

Evlilik ibadettir; öyleyse külfetine katlanılmalıdır.

Eğer evlilik Allah’ın emri, Peygamber’in kavli ise o bir ibadettir. Aynen namaz gibi, oruç gibi, hac gibi, zekat gibi…

Külfetsiz ibadet var mı?

İblis’in sevineceği en önemli hadise bir ailenin yıkılmasıdır. (Müslim, Münafıkûn, 67; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/314)

İslam toplumunun en önemli kalesi ailedir.

Muaz b. Cebel’in evlilik konusundaki hassasiyeti…

Abdullah b. Mes’ud: “Bilsem ki, bu dünyada sadece 10 gün yaşayacağım, yine hemen evlenir, Rabbim huzuruna nikâhsız bir şekilde gitmem!”

İmam Ahmed b. Hanbel oğluna diyor ki: “Oğlum! Koş beni falanca kadın ile nikahla. Bakarsın ölüm meleği bana yolda yetişir, ben Rabbime nikâhsız bir şekilde gitmeyeyim.”

Evlilik bu kadar önemli ise neden bazı alimler evlenmemiştir?

Evlilik nimettir; öyleyse şükrü eda edilmelidir.

Her nimetin şükrü, kendi cinsindendir.

Evlilik büyük bir nimettir.

“Allah, evlerimizi bizim için bir huzur ve sükûnet yeri yaptı!” (Nahl Sûresi, 80)

Evinde dinlemeyen, evinde rahat edemeyen bir insan başka bir yerde asla edemez.

Evlilik cihaddır; öyleyse hazırlığı yapılmalıdır.

Evlilik cihaddır, kiminle karı-koca birbirleriyle mi?

Cihad: İnsan ile İslam arasındaki engellerin kaldırılmasıdır.

Evlilik devlettir; öyleyse yasalar uygulanmalıdır.

Aile küçük bir devlettir.

Evin devlet başkanı, erkektir; babadır.

Bir devletin İslam devleti olup, olmadığını nereden anlaşır? Üç esas varsa o devlet İslam devletidir: Kökte tevhid, gövdede adalet, dallarda meşveret…

İstişare, amellerin bereketidir. İstişare isabet kayıt etmenin en önemli yoludur.

Evlilik dindir; öyleyse sahip çıkılmalıdır.

Âişe annemiz naklediyor, Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Kul evlendiği zaman muhakkak dîninin yarısını tamamlamış olur, diğer yarısında da Allâh’dan sakınsın.” (Hâkim, el-Müstedrek,
2/175;Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, 1/294; Beyhaki, Şu’abu’l-Îmân, 4/383)

Evlilik imtihandır; öyleyse sabır azık olarak edinilmelidir.

Evlilikleri sıkıntıya sokan en önemli etken, beklenti meselesidir.

Kur’an’ın tertibinde 66. sûresi olan Tahrim Sûresi, dört aileyi örnek olarak gösteriyor.

Hz. Nuh’un ve Hz. Lut’u hanımı….

Hz. Meryem ve Hz. Asiye örnekliği…

Olayı bize nakleden Enes b. Malik’tir, ama olayın bizzat şahidi Aişe annemizdir.

Havle bint Tüveyt el-Attariye’nin hatırası…

“Ey Mü’minlerin Annesi! Ben her gece bir gelin gibi süslenip kocamı karşılıyorum. En güzel elbiselerimi giyiyorum, en güzel kokuları sürünüyorum, öylece karşısına çıkıyorum. Vallahi bunu da
tamamen Rabbimin rızasını kazanmak için yapıyorum…”

“Birazdan Resulullah gelecek, sen derdini ona anlat, O senin derdine bir çözüm söyleyecektir.”

“Ey Havle! Sabır et, öyle yapmaya da devam et, kocanı dinle ve ona da itaat et!”

“Sevap olmaz mı Ey Havle! Bir kadın Allah için bazı şeylere katlanırsa, kendi evinde bir eşyayı kaldırıp bir yerden bir yere bıraksa bile ona sevap vardır.”

“Sen ne zannediyorsun Havle… Diyelim ki, bir kadın kocasından hamile kalsa o kadının sevabı oruç tutan, gece namazı kılan ve Allah’a itaat edenin sevabına denktir. Doğurması sevaptır, emzirmesi sevaptır. Kadın; bebeğini emzirmeye başladığı andan itibaren, her bir emzirmesine karşılık bir köle azadı sevabı vardır. Çocuğu sütten kestiği zaman, gök yüzünden ona şöyle
seslenilir: Ey kadın! İşine başla ve geçmişini unut çünkü geçmişinden sorumlu değilsin.”

