ikra!!!

YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!!!

15 Eylül 2019 Pazar

HAZRETİ İSA (A.S.) NE ZAMAN DOĞDU?


Ayet ve hadisler ışığında Hz. İsa’nın (a.s.) doğumu…

Çocuğa hâmile kaldığı zaman üzüntüden sıkılıp bunalır Meryem Vâlidemiz… İçinde bulunduğu hâli, yalnız teyzesine açar. Teyzesi, Meryem onun yanına gelince onu kucaklar ve der ki:

“-Ey Meryem! Benim hâmile olduğumu hissettin mi?” Meryem de:

“-Peki, sen benim hâmile olduğumu bildin mi?”

Bunun üzerine başına geleni teyzesiyle paylaşır. Teyzesi de başka bir peygambere, Hazret-i Yahya’ya (a.s.) hâmiledir. Teyzesi, daha sonra Meryem’e:

“-Karnımdakinin, karnındakine secde ettiğini hissettim.” diyecektir.


HAZRETİ İSA’NIN (A.S.) DOĞUMU
Müfessir İbn-i Kesîr, Hazret-i Meryem’in (a.s.) her hâmile kadın gibi hamilelik müddetinin dokuz ay olduğu görüşündedir. Bu hususta farklı görüşler mevcut olmakta birlikte, Mü’minûn Sûresi’ndeki şu âyetler İbn-i Kesîr’in görüşünü doğrulamaktadır:

“Andolsun, Biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe hâline getirdik. Sonra bu az suyu, «aleka» hâline getirdik. Alekayı da «mudga» yaptık. Bu «mudga»yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allâh’ın şânı ne yücedir!” (el-Mü’minûn, 12-14)

Bu âyetin normal bir doğum için belirlenen safhaları anlattığını, Hazret-i Îsâ’nın (a.s.) doğumunun mûcizevî oluşu gibi annesinin hâmilelik müddetinin de mûcizevî şekilde çok kısa bir süre olduğu görüşünde olan âlimler de vardır. En doğrusunu Allah bilir.

Nihayet mescidin doğusuna “Beyt el-Lahm” tarafına gelir. Ve doğum başlar. Yalnızdır, Meryem… Şaşkındır. Sancılıdır. Ama en derin sancı, yüreğindeki sancıdır. Çünkü derin bir kaygı taşımaktadır. Âyet-i kerîmeler, onun bu hâlini bize şöyle tasvir eder:

“Böylece Meryem, çocuğa hâmile kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti:

«-Keşke…» dedi, «Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!»”
(Meryem, 22-23)

“Keşke!..” demektedir, Meryem. “Keşke unutulup gitseydim…” Bu sözü, doğum sancısından değil, içinde bulunduğu tedirginlikten dolayı söylemektedir. Çocuğu halktan nasıl gizleyecektir? Kime ne diyecektir? Bekârdır. Değil evlenmek, erkek yüzü bile nâdir görmektedir. Kavmi olan Yahudiler, ona türlü iftiralar atacak, onu belki de yaşatmak istemeyeceklerdir. İffetsizlikle suçlanacaktır. Yoksa bir kadın, evlâdını doğururken sancıdan kıvranır, türlü meşakkatler çeker, lâkin hiçbir zaman üzgün olmaz. Tatlı bir merak içinde olur. Ama Meryem öyle değildir.

HZ. MERYEM’İN SÜKUT ORUCU

Bunun üzerine (Cebrâil -aleyhisselâm-) ağacın altından ona şöyle seslendi:

“-Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir su arkı meydana getirdi. Hurma ağacını kendine doğru silkele ki, sana taze, olgun hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, «Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım!» de.”(Meryem, 24-26)

Rabbi, onu ne güzel teselli etmiştir. Cebrâil’in -aleyhisselâm- kendisine seslenmesi, onun bir kerametidir. Bu sesle sâkinleşir, teselli olur Meryem… Susması emredilmektedir, ona. Dönemin Yahudi inancında “sükût orucu” vardır. İnsanlar günlerce susar, konuşmazlar. Ne de olsa zamanın Yahudileri fitnecidir. Peygamberlerini bile öldürecek kadar câhil ve gaddardır. Meryem, zaten doğumun verdiği yorgunluk ve bitkinlik içindedir. Konuşsa da ne söyleyecek, kimi, nasıl inandıracaktır? Bu sebeple o, Rabbi’nin emriyle susacaktır. Üç gün sükût orucu tutar.