“Ey Allah’ın Resulü! Sevap sadece kadınlar için midir?” Yani erkeklere bir şey yok mu? Ben bu erkeklere acımaya başladım.”

“Olmaz olur mu Ya Aişe! Elbette sevapta erkeklere de paylar var. Bak, Müslüman bir erkek eşinin elini tutup onu arzuladığı zaman Allah o kişiye on sevap yazar. Kişi eşinin boynuna sarıldığında Allah o kişiye yirmi sevap yazar…”
Ebu Nücehy (ra) naklediyor:

“Miskinün, Miskinün, Miskinün
Miskindir, Miskindir, Miskindir

Bir adam çok fazla mala sahip olsa bile eğer bir hanımı yoksa yani evlenmemişse o adam miskindir.

Miskinetün, Miskinetün, Miskinetün
Miskindir, Miskindir, Miskindir
Bir kadın, kocası yoksa, çok mal sahibi de olsa miskindir.” (Heysemi, Mecmaü’z-Zevaid, 4/252)


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

29 Ağustos 2018 Çarşamba

Arşın Gölgesindeki Tüccar

Dersten Cümleler

• Nasıl arşın gölgesinde gölgelenmek nimeti elde edilebilir?
• Sahabe ile aramızdaki fark, biz: “Birinden olsak yeter” diyoruz, onlar: “Yedisinden olsak yetmez” diyorlar.
• Sahabe’nin ufkuna bir örnek: Hz. Ebû Bekir…
• “Anam, babam sana feda olsun Ya Resulullah! Bu kapıların hepsinden girmek mümkün değil mi?”
• “İnşallah sen öylesin!”
• Mahşerden dehşet veren bir tablo…
• Ameller niyetlere göredir; niyetlere göre değer kazanır.
• Cennetin kapısında iki sınıf: Alimler ve Tüccarlar…
• Allah’ı (cc) memnun etmenin yolu bir tane midir?
• Arşın gölgesinde gölgelenecek yedi zümre:

1- Adil devlet başkanı
2- Gençliğini Allah yolunda geçiren delikanlı
3- Mescitlere gönlü bağlı olan adam
4- Allah için birbirlerini seven dostlar
5- Cemal ve makam sahibi olan karşı cinsin davetine hayır diyen adam
6- Gecelerini gözyaşları ile süsleyen abid
7- Malını Allah yolunda reklam etmemek şartı ile infak eden tüccar

• Fudayl b. İyad’ın, Abdullah b. Mübarek’e ve İmam Malik’e yazdığı mektuplar…

• “Allah, rızıklarını kulları arasında dağıtmıştır…. Farzları yerine getirdikten sonra, ecrimizi Allah’tan alacağız.”

• Neden Muhteşem Ahlak derslerinin başlangıcı ticaret ahlakı oldu?

• Birincisi: Efendimiz (sas) işe ticaret ahlakı ile başlamıştır.

• Mekke, ticari bir merkezdir.

• İkincisi: En fazla sınıfta kaldığımız alan ticari ahlak alanıdır.

• Zahid kimdir?

• İmam Muhammed eş-Şeybanî: “Zahidlik mağarada olmaz evladım. Zahidlik, çarşıda, pazarda, insanların içerisinde alırken, satarken olur.”

• Süfyân b. Uyeyne: “Eğer o adam elinden o yüz dirhem çıktığı zaman yüreğinde hiçbir sıkıntı duymuyorsa, o parası on bin dirhem olunca da sevincinden uykusu kaçmıyorsa, o adam zahiddir.”

• “Hayır, bunlar mütevekkil/tevekkül eden değil, müteekilûndur /yiyicilerdir. Size mütevekkilin kim olduğunu söyleyeyim mi?” der. “Evet” cevabını alınca şöyle buyurur: “Mütevekkil, toprağa tohum eken sonra da Allah Teâlâ’ya tevekkül eden kimsedir.”

• Tüm peygamberler, dinden konuşmuş, ama asla dinden geçinmemişlerdir.