Cenâb-ı Hak, doğum esnasında alt tarafından bir su arkı meydana getirmiş, böylece ona doğumu kolaylaştırmıştır. Doğar doğmaz lohusa anneye, taze hurma ikram etmiştir. Bugün modern tıbbın suda doğumu tavsiye ve teşvik etmesi, lohusa kadına taze hurma yedirilmesi elbette ki Kur’ânî bir hikmet ve hakikate de işaret eder.

Hazret-i Meryem’in o esnada dayandığı hurma ağacı kurumuş bir ağaçtır ve mevsim kıştır. O, Rabbine dayanmış, Rabbi ona kolaylıklar sağlamıştır. Ancak Rabbimiz, ilâhî bir ikramda bile kulundan gayret istemektedir. Kul, gücünün son noktasına kadar gayretini ortaya koyacak, Allah da o kuluna bol bol ikram ve ihsanda bulunacak!..

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Meryem ile oğlu dışında her âdemoğluna annesinden doğduğu gün şeytan dokunur.” (Müslim, Fedâil, 147)

Bu hususta farklı izah ve açıklamalar yapılmıştır. Özetle ifade olunan şudur: Şeytan her doğan çocuğu eller, tokatlar, rahatsız eder ve çocuk bu sebeple doğar doğmaz ağlar. Lâkin Meryem ve oğlu Îsâ’ya (a.s.) şeytan dokunmamıştır.

Kimi müfessirler, “Her âdemoğlu doğduğunda şeytan onu böğründen dürter. Ancak Meryem ve oğlu Îsâ böyle olmamıştır ve şeytan, onu dürtmeye geldiğinde hicâb (perde) ile kendisi dürtülmüştür.” demişlerdir.

YAHUDİLERİN İFTİRALARI

“Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler:

«-Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın! Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi!»

Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti.

«-Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?» dediler. Bebek şöyle konuştu:

«-Şüphesiz ben Allâh’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübârek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.» İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu Îsâ -hak söz olarak- budur.” (Meryem, 27-34)

BEBEĞİN KONUŞMASI İSRAİLOĞULLARI’NI ŞAŞKINA ÇEVİRDİ

Hazret-i Meryem, Hazret-i Mûsâ’nın (a.s.) kardeşi olan Hazret-i Hârun’un (a.s.) neslindendir. O dönemde yaygın kullanılan “kız kardeş” ifadesi ile ona nisbet edilmiştir. Hazret-i Meryem’in (a.s.) seçkin bir âileden geldiği hâlde zina ettiğini düşünürler İsrâiloğulları… Kendilerince bu durumu ona yakıştıramazlar. Hattâ onu taşlamak için ellerinde taşla konuşurlar Meryem’le… Lâkin bebeğin konuşması onları şaşkına çevirir. Beşikteyken konuşmuştur Îsâ bebek… Resûlullâh’ın haber verdiği “beşikte iken konuşan üç kişi”den biridir. Bu da bir kerametidir Hazret-i Meryem’in (a.s.)… Evlâdı, Allâh’ın izniyle konuşarak annesinin iffetini, tertemiz ve lekesiz oluşunu îlân edivermiştir.

“Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine rûhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdîk eden İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.” (et-Tahrîm, 12)

“Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem’i de an!) Biz ona rûhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu, cümle âlem için bir ibret kıldık.” (el-Enbiyâ, 91)

Hazret-i Meryem (a.s.), nâmusunu “kale” gibi sapasağlam korumuştur. Fakat azgın İsrailoğulları, onu öldürmeye azmetmişlerdir. Beşikte konuşan bebeğe bile îtimatları yoktur. Materyalist bir toplum oldukları için Cenâb-ı Hak, onlara gözleri ile görecekleri müşahhas bir delil sunmuştur.

Hazret-i Meryem’e (a.s.) ve kucağındaki bu büyük mûcize olan bebeğe yaklaşamayan İsrâiloğulları, bir müddet sonra öfkelerini teskin etmek için mâsumiyetini çok iyi bildikleri Hazret-i Zekeriyya’ya (a.s.) yönelirler. O pâk nebî, gözlerini kan bürümüş bu topluluktan kaçar ve bir ağacın kovuğuna saklanır. Orada kendisini kıskıvrak yakalar ve testereyle ağacı keserek bu yüce peygamberi de şehid ederler.