• El kârda, gönül yarda olmalı…

• Ticari ahlakın beş temel esası…

• 1- Sağlam bir akidenin inşası

• 2- Ticari hukukun derinlemesine öğrenilmesi

• Hz. Ömer: “Bizim çarşımızda, dinde belli bir derinliği olmayan kimselerden başkası alış-veriş yapmasın.”

• 3- Sadık ve salih dostların edinilmesi

• 4- Allah’ın, yapılan ticarete ortak edilmesi

• “Aziz ve Celil olan Allah buyurdu ki: ‘İki ortaktan birisi diğerine ihanet etmediği müddetçe ben onların üçüncü ortağıyım. Eğer birisi diğerine ihanet ederse, ben aralarından çıkarım.” (Ebû Davud,

Büyû, 26; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, c. 6, s. 78)

• 5- Bir hakikat olan ölümün sürekli hatırda tutulması

• لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

• “Allah, kendisinden başka ilah olmayan, eşi ve ortağı bulunmayan, mülkün tamamını elinde tutan ve hamd edilmeye layık olandır. O, dirilten ve öldüren, ama kendisi sürekli diri olandır. Tüm hayırlar onun elindedir. O her şeye güç yetirendir.”


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

http://www.siyertv.com/arsin-golgesindeki-tuccar/

27 Ağustos 2018 Pazartesi

Ahlâkın Temeli Kur’an

Dersten Cümleler

• Derdimiz, Resulullah’tan (sas) öğrendiğimiz hakikatlerle hayatımızı şekillendirmektir.
• Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.
• Güzel ahlak, benimle başlayan bir şey değil, benimle kemale eren bir şeydir.
• Resulullah’ın (sas) Cahiliye Araplarının geleneklerinden ıslah ettikleri, ibka ettikleri ve ilga ettikleri olmuştur.
• Güzel ahlak, fıtri bir şeydir. Yaratılıştan özüne kotlanmıştır.
• Güzel ahlak, ancak peygamber sedası ve soluğu ile tamamlanacak bir şeydir.
• Hz. Aişe: Hepimizin nikâhı yerde kıyıldı, Zeynep’in nikâhı gökte kıyıldı.
• Muhakkak ki, Sen muhteşem bir ahlak üzeresin.
• O’nun (sas) ahlakı Kur’an’dı.
• Ahlakın temeli Kur’andır yani Âlemlerin Rabbi olan Allah’tır.
• Ahlakın temeli yasalar/kanunlar veya gelenekler olması nelere sebep olabilir?
• İman, yetmiş üç şubedir/kısımdır. En üstü, ‘La ilahe illallah’ sözüdür, en altı yolda insanlara eza veren bir nesneyi kaldırmaktır. Hayâda imandandır.” (Buhari, İman, 3)
• Yeryüzü senin için bir mesciddir. Yeryüzü senin önüne serilmiş bir seccadedir.
• Her ümmetin bir emini vardır, benim ümmetimin emin ise Ebû Ubeyde b. Cerrah’tır.
• Ebû Ubeyde b. Cerrah’ın Humus’ta insanların gönlünü kazanması…
• Kur’an’ın üç temel konusu: Tevhid, Nübüvvet ve Haşr…
• İbn Abbas’a göre din binası dört kattan oluşur: Akaid/Akide, Ahlak, İbadet ve Muamelat…
• Alak Sûresi, ilk beş ayeti: İlim ahlakı…
• Müzzemmil Sûresi: Dava adamının ahlakı…
• Müddessir Sûresi: Dava ahlakı…
• İlk altı yıl inen ayet sayısı: 3014’tür.
• Kıl o namazı, çünkü o namaz seni her türlü çirkinlikten, hayâsızlıktan alıkoyar.
• Fatiha Sûresi: Yol, yolcu ve yolculuk ahlakı…
• Bakara Sûresi’nin ilk beş ayeti: Mümin ahlakı
• Bakara Sûresi 6 ve 7. ayeti: Münkir/İnkârcı ahlakı
• Bakara Sûresi 8’den sonrası: Münafık ahlakı
• Alî İmran Sûresi ve ahlak vurgusu…
• Efendimiz’in (sas) düşmanlarının O’nun ahlakına dair itirafları…
• Nadir b. Haris’in sözleri…
• Huzeyfe b. Yeman ve babası Huseyl b. Cabir’in hatırları…
• Allah’ım! Eğer sen şu bir avuç iman insanını helak edersen, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacak!
• Çabuk Medine’ye geri dönün! Biz her şart ve durumda, düşman bile olsa verilen sözü yerine getirmekle emrolunduk!



Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:
http://www.siyertv.com/ahlakin-temeli-kuran/

26 Ağustos 2018 Pazar

El-Vehhab Olan Allah’ın En Güzel Bahşişi; Çocuk

Dersten Cümleler

el-Vehhab, Kur’an içerisinde biri Ali İmran Süresi 8. ayette, İki tanesi ise Sa’d Süresi 9. ve 35. ayeti olmak üzere 3 kez geçmektedir.

el-Vehhab’ın anlamı; “Hiçbir karşılık beklemeksizin kullarına bol bol ihsanda bulunan, hibe eden, bahşeden” demektir.

Vehhab ism-i şerifi Kur’an’da üç kez geçmesine rağmen, bu ismin kökü olan ve-he-be köküne ait kelimeler 22 tane geçmektedir. Bu 22 kullanımın tam 12 tanesi çocukla alakalıdır.

Resulullah’ın (sas) lisanında çocuk mevhub’dur.

“Sana bağışlanan bu çocuğu Allah senin için mübârek eylesin. Onu sana bahşeden Vehhab olan Allah’a şükret. Allah çocuğunu hayırlarla büyütsün ve rızıklandırsın.”
“Allah sana da bereket versin ve bereketini üzerinde daim kılsın. Seni de hayırlarla mükafatlandırsın ve benzeri ile rızıklandırsın.”

“Hz. Peygamber (sas) çocuk terbiyesi meselesinde işi nereden başlattı? “

Ana ve babanın eğitim zaten çocuğun eğitimidir.
Efendimiz’in (sas) ile eğitim adımı yetişkinleredir.
Hamilelik zor bir süreç…

Hamile bir kadın ne yapmalı?

1- Farzların İkamesi
2- Nafilelerin İhyası
3- Azaların Muhafazası
4- Ruhun İmarı
5- Duyguların Islahı

Çocuk doğduğu an itibari ile Efendimiz’in (sas) rehberliği çerçevesinde ebeveynin beş temel vazifesi ortaya çıkmaktadır. Nedir bunlar?

1- Tahnik
2- Ezan ve Kamet
3- İsimlendirme
4- Akika
5- Salihlerden Dua

Tahnik: Tahnik, damak anlamında olan henek kökünden türeyen bir kelimedir.
Terim manası; ağızda yumuşatılıp yeni doğan bebeğin ağzına hurma veya tatlı cinsinden birşey sürülmesine denmiştir.

Efendimiz (sas) en az 15 bebeğe bizzat kendisi tahnik yapmıştır.
1- Hz. Hasan
2- Hz. Hüseyin
3- Hz. Zeyneb
4- Abdullah b. Ebî Talha
5- İbrahim b. Ebî Musa el-Eşârî
6- Münzir b. Ebû Üseyd
7- Abdullah b. Abbas
8- Abdullah b. Zübeyr
9- Sinan b. Ebî Seleme el-Hüzelî
10- Abdullah b. Hâris b. Amr
11- Abdullah b. Hâris b. Nevfel
12- Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab
13- Muhammed b. Nübeyt
14- Yahya b. Hallat ez-Zürakî
15- Numan b. Beşir

Abdullah b. Zübeyr örneği…

“Allah (cc) feda ettiğin o kuşağa karşılık sana cenette iki kuşak verecek!”

“Ben zatu’n-nitakayn’in/çifte kuşaklı kadının oğluyum!”

“Ben annemin karnındayken hicret ettim!”

“Allah’ım! Bize nasıl Mekke’yi sevdirdinse, aynı şekilde Medine’yi sevdir!”

“Allah’ım! Doğacak o çocuğu bizim için sevinç vesilesi eyle!”

“İsmi de, künyesi de dedesinin ki gibi olsun; adı Abdullah, künyesi Ebû Bekir olsun!”
Tahnik’in hükmü müstehabtır. Yapılınca sevap elde edilir; terk edilince her hangi bir günahı yoktur.

2- Ezan ve Kamet
Efendimiz’in (sas) ezan ve kameti ile okuduğu rivayet, Hz. Hasan içindir.