KAVMİNDEN AYRILIK, MISIR VE ŞAM GÜNLERİ


Kavminin azgınlığı had safhadadır. Öfkelidirler. Kavimlerinin ileri geleni İmran’ın kızı, “babasız çocuk” dünyaya getirmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın ilhamıyla Hazret-i Meryem, kucağındaki oğluyla Mısır’a gider. Amcasının oğlu Yusuf en-Neccâr, onları bir merkebe bindirip götürür, bir tepeye yerleştirir. Âyette bu duruma işaretle:

“Meryem oğlunu (Îsâ’yı) ve annesini büyük bir mûcize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik.” (el-Mü’minûn, 50) buyrulur.

Hazret-i Meryem ve oğlu Îsâ (a.s.), Mısır’da 12 sene kalırlar. Daha sonra Şam’a giderek Nâsıra’ya yerleşirler. Hazret-i Îsâ, 30 yaşına gelene kadar burada kalır.

Otuz yaşına gelen Îsâ’ya Cebrâil (a.s.) ilk vahyi getirir. O, artık bir peygamberdir. Esmer, salınmış düz saçlı, orta boylu ve al yanaklıdır. Sîmâ olarak Allah Resûlü’nün bildirdiğine göre, sahâbeden Urve bin Mes’ud es-Sakafî’ye benzemektedir.

Ondan evvel Hazret-i Yahya (a.s.) bu kutlu vazifededir. Lâkin İsrâiloğulları ve Filistin valisi Herodos, Hazret-i Yahya’nın (a.s.) peşindedir. Zira o, onların hoşuna gitmeyen şeyler söylemekte, menfaatlerini bozmaktadır. Babası Zekeriyya Peygamber gibi, Yahya peygamberi de şehâdet beklemektedir. Hazret-i Îsâ (a.s.), tevhid mücadelesinde yalnız kalır.

HAZRET-İ MERYEM’İN VEFATI

Tarihî kayıtlar, Hazret-i Meryem’in (a.s.), oğlu Hazret-i Îsâ’nın (a.s.) göğe yükseltilmesinden sonra 6 sene daha yaşadığını bildirir. Kabrinin Kudüs’te veya Şam’da olduğu ifade edilir.

Allah, bu yüce vâlidemizin mekânını âlî eylesin, bizi de cennette kendisine komşu kılsın. Âmîn.

Kaynak: Fatma Çatak, Şebnem Dergisi, Sayı: 157

http://www.islamveihsan.com/hazreti-isa-ne-zaman-dogdu.html
at 09:00
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Mobil sürümü görüntüle
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Bu Blogda Ara

Öne Çıkan Yayın

ŞÜKÜR SECDESİ

BİR NİMETE KAVUŞUNCA VEYA BİR SIKINTIDAN KURTULUNCA ŞÜKÜR SECDESİ YAPMANIN İYİ BİR DAVRANIŞ OLDUĞU Hadisler 1161. Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıy...

Blog Arşivi

  • ►  2025 (308)
    • ►  Haziran 2025 (49)
    • ►  Mayıs 2025 (54)
    • ►  Nisan 2025 (30)
    • ►  Mart 2025 (96)
    • ►  Şubat 2025 (34)
    • ►  Ocak 2025 (45)
  • ►  2024 (264)
    • ►  Aralık 2024 (32)
    • ►  Kasım 2024 (30)
    • ►  Ekim 2024 (31)
    • ►  Eylül 2024 (31)
    • ►  Ağustos 2024 (29)
    • ►  Temmuz 2024 (29)
    • ►  Haziran 2024 (10)
    • ►  Mayıs 2024 (12)
    • ►  Nisan 2024 (7)
    • ►  Mart 2024 (4)
    • ►  Şubat 2024 (17)
    • ►  Ocak 2024 (32)
  • ►  2023 (271)
    • ►  Aralık 2023 (21)
    • ►  Kasım 2023 (13)
    • ►  Ekim 2023 (26)
    • ►  Eylül 2023 (23)
    • ►  Ağustos 2023 (24)
    • ►  Temmuz 2023 (22)
    • ►  Haziran 2023 (35)
    • ►  Mayıs 2023 (35)
    • ►  Nisan 2023 (2)
    • ►  Mart 2023 (19)
    • ►  Şubat 2023 (28)
    • ►  Ocak 2023 (23)
  • ►  2022 (294)
    • ►  Aralık 2022 (31)
    • ►  Kasım 2022 (30)
    • ►  Ekim 2022 (31)
    • ►  Eylül 2022 (28)
    • ►  Ağustos 2022 (24)
    • ►  Temmuz 2022 (18)
    • ►  Haziran 2022 (28)
    • ►  Mayıs 2022 (24)
    • ►  Mart 2022 (27)
    • ►  Şubat 2022 (22)
    • ►  Ocak 2022 (31)
  • ►  2021 (299)
    • ►  Aralık 2021 (31)
    • ►  Kasım 2021 (27)
    • ►  Ekim 2021 (31)
    • ►  Eylül 2021 (27)
    • ►  Ağustos 2021 (27)
    • ►  Temmuz 2021 (17)
    • ►  Haziran 2021 (19)
    • ►  Mayıs 2021 (13)
    • ►  Nisan 2021 (2)
    • ►  Mart 2021 (53)
    • ►  Şubat 2021 (23)
    • ►  Ocak 2021 (29)
  • ►  2020 (296)
    • ►  Aralık 2020 (29)
    • ►  Kasım 2020 (29)
    • ►  Ekim 2020 (26)
    • ►  Eylül 2020 (29)
    • ►  Ağustos 2020 (18)
    • ►  Temmuz 2020 (24)
    • ►  Haziran 2020 (31)
    • ►  Mayıs 2020 (4)
    • ►  Nisan 2020 (19)
    • ►  Mart 2020 (28)
    • ►  Şubat 2020 (26)
    • ►  Ocak 2020 (33)
  • ▼  2019 (292)
    • ►  Aralık 2019 (32)
    • ►  Kasım 2019 (25)
    • ►  Ekim 2019 (29)
    • ▼  Eylül 2019 (23)
      • Elbise İle Namaz Kılmanın Farz Oluşu
      • Secdenin Tamamlanmaması
      • Mest İle Namaz Kılmak
      • Ayakkabı İle Namaz Kılmak
      • KÜÇÜK NOTLARIM (35) :KALPLERİN MÜHÜRLENME NEDENİ
      • Resulüllah’ı sevmede aşırılık olur mu?
      • Davetin esasları, yeni Mutezile ve yeni Hariciler-...
      • Yapmadığınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Faruk Beşer
      • İnsanın Yüklendiği Emanet Nedir?
      • ZULÜM
      • Sıla-ı rahim
      • İslamiyet'te kişisel hak ve özgürlükler (Müslümanl...
      • KUR’ÂN-I KERİM’DE HZ. MERYEM’İN FAZİLETİ
      • HAZRETİ İSA (A.S.) NE ZAMAN DOĞDU?
      • KUR’AN’A GÖRE HAZRETİ İSA VE HAZRETİ MERYEM’İN HAYATI
      • HZ. MERYEM’İN (A.S.) MABED GÜNLERİ
      • HZ. ZEKERİYA (as) HAYATI
      • TEVBE SÛRESİ 128.- 129. ayetlerin tefsiri
      • Kadının İhtilam Olması
      • Ölünün evinde yemek yemek doğru mudur?
      • Hac zamanında eşle ilişki, ihramda dikişli terlik ...
      • Kadınların kabir ziyareti yapması, ilgili hadisler
      • Peygamberimizin (sas) Öptüğü Eller
    • ►  Ağustos 2019 (18)
    • ►  Temmuz 2019 (25)
    • ►  Haziran 2019 (22)
    • ►  Mayıs 2019 (3)
    • ►  Nisan 2019 (26)
    • ►  Mart 2019 (29)
    • ►  Şubat 2019 (29)
    • ►  Ocak 2019 (31)
  • ►  2018 (297)
    • ►  Aralık 2018 (31)
    • ►  Kasım 2018 (30)
    • ►  Ekim 2018 (25)
    • ►  Eylül 2018 (21)
    • ►  Ağustos 2018 (40)
    • ►  Temmuz 2018 (31)
    • ►  Haziran 2018 (23)
    • ►  Mayıs 2018 (15)
    • ►  Nisan 2018 (20)
    • ►  Mart 2018 (30)
    • ►  Şubat 2018 (21)
    • ►  Ocak 2018 (10)
  • ►  2017 (223)
    • ►  Aralık 2017 (32)
    • ►  Kasım 2017 (30)
    • ►  Ekim 2017 (26)
    • ►  Eylül 2017 (26)
    • ►  Ağustos 2017 (22)
    • ►  Temmuz 2017 (19)
    • ►  Mayıs 2017 (11)
    • ►  Nisan 2017 (13)
    • ►  Mart 2017 (19)
    • ►  Şubat 2017 (12)
    • ►  Ocak 2017 (13)
  • ►  2016 (174)
    • ►  Aralık 2016 (9)
    • ►  Kasım 2016 (14)
    • ►  Ekim 2016 (16)
    • ►  Eylül 2016 (14)
    • ►  Ağustos 2016 (27)
    • ►  Temmuz 2016 (21)
    • ►  Haziran 2016 (3)
    • ►  Mayıs 2016 (12)
    • ►  Nisan 2016 (13)
    • ►  Mart 2016 (14)
    • ►  Şubat 2016 (16)
    • ►  Ocak 2016 (15)
  • ►  2015 (155)
    • ►  Aralık 2015 (12)
    • ►  Kasım 2015 (16)
    • ►  Ekim 2015 (12)
    • ►  Eylül 2015 (13)
    • ►  Ağustos 2015 (24)
    • ►  Temmuz 2015 (7)
    • ►  Haziran 2015 (7)
    • ►  Mayıs 2015 (14)
    • ►  Nisan 2015 (11)
    • ►  Mart 2015 (12)
    • ►  Şubat 2015 (11)
    • ►  Ocak 2015 (16)
  • ►  2014 (160)
    • ►  Aralık 2014 (13)
    • ►  Kasım 2014 (13)
    • ►  Ekim 2014 (8)
    • ►  Eylül 2014 (13)
    • ►  Ağustos 2014 (14)
    • ►  Temmuz 2014 (3)
    • ►  Haziran 2014 (10)
    • ►  Mayıs 2014 (12)
    • ►  Nisan 2014 (12)
    • ►  Mart 2014 (28)
    • ►  Şubat 2014 (16)
    • ►  Ocak 2014 (18)
  • ►  2013 (144)
    • ►  Aralık 2013 (18)
    • ►  Kasım 2013 (21)
    • ►  Ekim 2013 (21)
    • ►  Eylül 2013 (18)
    • ►  Ağustos 2013 (8)
    • ►  Temmuz 2013 (10)
    • ►  Haziran 2013 (5)
    • ►  Mayıs 2013 (7)
    • ►  Nisan 2013 (17)
    • ►  Mart 2013 (14)
    • ►  Şubat 2013 (5)