“Ya Resulullah! Rüyamda senin bedeninden bir parçanın koptuğunu ve gelip bizim eve düştüğünü gördüm!”

“Benim oğluma süt annesi olacaksın!”

“Ey Ali! Böyle güzel bir çocuğa Harb ismi konur mu? Benim oğlumun adı Hasan olsun!”
Sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur.

Her ne kadar fıkhen ezan ve kamet okuma mendup olarak sınıflandırılsa da, Müslümanların bir şiarı, sembolü olmuştur.

“İnsanoğlunun ömrü kulağına okunan bir ezan ve arkasından kılınan bir namaz arasıdır.”
Bebeğe okunan ilk ezan, kılınacak son namazı içindir.

4- Akika

Akika; lügatta, “ayrıldı, yardı, alakası ve bağı kesildi” demektir. Aslında bebeğin anne karnında iken uzayan saçlarına akika denmiştir.
Selman b. Âmir’in naklettiğine göre Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Çocuğun akikası vardır. Çocuk için kurban keserek kan akıtın ve kirini giderin.” (Buhari, Akika, 17)
Akika, anne ve baba da oluşabilecek manevi her türlü kire karşı bir kefaret, Allah’a karşı bir şükür, insanlara karşı ise sevincin bir paylaşımıdır.
Sahabi Semüre b. Cündüb rivayet ediyor. Onun nakline göre Efendimiz (sas) buyurmuşlardır ki: “Her çocuk akikası karşılığı rehindir. Yedinci gün, onun için kurban kesilir, başı traş edilir ve ismi verilir.” (Ebû Davud, Edahi, 3; İbn Mace, Zebah, 2)
Akika kurbanın hükmü nedir?
Hanefilere göre müstehab, Maliki, Şafii ve Hanbelilere göre müekked sünnet, Hasanü’l-Basri, Leys b. Sa’d ve Zahiri mezhebine göre ise farzdır.
Akika kurbanın günü ille de 7. gün mü olmalıdır? 7. gün kesilmezse ne olacaktır?
Akika erkek çocuklara iki, kız çocuklarına bir şeklinde mi kesilmelidir?
Akika kurbanından ev halkı yiyebilir mi?
Akika kurbanın kemiklerinin kırılmaması gerektiği yönünde bir hüküm var mıdır?

5- Salihlerden Dua
“Kardeşşcik git! Beni de duanda an! Banada duanda yer ayır!”


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

25 Ağustos 2018 Cumartesi

En Güzel Babadan Çocuk Eğitimi Dersleri

Dersten Cümleler

• Babalığında öğrenileceği en güzel adres Efendimiz (sas) dir.
• Çocuk terbiyesi meselesi sadece annelerin meselesi değil, asıl babaların meselesidir, daha doğru bir ifade ile en önemli vazifesidir.

• Cabir b. Semûre rivayeti…

• Onun babası Semûre b. Cünade, annesi ise Halide bint Ebî Vakkas’tır.

• “Kişinin evinde oturup çocuklarına terbiye vermesi bir sâ, sadaka vermesinden daha hayırlıdır.” (Tirmizi, Birr, 33; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 96,102)

• Sâ bir ölçü birimidir, 2 kilodan biraz fazla, hatta tam ölçüsü, 2036 gramdır.

• Çocuk terbiyesinin usul ve üslubu meselesi…

• Terbiye meselesinin en önemli ayağı hiç şüphesiz temsiliyettir.

• Efendimiz (sas) evlenmiş kızını (Hz. Fatıma) ve oğlunu (Hz. Ali) evlerine giderek altı ay boyunca sabah namazına uyandırıyor.

• Eğri ağacın düzgün gölgesi olmaz!

• İmam Gazali: “Ana, baba ve muallim düzgün bir ağaç gibi olmalıdır ki, çocuk da onun gölgesi gibi dostdoğru olsun.”

• Çocuklar duyduklarını değil, gördüklerini yapıyor.

• Ne söylemişse Efendimiz (sas) hayatı ile tasdikleyerek, söylüyor…

• Abdullah b. Abbas’ın aktardığı rivayet…

• İmam Cafer-i Sadık: “Dilinizi kullanmaksızın çocuklarınızı iyiliğe çağırın. Böylece çocuklarınız sizden takva, çalışkanlık, namaz ve iyilik görsün ve sizi örnek edinsin.”

• Hz. Ali: “Söz dilinin sustuğu ve amel dilinin söylediği nasihat, hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun ortaya çıkaracağı fayda ile hiçbir fayda asla bir olmaz.”

• Efendimiz (sas) çocuklarına ilk olarak neyi anlatmıştır? Neyi öğretmiştir?

• Allah Resulü (sas) çocuk terbiyesi konusunda ilk anlattığı ders taharettir.

• Taharetin üç temel ayağı:

1- Efendimiz (sas) aklın, zihnin, düşüncelerin tahareti ile selim bir itikad inşa etmiştir.
2- Efendimiz (sas) duyguların tahareti ile mahremiyet inşa etmiştir.
3- Efendimiz (sas) beden, elbise ve mekan tahareti ile nezafet inşa etmiştir.

1- İtikadın İnşası
2- Mahremiyetin İnşası
3- Nezafetin İnşası

• Sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması…

• “Çocuklara ilk öğrettiğiniz kelime ‘Lâilâhe illallah’ (Allah’tan başka ilah yoktur) olsun.” (Abdurrezzak, Musannaf, 4, 334)

• Mahremiyetin İnşası

• Ebû Said el-Hudrî: “Efendimiz (sas) bir genç kız kadar utangaçtı.”

• Ayıp kavramını, hayattan çıkarmak en büyük ayıptır.

• “İlk peygamberlerden beridir halkın hatırında kalan ve devamlı söylene gelen bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb, 78)

• Ümmü Seleme validemizin bir hatırası…

• “O sizi görmüyor ama siz onu görmüyorsunuz?” (Ebû Davud, Libâs, 34; Tirmizî, Edeb, 29)

• Nezafetin İnşası

• “Temizlik, imanın yarısıdır.” (Müslim, Taharet, 1)

• Beden, Elbise ve Mekan temizliği….

• Kur’an’ın ana konularından biridir, taharet… Tam 31 ayette taharet işlenir, bunların yarısı maddi taharetten, diğer yarısı ise manevi taharetten söz eder.

• “Her Müslümanın haftada en az bir defa başını ve vücudunu yıkaması onun üzerinde bir haktır.” (Buhari, Cuma, 12; Müslim, Cuma, 9)

• “Bu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu!” (Ebû Dâvûd, Libas,14)

• Abdullah b. Abbas bu dersin mihmandarı olacak, üç alana örnek verilecek…

• Onun doğumu Miladi 618’dir. Yani Nübüvvet’in 8. yılında doğmuştur.

• “Bir gün Allah Resûlü’nün terkisine binmiştim. Yolda bana: ‘Yavrucuğum! Sana bazı sözler öğreteceğim, onları ezberle, hiçbir zaman aklından çıkarma’ dedi. Şöyle devam etti: “Allah’ın hakkını korursan Allah’ta seni korur, onu istediğin zaman yanında bulursun. Geniş zamanda Allah’ı an ki, Allah da dar zamanda seni ansın, imdadına yetişsin. Bir şey isteyeceğinde sadece ve sadece Allah’tan iste! Yardıma ihtiyacın olduğunda, sadece ve sadece Allah’tan dile! İyi bil ki, bütün insanlar sana yardım etmek istese, Allah dilememişse, hiç kimse sana yardım edemez. İnsanların hepsi isteseler bile Allah’ın dilediği bir musibeti asla kaldıramazlar. İyi bil ki zafer, sabırla elde edilir. Hoşuna gitmeyen durumlara sabretmekte pek çok hayır vardır. Genişlik sıkıntıdan sonra gelir. Zorlukla birlikte kolaylık vardır. İyi bil ki, başına gelenler bir hatandan dolayı gelmediği gibi, yapmış olduğun hatalar musibetine neden olmaz. Allah’ın yazıp takdir ettiğinden başkası olmaz. Kalem kurudu, sahifeler dürüldü. Allah’a, O’nu severek, isteyerek ve yakîn ile yani görüyormuşçasına ibadet et!” ( Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/293; Taberânî, Mu’cem, 11/123; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 3035)

• Cündüb b. Abdullah: “Biz önce imanı, sonra Kur’an’ı öğrendik!”

• Abdullah b. Abbas, Meymune validemizin hanesinde… (Müslim, Müsâfırîn, 191-199; Buhârî, Edebü’l-Müfred, 696; Taberânî, Mu’cemü’l- Kebir, 10/334, 12/31; Zerkânî, Şerhu’l-Mevâhib, 4/486)

• “Allah senin ilmini ve fehmini/anlayışını artırsın.”