En çok okunan Yayınlar

  • EVLATLARIMIZ İÇİN GÜZEL BİR DUA
    “Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim" Bismillahirrahmanirrahim Allahım ! Bizlere hayırlı evlatl...
  • Zaruriyat,Haciyat,Tahsiniyat
    "Celb-i Menfaat ve def'i mefsedet" Duruma ve ortama uygun olan iş, insanların yararına ve çıkarına olan davranış, hayra ve sal...
  • VAHŞİ Radıyallahu Anh'a İNEN 3 AYET
    Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn....
  • DÜŞMANA KARŞI OKUNACAK DUALAR
    Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn....
  • 95- Tin Sûresi-Hakkında-Nuzülü-Konusu
    Hakkında Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. Tîn, incir demektir Nuzülü Mushaftaki sıralamada doksan beşinci, iniş sırasına göre yirmi seki...
  • BELA VE MÜSİBETE UĞRAYAN NE YAPABİLİR?
    Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn....
  • 98- Beyyine Suresi - 6-8 . Ayet Tefsiri
                      Eûzu billahi mineş şeytânirracîm                   Bismillahirrahmanirrahim ﴾6﴿ Ehl-i kitap’tan ve müşriklerden hakkı inkâ...
  • 98- Beyyine Suresi - 1-3 . Ayet Tefsiri
                      Eûzu billahi mineş şeytânirracîm                   Bismillahirrahmanirrahim ﴾1-2﴿ Ehl-i kitap’tan ve müşriklerden hakkı in...
  • 95- Tîn Suresi - 7 . Ayet Tefsiri
                      Eûzu billahi mineş şeytânirracîm                   Bismillahirrahmanirrahim ﴾7﴿ Artık bu kanıtlardan sonra (ey insan!) san...
  • HACI VEYİSZADE HZ. ÇOCUKLAR İÇİN DUASI
    “Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim" Bismillahirrahmanirrahim EY RABBİMİZ!!! Bizi birbirinden g...

Translate

Filigran teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.