• “Bu kabirlerde yatanlar azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar. Evet bunlardan birisi, insanlar arasında söz taşırdı. (nemime) Diğeri ise bevlinden (idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı.” (Buhari, Cenaiz, 34; Müslim, Cenaiz, 28; Beyhaki, Sünen, s. 124)

• “Ey İnsanlar! Cuma günü olduğunda gusül abdesti alın! Bula¬bildiğiniz kadarı ile koku sürünerek mescide gelin!”

• Allah’ım! Bizi çocuklarımızla, çocuklarımızı bizimle mahcup etme!


Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

24 Ağustos 2018 Cuma

Gözlerin Aydınlığı Namaz ve Çocuk

Dersten Cümleler

• Kur’an-ı Hakim’de çocuk, nebevî beyanda ise namaz göz aydınlığıdır.

• “Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Namaz ise gözümün nuru kılındı.” (Nesâî, İşretu’n-Nisâ, 1)

• Namaz sağ göz aydınlığı, çocuk ise sol göz aydınlığıdır.

• Cüheyne kabilesi üzerine düzenlenen seferden bir hatıra…

• “Onlara evlatlarından daha kıymetli, daha sevgili olan bir namaz daha gelecek…” (Müslim, Misafir, 308)

• Asrı Saadet’ten üç tane namaz sevdalısı delikanlı:

Hâris b. Mâlik
Hâris b. Hassan
Hâris b. Süreka

• “Ey Haris! Bu gece nasıl sabahladın?”

• “Ya Resulullah! Gerçek bir iman sahibi olarak sabahladım.”

• “Ya Resulullah! Gündüzümü oruçla, gecemi kıyamla geçirdim. Şu anda öyle bir ruh haleti içindeyim ki, Cennet ehlinin ve cehennem ehlinin birbirleri ile konuşmalarını duyuyor ve sanki Rabbimin arşını ellerimle tutar gibi oluyorum.”

• “Ey Hâris! Desene sen tepeden tırnağa iman kesilmişsin.”

• Hâris b. Hassan düğün sabahı hatırası

• Hâris b. Süreka’nın şehadet sevdası…

• “Senin oğlun Firdevs cennetlerindedir.”

• 1- Onlarda, Hz. Peygamber ile çağdaş olmanın avantajı var, biz bundan mahrumuz.

• 2- Onlarda, Medine gibi bir zeminde yaşamanın avantajı var, biz bundan mahrumuz.

• 3- Onlarda, Sahabe ile arkadaş olmanın bir avantajı var, biz bundan mahrumuz.

• Sahabe olmak mümkün mü?

Sahabe’yi sevap itibari ile geçmek mümkün mü?
Sahabe gibi olmak mümkün mü?

• Peygamber görmeden sahabî olmak

• Sohbet-i risaletin kendine özgü bir insibağı/ boyalaması, in’ikası/yansıması, incizabı/ cezbesi, coşkusu, heyecanı vardır, bu inkâr edilemez.

• Sebre b. Ma’bed (radiyallahu anh) rivayet ediyor: “Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün.” (Ebû Davud, Salat 26; Tirmizi, Salat, 299)

• “Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün!” (Tirmizi, Salat, 299)

• Amr b. As naklediyor: “Resulullah (sas) buyurdular ki: “Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namazdaki ihmalleri sebebiyle onları (hafifçe) dövün ve yataklarını da ayırın.” (Ebû Davud, Salat, 25)

• “Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin” (Ebû Davud, Salat, 26)

• 1- Bugünün çocukları ile Medine’nin çocukları aynı değil, dolayısı ile yedi yaş, on yaş o gün Peygamber ikliminde olan çocuklar içindi; biz bu yaşı hakiki olarak değil, mecazi olarak anlamalıyız.

• 2- Buradaki ‘darebe fiili’ yani ‘dövdü/vurdu’; hakiki değil, mecazi anlamda alıştırın, ısındırın anlamındadır, dövme bu işte olmamalıdır.

• 3- Hz. Peygamber’in burada söylediği sözün hayatta uygulama imkanı yoktur.

• Birinci merhale: 0-7 yaş merhalesi

İkinci merhale: 7-10 yaş merhalesi
Üçüncü merhale: 10 ve yukarı yaş merhalesi

• 0-7 yaş arası anne ve babaların yapmaları gereken en önemli husus; temsildir.

• İkinci merhale: 7-10 yaş merhalesi

• Önemli bir adım, tebliğ…

• “Hasanım/Oğulcuğum! Beş vakit namazını aksatmadan kıl! Sana şüpheli gelen her şeyi terk et. İçinde şüphe olmayan şeylere yönel! Doğruluktan asla ayrılma! Çünkü doğruluk insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise insanı huzursuz eder.” (Tirmizi, Kıyamet, 61)

• “Enesciğim! Elinden geldikçe abdestli ol, zirâ bu takdirde melekler daima sana rahmet okurlar. Namazında ise daim ol; onu asla bırakma, böyle davranırsan melekler daima sana arkadaş olurlar. Rüku edince ellerinle dizlerini sıkı tut, parmaklarını birbirinden ayır, dirseklerini yanlarını yapıştırma; Ey Oğulcuğum! Rükûdan doğrulunca her uzvun tam olarak yerine gelsin, zirâ Cenâb-ı Hâk, kıyamet gününde, rükû ve secde arasında bellerini tam doğrultmayana nazar etmez. Ey Oğulcuğum! Secde edince de alın ve ellerini yere tam koy. Horozun yeri gagalaması gibi (secdeden çabuk kalkarak) gagalama, (secdede kollarını yere sererek) köpeklerin veya tilkilerin yatışı gibi yere serilme. Namazda sağa sola nazar atmaktan sakın…” (Tirmizi, İlim; 7, 16)

• 7-10 yaş merhalesinde önemli bir kavram: tedric… Tedric, aşamalı bir şekilde talimi kavratmadır.

• Efendimiz (sas) 23 yıllık hayatı boyunca üçlü bir sistemle hareket ettiğini görürüz. Nedir bunlar?

1- Meseleleri basitten zora doğru anlatırdı.
2- Efendimiz ön bilgiden gayeye doğru yürürdü.
3- Müşahhastan mücerrede doğru hareket ederdi.

• Namaz eğitiminde tedricilik:

1- Önce iman, sonra namaz öğretilmeli
2- Önce muhabbet, sonra amel devreye girmeli
3- Önce gündüz, sonra akşam gündem edilmeli
4- Önce farzlar, sonra sünnetler hayata taşınmalı
5- Önce yatsı, sonra sabah namazı ile tanıştırmalı

• Üçüncü merhale: 10 ve yukarı yaş merhalesi:

• Temsil, Tebliğ, Tedric, Ta’dil ve Taltif

• Bu merhalenin iki önemli kavramı: Ta’dil ve Taltif…

• Ta’dil: Düzeltme, denkleştirme, düzgünleştirme, aşırılıklardan arındırarak itidal üzere kılmaktır.

• Muhataba göre söz söylemek…

• Ömer b. Abdülaziz’i Medine’de, Salih b. Keysan ile hatırası…

• Her zaman karşılıklı hediye verilmemeli…

• Ümmet darmadağın da, evlerimiz çok mu vahdet halinde?

• Evlerimizde vahdeti sağlayacak beş temel alan:

1- Sofra vahdeti
2- Sayfa vahdeti
3- Sevgi vahdeti
4- Seyahat vahdeti
5- Seccade vahdeti

• Evlerin sofraları, evlerin suffalarıdır.

• Sofra ile midelerimizi, sayfa ile akıllarımızı, sevgi ile kalplerimizi doyurmamız, vahdeti tesis edecektir.

• “Allah’ım onu iyi, muttaki ve reşid kıl! Ve onu İslam üzere büyüt!”



Muhammed Emin Yıldırım

Tamamını videodan izlemenizi tavsiye ederim:

21 Ağustos 2018 Salı

*** BİR FETVA-Kurbanı kestikten sonra namaz kılmalı mıyız?


SORU:2 adet kurban bağışı yaptım inşaAllah. Kesildikten sonra ikisininde namazını kılmalı mıyım? Yoksa bir kere mi kurban namazı kılmalıyım?

CEVAP:Kurban kestikten sonra iki rekat namaz kılmak farz vacip değildir. Bir nevi şükür namazı olarak kılınır. İki rekat kılmanız yeterlidir. Allah kabul etsin.

Nureddin Yıldız